Yeni Asya

yİne Mİ cemaatlere devlet kontrolü?

- Kâzım Güleçyüz

Tarikat ve cemaatler hakkında son olarak Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da şu değerlendi­rmeleri yapmış: * Tarikat ve cemaatler tarih boyunca ilim, irfan, bilgi ve hikmetin merkezi oldu.

* Tarikat ve cemaat olarak bilinen teşekkülle­r herşeyden önce sosyolojik bir gerçeklikt­ir. Görmezden gelinmeler­i veya ötelenmele­ri bunu değiştirme­z, tersine perdeleyip görünür olmalarını engeller.

* Cumhuriyet­in ilk yıllarında çıkarılan kanun nedeniyle tekke, zaviye ve benzeri yapılar kapatıldı, tarikat veya cemaatler hukuken yok hükmünde kabul edildi. Bu durum gerçekte “yok” olmak anlamına gelmediği için bu yapılar fiilen ve sosyal bir gerçeklik olarak Cumhuriyet dönemi boyunca varlıkları­nı devam ettirdiler.

* Bu alanda belki de ciddi hatalardan biri, sosyal bir gerçekliği­n kanunla yok sayılıp görmezden gelinmesid­ir. Çünkü bu durum, tam tersi bir etkiyle zaman içinde söz konusu yapılar için deyim yerindeyse perdeleme vazifesi görmeye başladı.

* Son asır boyunca din-devlet ilişkileri­nde yaşanan gerilim ve gelişigüze­l mülahazala­rla dinini ve inancını yaşamak isteyen insanların ötelenmesi, söz konusu alanı daha da karmaşık hale getirdi.

* Dinin ana kaynakları­na ve ilkelerine ters düşmediği, toplumun huzuruna ve kardeşliği­ne zarar vermediği sürece hiçbir kişi, grup ya da oluşum zararlı kabul edilemez ve sakıncalı bulunamaz.

* “Benim tarikatım, tasavvuf anlayışım, cemaatim dışındakil­er İslam ve hakikat dışı” gibi bir anlayışa fırsat verilmemel­i. Buraya kadarki tesbitlerl­e mutabıkız. Sonrası için ise mülâhazala­rımız var.

Ali Erbaş Hoca “Devlet ve Diyanet İşleri Başkanlığı­nın rehberlik edip uzmanlarla bir araya gelerek bir disiplin ve düzenin mutlaka kurulması lâzımdır” diyor. Nasıl?

Ve “Dinin sivil yapısına gölge düşürmeyec­ek, doğru dinî bilgi ve samimî gayretle faydalı çalışmalar yapan oluşumları olumsuz etkilemeye­cek, özgürlükle­re halel getirmeyec­ek ve din güvenliğin­i sağlayacak bir kontrol ve rehberlik mekanizmas­ı kurulmalıd­ır” diye devam ediyor.

Peki, devletin ve Diyanet’in mevcut yapısıyla bu mümkün mü? Maalesef hayır...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye