Buruk BAYRAMLAR
Ümidi diri tutalım, yaşama sevinci vermesi için Rabbimize duâ edelim. Kurban bizi birbirimize ve Rabbimize yaklaştırsın inşallah. Bayramlar berekettir, umuttur, özlemdir. Yarınların iyi olmasına bir niyettir. Kestiğiniz kurban ve duâlarınız kabul olsun. Bayramınız mübarek olsun kıymetli dostum.
YAziz Dostum,
arın Bayram. Bayramlar sevinç günleri. Hz. Peygamber (asm) sevinçli olmamızı tavsiye ediyor.
Mevcut duruma, her gün patlak veren cihanı sarsacak hadiselere bakacak olursak zahiren sevinilecek bir durum yok. Bilâkis dertli ve kederli olmak için çok sebep var. En dar dairedeki dertlerden tut; en geniş dairedeki dertlere kadar ümidimizi, sevincimizi kıran olumsuzluklar var. Ozanın biri ‘dert bir değil, elvan elvan’ diyor. Başka biri daha ümitsiz:
‘Bayram gelmiş neyime!’
Peki ne yapalım? Ümitsiz olmak bir mü’mine yaraşır mı?
Hz. Peygamber (asm) dünyanın en dertsiz insanı değildi hiç şüphesiz; ama dünyanın en mesud insanı idi. Öksüzlük ve yetimlik, fakirlik, hakikati bilmenin dayanılmaz ağırlığı, peygamberliğin ağır yükü, en yakın akrabadan başlayan düşman çemberine rağmen mesud olabilmek! ‘Her hadisede Rahmet-i İlâhiyenin izini, özünü, yüzünü görebilmek ve O’na tevekkül edebilmek..’ Mutluluk formülü burada gizli sanki!
***
Enes ibni Malik (ra) anlatıyor:
Cahiliye devrinde yılda iki gün vardı ki, halk o günlerde eğlenirdi.
Resulullah (asm) Medine’ye gelince şöyle buyurdu:
“Sizin de eğleneceğiniz iki gününüz var. Allah, Cahiliye devrindeki o günlerin yerine size daha hayırlısını verdi. Onlar Ramazan ve Kurban Bayramı günleridir.”
(Nesai, İydeyn: 1) Ramazan ve Kurban Bayramlarının dinimizdeki önemi, İslâmın iki temel ibadeti olan oruç ve hac ibadetiyle ilgili olmalarından kaynaklanır.
Ramazan Bayramı oruç ibadetine duyulan bir şükrün sevincidir, Kurban Bayramı da kurban ve hac ibadetinden dolayı duyulan bir şükrün sevincidir. Yine Asr-ı Saadette meşrû dairede eğlencelerin yapıldığını kaynaklardan okuyoruz.
*** Aziz Dostum,
‘İslâma gelen darbeleri en evvel ruhunda hissediyorsan’ ve ‘asıl musîbet dine gelen musîbettir’ diye düşünüyorsan iyi olmak mümkün değil.
Sosyal medyada Hz. Mevlânâ’ya atfedilen güzel bir söz var: ‘İyiyim desem yalan olur. Kötüyüm desem inancıma dokunur. En güzeli şükre vurayım dilimi.’
Evet küfür ve dâlalet dışında her halimize şükredelim en iyisi.
Rahmet-i İlâhiyeden ümit kesilmez. O’nun (cc) her şeye gücü yeter. Umumî musîbetler ancak umumî bir pişmanlık ve tevbe ile kalkar. Dilerse kışımızı bahara çevirir. Bir pişmanlık göstermeden yanlışta ısrar edenleri ise Hz. Musa (as) gibi Rabbimize havale edelim.
“Ve Mûsâ, ta’yîn ettiğimiz vakitte (ta’yîn ettiğimiz yere gelip mağfiret dilemeleri) için kavminden (buzağıya tapmayan) yetmiş adam seçti.
Onları da o şiddetli sarsıntı yakalayınca (Mûsâ) dedi ki: ‘Rabbim! Eğer dileseydin (buzağıya tapanlara engel olmadıkları ve onları terk etmedikleri için) onları da (ve dileseydin) beni de daha önce helâk ederdin.
İçimizden bazı beyinsizlerin yaptığı şeyler yüzünden bizi helâk mı edeceksin? (Helâk etme yâ Rabbî!) Bu, senin imtihânından başka bir şey değildir. Onunla kimi dilersen (küfürlerindeki ısrarları sebebiyle) dalâlete atar, kimi de dilersen (hikmetine binâen kendi lütfundan) hidâyete erdirirsin. Sen bizim velîmizsin; artık bize mağfiret eyle; ve bize merhamet buyur; çünkü sen bağışlayanların en hayırlısısın!”
(A’raf-155)
*** Ümidi diri tutalım, yaşama sevinci vermesi için Rabbimize duâ edelim. Kurban bizi birbirimize ve Rabbimize yaklaştırsın inşallah. Bаyrаmlаr berekettir, umuttur, özlemdir.
Yаrınların iyi olmasına bir niyettir. Kestiğiniz kurbаn ve duâlаrınız kаbul olsun. Bаyrаmınız mübаrek olsun kıymetli dostum.
***