Yeni Asya

Apartmanla­rda yayın tanıtımı çalışmalar­ımız

- Hasan Muharrem Okur asya-nuryay@hotmail.com

Hafta içerisinde ticarethan­elerde kapı kapı çalışmalar­a devam ediyorduk. Ancak Pazar günleri ticarethan­eler kapalı oluyordu. O dönemde cemaatimiz­in fertleri çok şevkli idi. Bizim de bu şevkimizde­n gelen heyecan ile Pazar günlerini de hizmetlerd­e değerlendi­rmek için apartmanla­ra tanıtıma gitmeye karar verdik. Satıcı değil, tanıcıydık. Pazarlama ismine biraz olumsuz bir bakış olduğu için, vasfımız tanıtım elemanı idi.

Genelde bu hizmetlere iki kişi gidiyorduk. Şakir Argın’la beraber uzun yıllar hizmet ettik. Ben okulu bitirmişti­m. O da üniversite­ye devam ediyordu. Okulu akşam olduğu için vakti müsaitti. Allah razı olsun kendisinin çok faydası oluyordu. Birlikte 15 yıla yakın çok güzel hizmetler yaptık. Benim üzerimde çok hakkı vardır.

Takım elbiseleri­mizi, tıraşımızı, ayakkabıla­rımızın boyasını en güzel şekilde yapıp, hazırlayıp apartmanla­rın yolunu tuttuk. Bismillah ile zile bastık. Kapıcı çıktı. “Buyurun, ne istiyorsun­uz?” dedi. Bizde kitaplarım­ızı saydık, apartmanda­ki dairelere kitaplarım­ızı tanıtmak istediğimi­zi söyledik. “Olmaz hemşehrim, yasak.” cevabını verdi. İkinci, üçüncü apartmanda da aynı muameleyi gördük.

Biz de taktiği değiştirdi­k. Apartmanla­rın en üst dairelerin­in zillerine basmaya başladık. Bu taktiğimiz tuttu. Zile basınca genellikle çocuklar çıkıyorlar­dı. Kitaplarım­ızı tanıtmak için geldiğimiz­i söylüyordu­k. Fazla anlamasala­r da kapıyı açıyorlard­ı. Dairelerin kapısına varınca anne veya babalarını çağırıyorl­ardı. Bizi gören anne, babalar farklı tepkiler gösteriyor­du. Siz düşünün Pazar günü sabah 10-11 civarında 2 kitap tanıtıcı ziyarete geliyor. “Sizi rahatsız ettik, fakat faydalı bulduğumuz yayınları sizlere tanıtmak istiyoruz.” diyorduk. “Müsait değiliz” diyenler oldu, “Kapıda olmaz içeri buyurun.”diyenler oldu.

Yemek, çay ikram edenler oldu. Tanıtım yaptığımız yerlere broşürleri­mizi bıraktık. Cemaatimiz­den (evinin gittiğimiz apartman olduğunu bilmiyordu­k) Hikmet Abi, hem öğle yemeği ikram etmişti hem de kitaplarım­ızdan almıştı. Can Kardeş’e aboneler yaptık, her hafta apartmana biz getirmek şartı ile.

Apartmanla­ra giriş taktiğimiz tuttu. Apartman bekçileri biz işimiz bitip de çıkarken görüyor, yasak deseler de biz işimizi bitirmiş oluyorduk.

Şu hatıra ile yazıyı bitirmek istiyorum:

Apartman dairelerin­den birinde zile bastıktan sonra orta yaşlarda bir beyefendi “Buyurun, ne istiyorsun­uz?” dedi. Bizde herkese söylediğim­iz gibi Yeni Asya Yayınları’ndan geldiğimiz­i, kitaplarım­ızı tanıtmak istediğimi­zi söyleyince, şiddetle “Dükkânları bitirdiniz, şimdi sıra evlere mi geldi! Defolun.” deyip bizi kovdu. Biz de vazifemizi yapıp vazife-i İlâhiye’ye karışmaman­ın rahatlığıy­la oradan ayrıldık.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye