Sovyet Sonrası yeni dönem
T ürkiye aleyhtarı lobiler geri adım attılar, ancak vazgeçmediler. Bölgede Müslüman, hür, demokrat ve güçlü bir Türkiye bazı merkezler için korkulu rüya idi. İslâm ülkelerinin geri kalmışlığı, diktatörlüklerle ve askerî idarelerle yönetiliyor olmasının faturası İslâm’a çıkarılıyordu. Bu da kalkınmaya, hürriyet ve demokrasiye önem veren dünya toplumları özellikle gençler için İslâm’a geçişlerde en büyük engel idi. Ümit ışıkları yerinde boğulmalıydı.
Türkiye hızla 12 Eylül ihtilâline yaklaşıyordu. Halkı özellikle Batıda demokrasi, hak ve hürriyetleri savunan Birinci Avrupa’yı ikna etmek için ihtilâlin alt yapısı hazırlanıyordu.
Halka zorla kabul ettirilen 27 Mayıs anayasası sivil hükümetlerin ellerini kollarını bağlıyordu. Hükümetler TRT Genel Müdürünü dahi görevden alamıyordu. Anayasa, devleti neredeyse Genelkurmay, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay üçlüsüne teslim etmişti. Hükümetlere yol, su elektrik düşmüştü.
Plana göre terör azdırılacak Batı komünizm tehlikesi, halk da can güvenliği gerekçesiyle ikna edilmiş olacak ve askerî darbe yapılacaktı.
İtalya gibi ülkelerde yıllar sonra terörün azdırılmasında NATO ile birlikte gruplar peşindeydi. Zaten militanların “kurtarılmış bölge” mantığı da buydu. Sovyetler, Çekoslovakya’da Prag Baharı ve Macaristan’daki hürriyet hareketlerini acımasızca bastırmasıyla dünyaya korku salmıştı. Afganistan da niyetleri pekiştirmişti.
Hemen komşumuz İran’daki Humeyni Devrimi de Türkiye’yi etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Devrim mahkemelerinin suçluları, eski yönetimin ileri gelenlerini ve muhalileri Tahran meydanında vinçlerle idam edince dünya endişeye kapıldı.
O sıralar Türkiye’nin din hürriyetinin tadını çıkardığı dönemler. İmam Hatiplerin sayısı hızla artıyordu. Bir kısım muhaliler sayıyı az bularak ihtilâl ortamına bilerek ya da bilmeyerek katkı sağlıyordu. Bir kısmı ezan yasağının kalkmasından bu yana İranlaşıyoruz korkusunu yayıyordu. Bir kısmı ise Afganistan endişesine kapılmıştı.
Terörü azdırmada sol örgütler de devreye sokuldu. Bir kısmı gerçekten komünist tutabilirsen tiyatro seyretmeye de zamanın kalır. CIA başkanı gelip Başkan’ın kulağına o meşhur sözü söyledi: ”Bizim çocuklar işi halletti.” Başkan saat saat takip ettiği haberi alınca keyile güldü. (12 Eylül, M. Al B rand)
Terör birden durdu. 12 Mart sonrası CHP’LI Başbakan Nihat Erim teröre devam eden sol militanlara “Biz geldik çocuklar hâlâ ne yapıyorsunuz?” demişti. Militanlar gerçeği kabullenmek istemediler. Bedelini ağır ödediler. Militan sol 12 Mart’tan yeterli dersi almışlardı. 12 Eylül’de gerçeği kabullendiler ve terör bitti.
12 Eylül ihtilâli memleketin üzerinden silindir gibi geçti. Silâhı bırakanlar da kurtulamadı. General Necip kompleksi devam ediyordu. Türkiye gibi ülkelerde zaten General Necip ve Brütüs taktikleri ve kompleksleri hiç bitmez. Her ihtilâlde olduğu gibi yüzbinlerin hayatı karardı.
ABD “bizim çocuklar” dediği askerî
Tarih boyunca köle-efendi tarzına alışık olan Çin’de komünizm ekonomik olarak bir derece başarı sağladı. ancak bin yıldır avrupa kültürüyle yaşamış olan ve mensuh da olsa bir dine sahip olan Ruslar ve Doğu avrupa ve Orta asya Müslümanları komünizme en sonunda isyan ettiler. sovyetler Birliği nükleer silâh da yapabilmesine rağmen Kızıl Ordu’yu ve silâhlanmayı devam ettirecek bir ekonomik yarışı kaybetmişti. ABD veya nato ile girdiği silâhlanma yarışı ülkenin ekonomisini çökertti. Tek parti istibdadı düşünen beyinleri de susturmuş ve dağıtmıştı. Batıda her gün yüzlerce icad yapılırken sovyetler Birliği’nde yetmiş senedir neredeyse Mihail Kalaşnikof’un geliştirdiği silâhtan başka icat yoktu.
sovyetler Birliği, afganistan’da tam bir bataklığa saplanmıştı. İslâm ülkeleri ve Batı, afgan mücahitlerinin yanındaydı. İslâm ülkeleri birlik olmuştu. sovyetler Birliği ile müttefik olan sosyalist arap ülkelerinin yöneticileri de zor durumda kalıyordu. Mücahitler Batıdan aldıkları uçaksavar ve tanksavar silâhlarını kullanmaya başlayınca dünyanın yarısına hükmeden koca sovyetler Birliği küçük bir ülkeye mağlûb olmuştu, hatta çökmüştü. Vietnam mağlûbiyetinden sonra ABD başkanı tutunamadı. sovyetler Birliği’nde ise rejim de çöktü. Polonya’daki işçi direnişi ve Papa’nın verdiği destek de sovyet komünizmini avrupa’da bitirdi. afganistan komünistlerle Müslümanların savaşı olduğu gibi sovyet silâhlarıyla ABD silâhlarının da bir teknoloji savaşıydı. Teknolojide sovyetlerin çok gerilerde kaldığı da görülmüş oldu.