Tuğlaları yerleştirebilmek
Çocuk eğitiminde yanlış anlaşılan ve uygulanan bir gerçek ise; çocukların sosyal müesseselerde ve okullarda başkalarının eliyle eğitileceğidir. Çocuklarımızı dinî ve millî, ahlâkî bir kişiliğe kavuşturmak ve bu minval üzere yetiştirmek evvelâ sosyal müesseselerin değil, anne, baba ve öğretmenlerindir.
Burada önemli olan ilk öğretmenler ve terbiyegerdeler olan anne ve babaların fikir atmosferlerinin, iman ve itikatlarının sırat-ı müstakimde olması; evvelâ kendilerinin tabir-i diğer ile yetişmiş erdemli/faziletli, dindar ve millî marifetlere sahip olmalarıdır.
Yoksa mai/su gibi değişken ve net bir parlaklığa sahip olan safi çocuklar; suyun bulunduğu kab siyahsa, siyah; suyun bulunduğu kab beyazsa beyaz göründüğü gibi; yetiştirildikleri ortamların ve ebeveynlerinin inanç, itikat, iman ve ahlâklarının renklerini benimserler, kaparlar ve in’ikas ettirirler/yansıtırlar.
Çocuğun terbiyesinde anne ve baba kadar yakın akraba, eğitim ve içtimaî/sosyal çevrenin de tesirleri unutulmamalıdır.
Yani dinî, imanî ve İslâmî bir çevreden inançlı bir çocuğun yetişmesi veya millî, vatanî fikirlerin ağırlıklı olduğu bir çevreden millî şahsiyet ve vatanî kişilikli çocukların yetişmesi tecrübeyle sabittir. Veya hem dinî, hem de millî vasıların bir arada olduğu mükemmel çocukların yetişmesinde terbiyegerdelerin elindedir.
Ve önemsememek… Çocuk terbiyesini küçük ve ehemmiyetsiz görmek en tehlikeli bir durumdur. Çünkü tek tek mükemmel yetiştirilen çocuklar bir milletin geleceğinin inşası için yerine konan tuğlaları, taşları andırırlar.
Çocuk eğitiminde zamanın ve yaşın ehemmiyetinin olmadığını zikretmiştik. Öyle ise çocuk eğitimi için elimize geçen her müsbet, her iyi, her güzel, her ahlâkî materyali ve fırsatı; bilgi ve beceriyi muhakkak değerlendirmeliyiz ve tabir-i caiz ise gerekli, lüzumlu ve önemli taşları, tuğlaları yerli yerine zaman geçirmeden yetiştirebilmeliyiz.