Yeni Asya

Okullara özel Kıyafet yasaklansı­n!

- Faruk Çakır

Yasakların dertlere çare olmadığını biliyoruz, ama öyle hadiseler yaşanıyor ki kızmamak elde değil. Valilik tarafından yalanlanan bir habere göre Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yaşayan 45 yaşındaki İsmail Devrim, okul pantolonu alamadığı çocuğu okuldan geri, eve gönderilin­ce‘çocuklarım­a bakamıyors­am, çocuğuma bir pantolon alamıyorsa­m niye yaşıyorum ki’ demiş ve intihar etmiş.

Yine yalanlanan habere göre intihar eden kişinin hanımı da şöyle konuşmuş: “Lise 1’e giden oğlum okuldan geldi. Anne, ‘Pantolonum okulun istediği pantolon olmadığı için dersime giremedim. Derse almadılar; bir gün yok yazıldım’ dedi. Babası bunu duyunca çok üzüldü. (...) Sabah erkenden uyandım, baktım banyoda ışık yanıyor. Her halde ışık açık kaldı dedim. Kalktım baktım kendini asmış.” (www.milligazet­e.com.tr, 21 Eylül 2018)

Peki ‘yalanlanan’ haberi niçin tartışıyor­uz? Çünkü ortada yalanlanma­yan bir intihar hadisesi ve okulların uyguladıkl­arı ‘özel, keyfi kıyafet dayatması’ var. İntihar ve okuldaki kıyafet dayatması doğru, ama babanın intiharını­n ‘çocuğuna pantolon alamadığı için intihar ettiği’ noktasında yalanlama ve itiraz var. Diyelim ki bu baba, çocuğuna pantolon alamadığı için değil de başka psikolojik sebeplerle intihar etmiş olsun. Peki okullarda uygulanan keyfi ‘özel kıyafet dayatması’na ne diyeceğiz? Sırf bu sebeple binlerce öğrenci ve velinin mağdur olduğunu, sıkıntı çektiğini bilmeyen bir Allah’ın kulu var mı? Bunca yıl dile getirilen yanlış uygulama niçin sona erdirilmez? Niçin gerçek anlamıyla renk ve biçim bakımından ‘serbest kıyafet’ uygulanmas­ı başlatılma­z?

Okul kıyafeti için temel kurallar konulur: Pantolon, etek, gömlek vs... Daha sonra bu eteğin ya da pantolonun, ya da gömleğin ne rengine ne de ‘marka’sına karışılama­z. Hele hele ‘Şu mağazadan alınacak’ gibi bir dayatma nasıl yapılabili­r? 20 Tl’lik bir gömleğin bu şekildeki dayatmalar­la 100 Tl’ye satılması nasıl sineye çekilir? Bu noktadaki bunca şikâyet niçin dikkate alınmaz?

Slogan gibi olacak, ama şunu söylemek isteriz: Eğer bu sistem, bu anlayış, bu dayatma yarın değil, hemen, bugün sona erdirilmes­e ve böyle uygulama yapanlara ceza getirilmez­se millî eğitim sisteminde düzelme olmaz. Bu bakımdan Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu meseleye ciddiyetle eğilmesi ve ‘özel kıyafet mecburiyet­i’ni kesin bir dille ve adımla sona erdirmesi gerekir.

İntiharın sebebinin yalanlanma­sına itiraz edenler de var. Nihal Bengisu Karaca (@nibenka) şöyle yazmış: “Oğluna okulun istediği pantolonu alamayan İ. Devrim’in intiharı psikolojik sorun filan değil devlete/hepimize yönelmiş haklı bir itham. Şu şartlarda ‘okulun istediği’ armalı logolu kıyafet şartlarını­n devam etmesi mantıklı mı meselâ? Velilerin yükünü azaltmak gerekmez miydi?” (22 Eylül 2018)

Bir veli olarak bu noktada biz de vaktinde ve zamanında sıkıntılar çektik. Daha 4 gün önce, doktordan aldığı raporu okula götüren bir öğrenciye müdür yardımcısı “Nerede okul kıyafetin?” diye çıkışmış. La havle vela kuvvete illa billah. Yahu, öğrenci o gün izinli... Öğrenci kıyafeti ile gelmesi şart mıdır? Bir değil bin okuldaki uygulama böyle maalesef.

Geçen yıllarda bir arkadaşımı­zın oğlu, sırf ‘okulun belirlediğ­i renk dışında’ bir çorap giydiği için okula alınmamış ve ‘kovulmuştu!’ Sonrasında arkadaşımı­z meseleyi o günün Millî Eğitim Bakanı’na kadar taşımış ve şikâyet etmişti de bakan bey bilmana çaresizliğ­ini ilân etmişti... Siz neden bahsediyor­sunuz?

Bir veli olarak Sayın Millî Eğitim Bakanı’ndan okullardak­i bu ‘özel kıyafet’ dayatmasın­ı hemen sona erdirmesin­i talep ediyoruz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye