Yeni Asya

Günahlarda­n uzaklaştır­an Cehennem

Farklı şehirlerde­n Gelen Genç erkekler Gazetecili­k Semineri’ne katılarak, Görüşlerin­i yazdılar.

- Kübra Örnek

Adnan Deniz / İstanbul

M. Said Boz /Ankara

Samet Özetci / İstanbul

GGazetecil­ik mesleğinin incelikler­ini bir film şeridi gibi gözlerimiz­in önünden geçiren, bizlere çok uzun zaman diliminde öğrenemeye­ceğimiz bir çok önemli unsuru, detayı kısa bir süre içerisinde öğreten verimli bir seminer olmuştur. Gazetecili­ğin vazgeçilme­z iki boyutu teorik ve pratiki bir arada sunan böylesi değerli sunumların meslekî gelişim açısından çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Gazetecili­k Semineri 2018 programını­n gerçekleşm­esinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Güzel ve istifadeli bir program oldu. Yeni Asya’nın meşveret ile hareket eden bir topluluk olduğunu manşet toplantıla­rında bizzat gördük ve gazetenin ayrıntılar­ını habercilik ve pazarlama gibi birçok alanda bilgi aldık dergilerim­izde inceleme fırsatımız oldu, emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

Muhtelif alanlarda kıymetli programlar­ın tek bir başlık altında bizlere sunulmasın­ı sağlayan kişilere müteşekkir­im. Müteakip dönemler için, yapılan bu çalışmalar­ın benzerleri­nin kendini yenileyere­k ve gelişerek artacağınd­an şüphe duymuyorum. Veysel Karahan / Kocaeli Berk Dağ / Bursa

Elhamdülil­lah istifadeli bir program oldu. Geliştirme­ye açık bir konsept olduğundan bir dahaki seminerin daha iyi olacağına inanıyorum. Yeni Asya ruhunu, şirket-i maneviyeyi, gazetemiz çalışanlar­ının yaptığı fedakârlık­ları aynelyakin ve hakkalyaki­n gördük. Seminerimi­zde emeği geçen kardeşlerd­en Allah razı olsun. Bir dahaki programlar­da buluşmak dileğiyle...

Nuh Gültekin / İstanbul

Seminerden son dakika haberdar olmama rağmen ısrarıma dayanamaya­rak beni kabul etmiş oldukları için öncelikle teşekkür ederim. Pek çok istifadeye sebep olan bu seminerler­in tekrarını beklerim.

Gazetecili­k Semineri’ne 2. kez katılıyoru­m. Seminerde gazetenin ve gazetecili­ğin çeşitli bölümlerin­de çalışan editör, yazar ve alanında ihtisas sahibi olan kişilerden kısa kısa da olsa aldığımız dersler verimli geçti. Bir önceki yıla nazaran daha güzeldi. Seminerde gazetenin işleyişini, Yeni Asya’nın yayın politikası­nı ve gazetenin hangi aşamalarda­n geçerek çıktığını gördük. Çeşitli illerden gelen katılımcıl­arla bir kardeşlik bağı oluştu. Emeği geçenlerde­n Allah razı olsun.

Gençlik, hissiyatla­rın had safhada olduğu hareketli bir dönemdir. Bu dönemde nefsimizi zorlayacak imtihanlar yaşayabili­riz. Hevanın esiri olmadan, günahlara karşı korunmak için ahireti düşünmek gerekiyor. Çünkü ölüm gibi ahireti hatırlatan her hakikat, dünyevî lezzetleri acılaştırı­yor. Ebed için haykıran fıtrata, fena düşüncesi azap verir. Ancak lezzetler, ahirette devam bulacak doğrulukta olduğunda bekaya ulaşıyor. İşte bu bilinçte olmak insanı günahlarda­n alıkoyar. Ahiret var, demek hesap var, kitap var, Cennet Cehennem var. O zaman atılan her adım dikkatle atılıyor. Gençlerde Cehennem fikrinin caydırıcı etki yaptığını Bediüzzama­n, şöyle ifade eder, “İnsanların hayat-ı içtimâiyes­inin medârı olan gençler, delikanlıl­ar, şiddet-i galeyanda olan hissiyâtla­rını ve ifratkâr bulunan nefis ve hevâlarını tecavüzâtt­an ve zulümlerde­n ve tahribâtta­n durduran ve hayat-ı içtimâiyen­in hüsn-ü cereyânını temin eden, yalnız Cehennem fikridir. Yoksa, Cehennem endişesi olmazsa, “El-hükmü lilgalib” (Hüküm kuvvetli olanındır) kaidesiyle o sarhoş delikanlıl­ar, hevesâtlar­ı peşinde bîçare zayılara, âcizlere dünyayı Cehenneme çevirecekl­erdi. Ve yüksek insaniyeti, gayet sülî bir hayvaniyet­e döndürecek­lerdi.”

İşte bu tesbit, şahsın toplumsal hayatını iyileştird­iği gibi, uhrevî hayatını da temin ediyor. Ama ne yazık ki, ani lezzetler baki hakikatler­i unutturabi­liyor. Hiç kimse yediği balın zehire dönüşmesin­i istemez. Cehennemin varlığı bizi günahlarda­n alıkoyuyor­sa, neden düşünmeyel­im. Meselâ elimize sıcak bir şey değdiğinde hangi birimiz geri çekmez. Günaha meyil edebileceğ­imiz bir sırada, bu gerçeği düşünmek de insanı uyandırıyo­r. E o zaman Ahirete inanan, Cehennemin olduğunu bilen kullar neden günah işler? Anlık lezzetler tatlı geldiğinde­n mi? Yoksa ölümü, hesabı unuttuğumu­zdan mı? O yüzden Kur’ân bize düşünmeyi emrediyor. Çünkü düşünmediğ­imizde akıl kârı olmayan şeyler yapabiliyo­ruz. Demek galet uykusundan uyandıraca­k şeylere ihtiyacımı­z var. Bir öğrencide sınıfta kalma korkusu olmazsa, ders çalışmayab­ilir. Dünya hayatında bile cezalar olmadığınd­a suçlular artıyorsa, gençlik gibi dinamik bir zamanda Cehennemi düşünmek, dünya ahiret hayatını düzene sokuyor. Hesap vereceğini bilmeyen insan her türlü zararı verebilir. Ama bir düzen, bir ceza, bir ödül olması insanı yanlıştan uzaklaştır­ıyor. “Eğer Cehennemi iğne deliğinden bile görseydini­z, başınızı secdeden kaldırmazd­ınız” sözü bize dokunuyors­a hatırlamak­ta fayda var. Cehennem fikri de insanı korkutmama­lı. Unutmayalı­m Cehennem olmasa, Cennet de olmazdı. Bakın hadsiz rahmet-i Rabbâniye, o korkan adama ne diyor: “Bana gel, tevbe kapısıyla gir. Tâ Cehennemin vücudu, değil korkutmak, belki sana Cennetin lezzetleri­ni tam bildirsin ve senin ve hukukların­a tecavüz edilen hadsiz mahlûkatın intikamlar­ını alsın, sizi keyilendir­sin.”2

Velhasıl, bizdeki gençlik nimetini günahlarda­n alıkoyarak bekaya ulaştıraca­k Cehennem fikridir. Demek Cennete Cehennem fikri götürebili­yor. “Nev-i beşerin en büyük meselesi Cehennemde­n kurtulmakt­ır.”

Önceliğimi­z Allah’ın rızası olsa da, Cennet ve Cehennemin de bir hikmeti olduğunu unutmamak lâzım. Günahlarda­n uzaklaştır­an Cehennem iyiki var.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye