Madem yapacaktınız, n ç n yıktınız?
Türkiye’yi idare edenlere her fırsatta hatırlatmaya çalışılan bir gerçek var: Dünya tek kutuplu değil. Ülkeler de öyle. Mümkün olduğu kadar dünyadaki ‘iyi’lerle işbirliği geliştirilsin.
Gerek Avrupa Birliği ve gerekse Amerika ile yürütülen politikalarda da buna dikkat etmek gerekir. Bir idareciye kızıp AB ya da ABD ile köprüleri atmak isabetli olmaz. Çünkü AB ya da ABD ya da başka bir ülke ‘yekpare’ değil. Dünya ‘iyi’ler ve ‘fena’lardan ibaret. Politikacılarımız bu noktayı unuttukları için AB ya da ABD ile ilişkiler hep inişli çıkışlı oluyor.
AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un gazeteci Muharrem Sarıkaya’ya söylediklerini okuyunca bunu bir daha anlamış olduk. Sarıkaya’nın, ‘AK Parti’nin yeni ikinci adamı’ olarak nitelediği Kurtulmuş’un haklı tesbitleri var, ama bunları yapması icap eden de iktidar... Gazeteci Sarıkaya’nın yazısının kısaltılmış bölümü şöyle:
“‘(Kurtulmuş’a) Ekonomik saldırının’ hangi araçları kullanarak geldiğini sordum, ‘içerde yapısal dönüşüm gerçekleşmediği için oldu’ eleştirilerini anımsattım. Önce saldırının Asya üzerinden başlatıldığını belirtti. Abd’nin akşam gerilimi yükseltip, sabah ilk açılan Asya borsalarından beklenmedik bir saldırı ile ellerinde tuttukları Türk lirası endeksli kâğıtları sür’atle bozmaya başladıklarına tanıklık ettiklerini söyledi. Bunun da yetmediğini, Türkiye’den de hızla dışarı dolar aktaran yollara saptıklarını belirtti.
‘Hiç beklenmedik bir anda, hiç beklenmedik bir yerden saldırıyı başlattılar’ deyip devam etti: ‘Esas mesele ilk baştaki saldırıyı atlatabilme başarısını gösteren algı idi, bu gerçekleşti. Şimdi kur’u belli bir seviyeye kadar indirip orada tutmak gerekiyor. Ancak asıl mesele üretimi arttırıp, uluslar arası pazarda satabilmeyi destekleyici tedbirlerin bir an önce alınmasında…’
“Kurtulmuş (...) bundan sonrasında yapılması gerekenleri ‘4 alanlı plan’ diye niteleyerek şöyle sıraladı:
1- AB ile yeniden: Avrupa Birliği ile ilişkiler yeniden düzenlenmeli. AB tarafından gelen sinyaller önemli, bu pratik olarak da ekonomi açısından olumlu sinyaller... AB ile bir an önce gerilim yaratan çatışmacı faktörleri ortadan kaldırmalıyız. (...)
4- Yapısal değişim: Türkiye kendi içinde bugüne kadar yapması gereken yapısal dönüşümü ve değişimi de ekonomik alanda gerçekleştirmek zorunda. Bunun daha ileriye ötelenecek hali kalmadı, bir an önce hayata geçirilmeli…” (www.haberturk.com, 21 Ağustos 2018)
Asıl meselenin üretimi arttırmak olduğunu hepimiz söylüyoruz. Ayrıca ‘ekonomik saldırı’nın ‘Hiç beklenmedik bir anda, hiç beklenmedik bir yerden’ gelmiş olması da eşyanın tabiatı gereğidir. ‘Saldıran’ların işi budur. Mühim olan bu beklenmedik saldırılara dahi mukavemet edebilmekte...
Her şey bir yana da “Avrupa Birliği ile ilişkiler yeniden düzenlenmeli” tesbitine ne demek lâzım? Tabiî ki AB ile ilişkiler yeniden düzenlensin, ama var olan ilişkilerin niçin ve nasıl bozulduğunu da sorgulamak gerekmez mi? Bu noktada işler yolunda ilerlerken ne oldu da bozuldu ya da kim bozdu? Bunu hiç tartışmayalım mı?
Hem, “Türkiye kendi içinde bugüne kadar yapması gereken yapısal dönüşümü ve değişimi de ekonomik alanda gerçekleştirmek zorunda” ise ki öyledir, bunu yapmak için bu güne kadar niçin bekledi?
Bu soruları sormaz ve cevaplarını aramazsak çareyi bulmak kolay değil. Hamasetle işlerin yürümeyeceğini herkes anlamıştır inşallah.