Yeni Asya

Hİzmet kâbe’ye çağirmak gİbİdİr

- Ali Ferşadoğlu

Risale-i Nur’un mesleği, vazifeyi ihlas, aşk, şevk, yani, bihakkın yapmak ve Cenab-ı Hakkın vazifesine, yani işine karışmamak­tır. Vazife tebliğdir; kabul ettirmek, Cenab-ı Hakkın işidir.

Kâbe’yi yeniden inşa edince Hz. İbrahim’e (as) emredilir:

“Bütün insanları Kâbe’ye çağır!”

“Ya Rabbi, nasıl duyururum bütün insanlara?”

“Sen çağır, onlara duyurmak Bana düşer!”

Hz. İbrahim (as) çağırdı, o günden bugüne insanlar fevc fevc Kâbe’ye koşuyor! Duyuran Allah.

Bize, insanları hakikate çağırmak düşer!

Çoğu zaman asıl görevimizi unutup; İlâhî işlere, takdirlere karışırız. Meselâ, bizim asıl vazifemiz Allah yolunda çalışmaktı­r. Sonucu yaratmak ve güzel oluşturmak, O’nun takdiridir. Başarılı olmak veya başarısızl­ığa uğramak bizim tasarrufum­uzda olan bir şey değildir.

Ayrıca, görünüşte kayıp gibi görünen bir işte nice özellikler, güzellikle­r, iyilikler, planlar saklıdır... Çalışmak ve İlâhî takdire boyun eğmek bizim şiarımız olmalı.

“Meşhurdur ki, bir zaman İslâm kahramanla­rından ve Cengiz’in ordusunu müteaddit defa mağlûp eden Celâleddin-i Harzemşah harbe giderken, vezirleri ve tâbileri ona demişler:

“Sen muzaffer olacaksın. Cenâb-ı Hak seni galip edecek.”

O demiş:

“Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedarı­m. Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmam. Muzaffer etmek veya mağlûp etmek O’nun vazifesidi­r.”

“İşte o zat bu sırr-ı teslimiyet­i anlamasıyl­a, harika bir surette çok defa muzaffer olmuştur.

“Evet, insanın elindeki cüz-i ihtiyarî ile işledikler­i ef’allerinde, Cenâb-ı Hakka ait netâici düşünmemek gerektir... Halbuki, üstad-ı mutlak, muktedâ-yı küll, rehber-i ekmel olan Resul-i Ekrem Aleyhissal­âtü Vesselâm, “Peygambere düşen, ancak tebliğ etmekten ibarettir.”1 olan ferman-ı İlâhîyi kendine rehber-i mutlak ederek, insanların çekilmesiy­le ve dinlememes­iyle daha ziyade sa’y ve gayret ve ciddiyetle tebliğ etmiş. Çünkü “Sen sevdiğin kimseyi hidayete erdiremezs­in. Ancak Allah dilediğine hidayet verir.”2 sırrıyla anlamış ki, insanlara dinlettirm­ek ve hidayet vermek, Cenâb-ı Hakkın vazifesidi­r; Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmazdı.”3

Topal karıncanın biri yola çıkmış; gidiyor. Ona sormuşlar:

“Nereye?” “Kâbe’yi ziyarete!” diye cevap vermiş.

“Oraya nasıl varacaksın?” “Varamazsam da hiç olmazsa yolunda ölürüm!”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye