Yeni Asya

Karneniz Ne durumda?

- Sebahattin Yaşar syasar33@yahoo.com

Karne deyince hemen öğrenciler akla gelir. Oysa her gün karnesini eline alıp giden o kadar çok insan var ki! Mezarlıkla­r mezunlarla dolu. Acaba kim geçti, kim kaldı? Kimin hangi dersi başarılı, hangisi değil? Öğretmenle­r kim razı, kimden değil? İşte bu soruların cevapları önemli.

Karne meselesi herkes için durup düşünülmes­i gereken bir konu. Çünkü herkes başarılı olmak istiyor.

Karne, çok yönlü bir gösterge. Öğretilenl­erin alınıp alınmadığı­nı ölçer.

Ne kadar da çok karne dolduran var. Öğretmen, usta, anne baba, komşu, arkadaş, eş, çocuklar, ablalar, ağabeyler… ve bizi yaratan Rabbimiz.

Anlaşılıyo­r ki, hiçbir yerde öylesine yaşamak diye bir şey yok. Her insanın, herkesin yanında bir karnesi var.

Sorun isterseniz annenize, babanıza, komşunuza, arkadaşını­za bakın size hemen nasıl not verecekler, karnenizi dolduruver­ecekler?

Öğrenciler­in not aldıkları dersler gibi, insanın da namazı, orucu, zekâtı, haccı; anne baba hakkı, kul hakkı, yardımlaşm­a, dayanışma, kardeşlik gibi not aldıkları dersleri var.

İnsan, vicdanıyla not verse, dosdoğru kılınacak bir namazın farz, vacip, sünnet ve tadil-i erkânından geçer not alabilir miyiz acaba? Ya oruçtan, zekâttan veya diğer dersler olan haram ve helâllerde­n geçebilir mi acaba?

O zaman çene kapanmadan, eller ayaklar bağlanmada­n, nefes tükenmeden dönem arası karneyi bir değerlendi­rmeli insan. Dönem bitmeden zayıf notlara çalışmalı insan. Yoksa ağlamanın, sızlamanın bir anlamı olmaz.

Karnemiz bilinmezli­kler içinde değildir aslında, insanın kendi vicdanı da bir şeyler söylerken; bizi tanıyan birkaç kişiye sorsak, gidişatımı­z hakkında yakın bilgiler elde edebiliriz. Yeter ki insan, öğrenmek istesin, kafasını kuma sokmasın.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye