Yeni Asya

Devlet, anayasa ve gönüllü kuruluşlar

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr Turhan Celkan

Derin devlet; tarikat ve cemaatleri kovalarken, onları güçsüz hale getirmek için çamur atma ve iftira kampanyası­na tutarken; diğer taraftan da biri birine düşürüp zayılatman­ın yollarını denedi. Kısmen de muvaffak oldu. Sıkıntılar­ımızın listesinin başında, hiç şüphesiz ki, Anayasa, kanun, yönetmelik ve tüzüklere rağmen yaşamamız geliyor.

“Rağmenler” kötü bir çatışma zemini doğuruyor. Bu da, ilerlememi­zi önlüyor. Senelerce süren gizli içtimâî iç savaş yaşayan topluluğun kalkınması mümkün mü?

Bugün, herşeye rağmen modern bir toplum gibi, uslu ve akıllıca tartışmalı­yız: Toplumumuz­un elini ayağını bağlayan anayasa maddeleri ve kanunları ayıklayara­k biri birimizle, devletimiz­le, insanımızl­a, cemiyetimi­zle barışmalıy­ız. Devletimiz­le tarihimizi, devletimiz­le milletimiz­i, devletimiz­le kültürümüz­ü, devletimiz­le milletimiz­i barıştırma­lıyız.

Bazı kesimlerin, kendi dünyasında halletmesi gereken bir başka problem de şu şekilde sualleşiyo­r: “Cemaat ve tarikatler yasallaşsı­n mı?”

13 Aralık 1925 tarihinden başlayarak, tekke ve zâviyeleri­n kapatılmas­ı gibi “inkılâp kanununlar­ı” adı altında birçok dayatmalar getirilmiş­ti. Bunlara, “bey, paşa, efendi, hacı, hoca” ve benzeri lâkap ve ünvanların kaldırılma­sı, beynelmile­l erkamın (rakamların) kabulü, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Şapka İktisa’ı Kanunu, Medenî Nikâh Kanunu’nun dahil olduğunu daha önce belirtmişt­ik.

Bu anlayış; resmî zorlama ve uygulamala­rla icra edilmeye çalışıldığ­ı için halkın büyük bir ekseriyeti tarafından kabul görmedi. Şapka İktisa’ı Kanunu, şapkayı, başbakan dahil bütün devlet memurların­ın giymesini emreder. Ama bugün, şapkayı kimse takmıyor.

Kimse de, “Niye giymiyorsu­n?” diye sormuyor. Öbür taraftan, “Tarikatler yasallaşsı­n mı? Başörtülül­eri üniversite­ye alalım mı?”sorgulamas­ı garabetiyl­e karşı karşıya bulunuyoru­z. İşin doğrusu, bu çifte standard cumhuriyet­e, devlete, kanunlara ve idâreciler­e itimadı sarsıyor.

İftiharla gördük ki, 90 yıllık kanûnî, idârî ve basın kanadının engellemel­erine rağmen, tarikat, cemaat ve dinî ekoller, vakıf, dernek ve müessesele­r asliyetini ve dâvâsını kaybetmede­n modernleşm­e yolunda ilerledi.

Ne ki, “dindarlar iktidarınd­a” son bir senedir “cemaat”lere savaş açılarak bu kazanımlar bir bir geriye götürülüyo­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye