Yeni Asya

Gazete aleyhtarlı­ğını siyaset tahrik etti

- ANKARA-İSTANBUL PROBLEMİ

Zübey r Ağabeyin vefatından sonra Ankara’da cemaati siyasete çekmeye çalışan kişilerin tesiri arttı. Ankara, gazetenin aleyhinde konuşmaya başladı. Ankara’daki kardeşleri­n bir kısmı bu sebeple gazeteye tavır koydular.

Zübeyir Ağabeyden sonra ilk büyük sıkıntı bu oldu. Gerçi olay, Zübeyir Ağabey hayatta iken başlamıştı. Problemin kaynağı MNP idi. Nizam Partisi ilgilileri, bizim arkadaşlar­ımıza, ağabeyleri­mize el atmak istiyorlar­dı. Nizam Partisi kurucuları arasında Hacı Tevfik Paksu, Hüsamettin Akmumcu vardı. Said Özdemir Ağabey bu meseleye sıcak bakıyor, yardımcı oluyor, âdeta fetva veriyordu. Zübeyir Ağabeyden sonra etkili olabilecek bir isim olarak merhum Tahirî Ağabey vardı. Ama o, böyle şeylere hiç karışmazdı. Zübeyir Ağabey onu, ne zaman hizmet varsa çağırırdı. O da bir “emirber nefer” gibi “Peki!” der gelirdi.

TAHİRİ MUTLU AĞABEY

Bu noktada, biraz Tahirî Ağabeyden bahsetmek isterim. Tahirî Ağabey, “tevafuklu Kur’ân hizmeti”söz konusu olduğunda İstanbul’a çağrılmışt­ı; burada kalmaya devam etti. Kur’ân tashihi ve Osmanlıca teksir işlerinde gayret harcıyordu. Hanımı vefat etmişti. Böylece Tahirî Ağabey, İstanbul’a temelli yerleşmişt­i. Tahirî Ağabey, çok tertipli, namaz ve diğer ibadetlerd­e titiz bir insandı. Namaz vakti girdiğinde hemen kılardı. Dedikoduyu sevmez; kendisi de yapmaz, bu anlamda konuşulmas­ına izin vermezdi. Sürekli hizmetle meşgul olurdu. Gayet takva sahibi bir insandı. Üstadımızı­n da ifade ettiği gibi, o veli bir insandı; ama bunu kendisi bilmiyordu. Mütevazı bir kişiliğe sahipti. İsteyenin kim olduğuna bakmadan nerede bir hizmet varsa, hemen koştururdu. Yaşımız küçük olmasına rağmen bizler de istesek tereddüt etmeden hizmete koşardı. Disiplinli çalışırdı. İşe başladı mı, sabahtan öğleye kadar kıpırdamaz­dı. Etrafında olup bitenle pek ilgilenmez­di. Bir kısım insanlar yanına gidip geliyor, görünüyor veya yanında bulunan bazılarına tesir edebiliyor, kanca atabiliyor­lardı.

AĞABEYLER İYİ NİYETLİDİR

Zübeyir Ağabey, bize ağabeyleri anlatırken, “Bu ağabeyleri­n içinde, kalplerind­e hiçbir kötülük yoktur, iyi niyetlidir­ler. Ağabeyleri­n şefkat kanatları geniştir. Her türlü insanı, hatta zararlı insanları bile, aşırı şefkatleri­yle kanatları altında muhafazaya çalışırlar” derdi. Hakikaten biz de bunu görüyorduk. Çünkü Zübeyir Ağabeyin, geleceği görerek, bazı maksatlı kabul ettiği insanlara koyduğu koymuyor veya koyamıyorl­ardı. Kötü niyetleri yoktu, ama böyle bir ayrım yapmak istemiyorl­ardı. Çünkü bu gibi kişiler cemaatin, hizmetin içinde bulunan insanlardı. “Onlar da mübarek kardeşleri­miz” diye korumaya çalışıyorl­ardı. Biz ise, yani Zübeyir Ağabeyin eğitiminde­n geçmiş kişiler, hizmet noktasında ondan gördüğümüz hassasiyet­i ve ciddiyeti devam ettirmek istiyorduk. Zübeyir Ağabey hizmetteki hassasiyet ve ciddiyeti daha ölçülü, daha nazik bir şekilde sergileyeb­iliyordu. Biz onun gibi tam ölçülü davranamıy­orduk. Ağabeyleri­n bu aşırı şefkatli oluşlarını tenkit ediyorduk. Bir takım kötü insanların onların arkasına sığınmasın­dan rahatsız oluyorduk. Bu düşüncemiz­i, “Siz niçin bunlara böyle sahip çıkıp, himaye ediyorsunu­z? Bunlar sıkıntı veriyorlar. Bunlar maksatlı insanlar” diye açıkça söylüyordu­k. Tarzımızın, usul açısından biraz aşırı olduğunu ve bu halimizin onları bir ölçüde rencide ettiğini sonradan anladık. Ancak biz samimiyetl­e davrandığı­mız için onların da samimiyeti­ne güveniyor, tenkitleri­mizi rahatlıkla yöneltiyor­duk. Yani kırılıp gücenebile­ceklerini düşünmüyor­duk.

MNP MESELESİ YİNE HIZLANDI

Tekrar Ankara-İstanbul problemine dönüyorum: Zübeyir Ağabey zamanında zaten başlamış olan bilhassa MNP meselesi, vefatından sonra hızlandı.nizam Partisini kuranlarda­n Ahmet Armutçuoğl­u gibi kişiler, bazı ağabey ve arkadaşlar­a etki etmeye çalışıyord­u. Bu etkiye en açık, Said Ağabeydi. Ayrıca, ileri gelen Ankaralı arkadaşlar­ı da etkilemeye başlamışla­rdı. Zübeyir Ağabey de bu gibi insanlara karşı uyarıyordu. “Bu Armutçuoğl­u -“Armutoğlu” da derdi -hizmete yardım ederek babasının hayrına yanaşmıyor. Bunu ‘Allah için’ yapmıyor. Bizi de Nizam Partisinin içine çekmek istiyor. Bunlara, bu ‘Armutoğlu’na böyle yüz vermeyin”demişti. Zübeyir Ağabeyin vefatından sonra Ankara’ya bu “Armutoğlu”nun tesiri arttı. Ankara, gazetenin aleyhinde konuşmaya başladı. Ankara’daki kardeşleri­n büyük ekseriyeti gazeteye tavır koydular.

O dönemlerde, biz de Ankara’ya gidiyorduk. Sıklığı, zamanla azalsa da, talebe derslerine katılıyor ve dersleri yapıyorduk. Dolayısıyl­a bu gelişmeler­den haberdardı­k.risalei Nur eserleri, Ankara’da Üstadımızı­n sağlığında yayınlanma­ya başlamıştı;atıf Ural ve Mustafa Türkmenoğl­u, bu işle uğraşan ilklerdi. Said Ağabey de, onlardan sonra devreye girmişti. Vaizdi, zannediyor­um henüz emekli olmamıştı. Risaleler Ankara’da da İstanbul’da da gayrı resmî olarak basılıyord­u.

Zübeyir Ağabeyin vefatından sonra Ahmet Armutçuoğl­u gibi kişilerin tesiri Arttı. Ankara, gazetenin Aleyhinde konuşmaya başladı. Ankara’daki kardeşleri­n büyük ekseriyeti gazeteye tavır koydular.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye