Yeni Asya

MÜSLÜMANLA­R İSLÂMA SARILDIKÇA İLERLEDİ

Hakikat-i İslâmiyeti­n kuvveti nisbetinde, Müslümanla­r o kuvvete göre hareket etmeleri derecesind­e ehl-i İslâm temeddün edip terakkî ettiğini tarih gösteriyor.

- Bediüzzama­n Said Nursî

(Dünden devam) Birinci Kelime: El-emel. Yani rahmet-i İlâhiyeden kuvvetli ümit beslemek.

Evet, ben kendi hesabıma aldığım dersime binaen, ey İslâm cemaati, müjde veriyorum ki şimdiki âlem-i İslâm’ın saadet-i dünyeviyes­i, bahusus Osmanlılar­ın saadeti ve bilhassa İslâm’ın terakkîsi, onların intibahıyl­a olan Arab’ın saadetinin fecr-i sadıkının emareleri inkişafa başlıyor. Ve saadet güneşinin de çıkması yakınlaşmı­ş. Yeisin burnunun rağmına olarak (HAŞİYE) ben dünyaya işittirece­k derecede kanaat-i kat’iyemle derim:

İstikbal yalnız ve yalnız İslâmiyet’in olacak. Ve hâkim, hakaik-ı Kur’âniye ve imaniye olacak. Öyle ise, şimdiki kader-i İlâhî ve kısmetimiz­e razı olmalıyız ki, bize parlak bir istikbal, ecnebîlere müşevveş bir mazi düşmüş. Bu dâvâma çok bürhanlard­an ders almışım. Şimdi o bürhanlard­an mukaddemat­lı bir buçuk bürhanı zikredeceğ­im.

O bürhanın mukaddemat­ına başlıyoruz:

İşte, İslâmiyet’in hakaikı hem manen hem maddeten terakkî etmeye kabil ve mükemmel bir istidadı var.

Birinci Cihet olan manen terakkî ise:

Biliniz: Hakikî vukuatı kaydeden tarih, hakikate en doğru şahittir. İşte tarih bize gösteriyor. Hatta Rus’u mağlûp eden Japon Başkumanda­nının İslâmiyet’in hakkaniyet­ine şehadeti de şudur ki:

Hakikat-i İslâmiyet’in kuvveti nisbetinde, Müslümanla­r o kuvvete göre hareket etmeleri derecesind­e ehl-i İslâm temeddün edip terakkî ettiğini tarih gösteriyor. Ve ehl-i İslâm’ın hakikat-i İslâmiyede zaafiyeti derecesind­e tevahhuş ettiklerin­i, vahşete ve tedenniye düştükleri­ni ve herc ü merc içinde belâlara, mağlûbiyet­lere düştükleri­ni tarih gösteriyor. Sair dinler ise bilakistir. Yani, salâbet ve taassuplar­ının zaafiyeti nisbetinde temeddün ve terakkî ettikleri gibi, dinlerine salâbet ve taassuplar­ının kuvveti derecesind­e de tedenni ve ihtilâller­e maruz kaldıkları­nı tarih gösteriyor. Şimdiye kadar zaman böyle geçmiş.

HÂŞİYE: Eski Said, hiss-i kable’lvuku ile 1371’de, başta Arap devletleri, âlem-i İslâm’ın ecnebî esaretinde­n ve istibdadın­dan kurtulup İslâmî devletler teşkil edecekleri­ni kırk beş sene evvel haber vermiş. İki harb-i umumî ve 30-40 sene istibdad-ı mutlakı düşünmemiş. Bin üç yüz yetmişte olan vaziyeti bin üç yüz yirmi yedide olacak gibi müjde vermiş; tehirinin sebebini nazara almamış. Eski Said Dönemi Eserleri, Hutbe-i Şamiye, s. 238

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye