enflasyon yangini
Enlasyonun artması, paranın değer kaybetmesi ve umumî olarak fiyatların yükselmesi bakımından kötü bir geçmişi olan ülkemiz, yeniden benzer bir sarmala sürükleniyor. Açıklanan Ağustos ayı (2018) enlasyon rakamları Türkiye’yi idare edenler için ikaz sayılmalı ve sanki yangın varmış gibi köklü ve kalıcı çareler aranmalıdır.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ağustos ayında yüzde 2.3 artış gösterdi. Yıllık enflasyon yüzde 15.85’ten yüzde 17.90’a yükseldi. Bu arada Yurtiçi Üretici Fiyatları (Yİ-ÜFE) yıllık bazda yüzde 32’yi aştı. Tüketici fiyatları ile üretici fiyatları arasındaki artış farkının 14 puan olması ayrıca dikkat çekti. Aradaki farkın yüksek olmasını yorumlayan bazı uzmanlar, “İşyerlerinin niçin yandığı, ciddî sıkıntılara düştüğü daha iyi anlaşılıyor” demişler.
Rakamlar çok farklı şekillerde yorumlanabilir. Fakat ortada bir gerçek var: İğneden ipliğe kadar her şeyin fiyatı kontrolsüz bir şekilde artıyor. Bu durumu pazara giden de, markete giden de görüyor. Böyle bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz hâlde “Fiyatlar kasıtlı artırılıyor. Tuzak var. Milletin kafası karıştırılıyor” şeklinde bir itiraz haklı olamaz. Hele hele üretici ve satıcıları karşı karşıya getiren beyanlar krizi daha da katmerleştirir.
Bazı medya vasıtaları ve idareciler bir mal ve hizmete ‘zam geldi’ denilmesinden dahi rahatsız oluyor. Oysa bu durum hepimizin ortak meselesi. Enlasyonun artması, milletin maddî ve manevî sıkıntıya girmesi kimi sevindirir ki? Ancak yanlış idare sebebiyle ortaya çıkan faturanın da idareciler tarafından sahiplenilmesi gerekir. Bir itfaiyeci gibi yangının daha da büyümesini önleyecek şekilde meseleyi ciddiye almak ve çare aramak şarttır.
Geçen gün mahalledeki markete uğradık ve oradaki bir çalışanın eline etiketler alarak fiyatları yenilediğini gördük. Daha biz bir şey sormadan “Her şeye zam geldi. Bak dün şu fiyatta satıyorduk, bugün bu fiyattan. Daha ne kadar zam geleceğini de bilmiyoruz” dedi. Gösterdiği fiyat etiketlerine bakınca (hazır çorbalar grubuna) ortalama yüzde 20 zam yapıldığı görülüyordu. Bu durumu fotoğrafla tesbit edip sosyal medya hesabında paylaşınca bazı komşular itiraz ederek Türkiye’nin çok iyi durumda olduğunu ve bu şekilde paylaşımların yanıltıcı olduğunu söylediler.
Düşünün ki “Şu markette fiyatlara zam yapıldı” şeklindeki bir paylaşım bile bazılarını rahatsız ediyor ve bunun altında başka maksat aranıyor. İnsanları böyle düşünmeye sevk eden hadise, Türkiye’yi idare edenlerin her şeyi farklı yorumlaması ve bazı medya vasıtalarının da buna çanak tutmasıdır. Ortada bir zam furyası var ve bunu haber vermek dahi bazılarının tepkisine sebep oluyor.
Eğer bugünden gerekli tedbirler alınmazsa enflasyon yangını çok daha fazla alevlenir ve Allah muhafaza krizin derinleşmesine sebep olur. Türkiye’yi idare edenleri bir gün daha gecikmeden enflasyon yangınını söndürmeye çağırıyoruz. Bunun ilk adımı da ortada bir problem olduğu kabul etmekle başlar. “Haksız zam yapıyorlar. Bütün bunlar kasıtlı. Bize tuzak kuruluyor” gibi savunmalar belki kulağa hoş gelir ama marketlerde ve pazarda var olan enflasyon artışını durdurmaya yetmez.
Kronik hastalık haline gelen enlasyondan geçmiş yıllarda nasıl kurtulduysak yine aynı yolla kurtulabiliriz.
Hak, hukuk ve adaleti tam tesis ederek ve israfa da son vererek bunu yapabiliriz.