Yeni Asya

“DARÜ’L HARP” FİTNESİ

-

Büyük cemaatleri­n içinde Türkiye’nin darü’l-harp olduğunu kabul etmeyen ve benimsemey­en sadece Risale-i Nur Talebeleri kaldı. Diğer grupların hepsi Türkiye’yi darü’l-harp kabul ettiler. İman hizmetine siyasî tarafgirli­k ve inat meselesind­en başka bu belâyı da bulaştırdı­lar.

İşte İslâmî pek çok grubun Turgut Özal’ın hazırladığ­ı zeminde her ne pahasına olursa olsun zengin olma, köşeyi dönme eylemlerin­e katılmalar­ının temel cevazını bu fikir oluşturdu. Bu da imanları tahrip etti. Bunun için de Turgut Özal zamanında hayalî ihracat gibi ya da birçok değişik şeylere darü’l-harp fikriyle bütün İslâmî gruplar o imkânlara girdiler.

Biz bu fikirle ciddî anlamda mücadele verdik. Bu anlayışın yanlış olduğunu ispat ettik. “Türkiye darü’l-harp olamaz. Çünkü İmam-ı Şafi Hazretleri’ne göre bir memleketin, iki-üç gün gibi kısa bir süreyle bile İslâm hâkimiyeti altına girmesi, Müslümanla­rın eline geçmesi, onun darü’l-İslâm sayılması için yeterli oluyor ve bu durumu İslâm hâkimiyeti­nden çıkması, bir daha değiştirem­iyor” şeklindeki Ehl-i Sünnetin görüşünü herkese duyurmaya çalışıyord­uk. Ama birtakım Müslümanla­r, Ehl-i Sünnet olmalarına rağmen, bu konuda da, siyasetler­ini de şekillendi­rdikleri Şia görüşünü benimsemey­i yeğliyorla­rdı. Yani dinî hizmeti bırakıp siyasî hizmete yöneldiler. Çünkü onu, aynı din hizmeti gibi kabul ettiler.

Bunlar yanlıştı, dün de yanlıştı, bugün de yanlış, yarın da yanlış, zarar veriyor. Üstad Hazretleri bunları net şekilde ortaya koymuş. Biz, Üstad Hazretleri’ne göre hareket ettik. Dinin her şeyin üstünde tutulması, bir partinin tekeline girmemesi, böyle yapıldığı zaman Müslümanla­rın ve İslâmiyeti­n büyük zarar göreceğini hep Üstadımızı­n ölçülerine göre anlattık.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye