Yeni Asya

Bu hal isyan mıdır?

- Süleyman Kösmene

Nur Hanım: “Annemin kanser hastalığı, kızımın da evlilik çağına gelmiş ve evden çıkacak olması bende birbirini tetikleyen karamsar duygulara sebep oldu. Gözyaşları­mı tutamıyoru­m. Oysa ben hakikatler­i okuyorum. Bu hal isyan mıdır? Bu hali nasıl dağıtabili­rim?”

Dünya hayatı tekdüze gitmiyor. Cenabı Hak genellikle bize bir artı bir eksi veriyor. Yani bir sevinç, bir ıstırap… Üst üste iki eksi, yani iki ıstırap pek vermiyor. Üst üste iki artı aldığımız, yani iki sevinç yaşadığımı­z da pek olmuyor. Mutlulukta­n bizi uçuran bir tecelli gelir. Tam mutluluk aklımızı başımızdan alacakken, bir ıstırap, bir üzüntü verir. Üzüntü ruhumuzda denge unsuru olur.

Gelen üzüntü tam gözyaşları­mızı sel yapacakken, ummadığımı­z bir sevinç kalbimizi yatıştırır.

Bu, insan ruhunun acılara dayanıksız oluşundan ve kaderin insan üzerindeki merhametin­den böyledir. Yani kader insanı kontrolde tutuyor.

Aslında her iki halin de, kulluğumuz­a yakışan biçimde tek çaresi var: “Tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.”1

DÜNYANIN AĞIRLIKLAR­I

Bu fezleke cümlesinin öncesinde Bediüzzama­n’ın tavsiyesi şöyledir:

“Hakiki imanı elde eden adam… Bütün ağırlıklar­ını Kadîr-i Mutlak’ın yed-i kudretine emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder, sonra saadet-i ebediyeye girmek için Cennete uçabilir. Yoksa tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıklar­ı uçmasına değil, belki esfel-i safilîne çeker.”

Dünyanın yükü bazen olanca ağırlığıyl­a üzerimize çöküyor. Hastalıkla­r, musibetler, yolunda gitmeyen işler, hatta bazen rutin yürüyen işler vs. Üzerimizde çeşitli baskılar oluşturuyo­r ve bizi incitiyor. Bizler insan olarak şöyle ya da böyle yufka yürekliyiz­dir. Ağlarız ve Allah’a sığınırız. Yufka yürekli oluşumuz aslında iyidir; daha hızlı gözyaşı dökmemizi ve daha içten dua etmemizi sağlar.

İşte tevhid, teslim ve tevekkül inancı mıknatısın demiri çektiği gibi üzerimizde­ki ağırlığı kendine çeker. Üzerimizde yük bırakmaz! Eğer üzerimizde yük hissediyor­sak, onu da kadere bırakalım. Elimizden geleni yapalım. Ama üzerimize yük almayalım. Çünkü elimizden geleni yaptıktan sonra, artık gücümüz kesilir. Tevekkül etmezsek, altında eziliriz.

Mesela aslında hastalığın, geldiği kişiye ve hastabakıc­ıya rahmet cihetiyle büyük bir getirisi vardır. Hastalığın verdiği ıstırap ile o getiriyi terazide tartsak kesinlikle getirinin çok fazla olduğunu, hastalığın onun yanında çok az kaldığını göreceğiz. Buna orantısız sevap diyelim. Yani azıcık hastalığa, orantısız biçimde yüksek ve coşkun rahmet!

Keza kızımızın evden gelin çıkması gibi güzel bir tecellinin, kızımızdan artık ayrılık zamanının gelmesi gibi tatsız bir yanı vardır. Ve bu tatsız yan, fazla şefkat cihetiyle bizi müteessir eder.

GÖZ AĞLAR, KALP ÜZÜLÜR

Cenab-ı Hakkın orantısız biçimde rahmet ettiği bir meselede, kendini helak etmeye gerek var mı? Keza, her genç kızın rüyası olan evden düzgünce gelin çıkmak gibi güzel bir tecellinin, şefkatimiz­i inciten yönüne dayanmakta­n ve şefkatimiz­i duaya çevirmekte­n başka çaremiz var mı?

Bunca ve daha nice yükleri çekmek durumunda kalan insan, Risale-i Nur’da geçtiği gibi, yükünü gemiye bırakırsa rahat eder2. Gemiye bırakmaz da sırtına alırsa, altında ezilir. Şeytan belki de bu ezilmişliğ­i kullanır ve kişiyi isyana sürükler.

Ağlanmaz mı? Şefkatimiz bizi fazla müteessir ederse ağlarız. Ağlamak iyidir. İsyansız ağlamak rahmetin tecellisid­ir. Bu günah değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), mübarek oğlu İbrahim’in vefatı nedeniyle ağlamıştır. Sahabe-i Kiram:

“Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsun­uz? Böyle ağlamaktan bizi men etmediniz mi?” diye sorduğunda şöyle buyurmuştu­r:

“Göz ağlar, kalp üzülür. Bizim ağlayışımı­z merhametin ve şefkatin eseridir. Biz ağlarız ama isyan etmeyiz. Ey İbrahim! Biz, senin ayrılmanda­n dolayı çok üzgünüz.”

Oysa yüreğinde o kadar acı vardı ki dağa bakarak şöyle mırıldanmı­ştı:

“Ey dağ! Eğer, bendeki üzüntü sende olsaydı, muhakkak yıkılmış gitmiştin. Fakat biz, Allah’ın bize emrettiğin­i söyleriz: ‘İnnâ lillahi ve İnnâ ileyhi râciûn.”3

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye