“Sancılı s stem” kararnameler
“C umhurbaşkanlığı hükûmet sistemi”nin bir türlü rayına girmemesi karmaşasında sık sık karar değişikliklerine dair eleştirilere Cumhurbaşkanı, “Bu yeni sürecin de sancıları var, her kutlu doğum sancılı olur” diyor.
Aslında, bu durum, Bakanlar Kurulu’nun ortadan kaldırıldığı, yürütmenin yanısıra yasama ve yargının partili Cumhurbaşkanı’na bağlandığı, tek kişilik kararnâmelerle Meclis’in yasama işlevinin gasp edildiği “ucûbe sistem”in Türkiye’ye yaramadığının ilk göstergeleri.
Bunandır ki, “Yeni sistem”de 9 Temmuz’da Resmî Gazete’de yayımlanan 703 sayılı kanun hükmünde kararnâme ile önce “rektörlük için profesör olmak” şartı kaldırılıyor. Daha bu değişikliğin bazı isimlerin rektör olarak atamaları için yapıldığı tartışmaları sürerken altı gün sonra 15 Temmuz’da 4 no’lu Cumhurbaşkanlığı kararnâmesi ile bu kez rektörlerin “en az üç yıl profesörlük yapanlar arasından atanacağı” hükmü getiriliyor.
Ve en son 13 Eylül tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan“bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnâmesi” ile rektörlerin, “en az üç yıl profesörlük yapanlar arasından atanacağı”nı belirleyen maddeden “en az üç yıl” ibâresi yine çıkarılıyor.
Özetle, devlet kurumları arasındaki koordinasyon ve işbölümü bir yana, iki buçuk ayda sık sık birbirini nakzeden tenâkuzlu ve zikzaklı “kararnâmeler”, “tek kişilik ‘sancılı sistem”in ne denli “kişiye özel” ve kuralsız olduğunu bir defa daha açığa çıkarıyor.