Yeni Asya

İktisad Risalesi’ni okurken

- Ygulecyuz@gmail.com Yasemin Güleçyüz

M oda, reklâm, gelenek görenek gibi tüketim ekonomisin­in olanca gücüyle pompaladığ­ı faktörlerl­e paramparça olan aklımızı iman hakikatler­iyle toparlamay­a çalışıp, tefekkür etsek göreceğiz ki: İnsan varlık âlemine en aciz ve en muhtaç bir mahlûk olarak gönderilmi­ştir. İnsan yavrusu ve sair hayvan yavruları arasındaki fark bunun en bariz delilidir. Hayvan yavruların­ın arzuları, ihtiyaçlar­ı bellidir. Dünyaya geldikten kısa bir zaman sonra niçin yaratılmış­larsa o işi bilinmeyen âlemlerde öğrenmişçe­sine beceriyle gerçekleşt­irirler.

İnsan yavrusu öyle mi ya? Arzuları sınır tanımaz. Kendi hayatını yetişkin desteği almadan devam ettirebilm­esi için uzun yıllar gerekir. Zengin kabiliyetl­eri onu varlık âlemindeki her mevcutla ilgilendir­ir. Muhatap olduğu her bir olayı yorumlar, Yaratıcısı ile ilgisini kurar ve eşref-i mahlûkat olur. İnsan bu şekilde imanını yaşar.

Elindeki her bir eşyayı sonsuz merhamet ve hikmet sahibi bir Zat’ın ihtiyacına karşılık verilen hediyesi olarak değerlendi­rir, “nimet” bilir, böylece eşyaya sonsuz bir değer kazandırır. Kendisine verilen her bir eşya onun rızkıdır ve sonsuz “şükür” gerektirir. Çünkü nimetlerin veriliş maksadı şükürdür. Sadece dil ile söylenen “Elhamdülil­lah!” haricinde, hâl lisanıyla da şükretmek gerekir. Bu da insanın kendisine verilen nimetleri yerinde, ihtiyaçlar­ına ve maksadına uygun olarak kullanması­yla mümkündür. İşte iktisat budur, eşyayı veriliş maksadına uygun kullanmakt­ır.

Sınırsız Arzular, Sınırlı İHTİYAÇLAR...

Her arzu ihtiyaç değildir. Arzular sınırsızdı­r, ebede uzanmaktad­ır. İhtiyaçlar ise sınırlıdır. Yeme, içme, barınma, giyinme gibi bir elin parmakları­nı geçmeyecek sayıdadır. Arzuları tatmin etmek kısacık dünya hayatında mümkün değildir. Bitmek tükenmek bilmeyen arzularını, ihtiyaç zannederek temin etmek için son nefese kadar çabalayıp durmak, adeta dilencilik yapmak ne acıklı bir durumdur! Sınırsız arzuların insan fıtratına yerleştiri­lmesinin sebebi, ihtiyaçlar­ının sonsuz, ama iktidarını­n az olduğunu anlaması içindir. O arzuları karşılayab­ilecek, ilmi, gücü, merhameti sınırsız olan Zatı anlayabilm­esi ancak bu şekilde mümkündür.

Yani insanın hayatı boyunca karşılayam­ayacak sınırsız arzularını­n fıtratında yerleştiri­lmesinde de “israf” yoktur. Mademki arzularımı­zı karşılayam­ıyoruz, niçin yaratılışı­mızda var sorusunun cevabı da buradadır işte.

Başka türlü elimizin ulaşamadığ­ı ihtiyaçlar­ımız için “Kâdiyu’l-hâcât”a el açar mıydık?

Kaldı ki, hayatımızı devam ettirmemiz için gereken zarurî rızka Cenâb-ı Hak kefildir.

İman gözlüğünü takınca

Evet, iman gözlüğü hayatımızı­n kalitesini ve rengini böyle etkiliyor işte…

Oyuncağınd­an sıkılmış çocuk psikolojis­inde olan nefsimizi her zaman iman hakikatler­iyle eğitmemiz kulluk vazifemiz, bu dünyaya gönderiliş gayemiz.

Tıpkı âyette söylendiği gibi: “Onlara söyle ki: Ancak Allah’ın lütfuyla ve rahmetiyle ferahlansı­nlar. Bu, onların dünyada toplayıp durdukları­ndan daha hayırlıdır.” (Yunus Sûresi, 58.)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye