Yeni Asya

Akıntıya kürek çekmek

- Ali Rıza Aydın hocazade68@hotmail.com

Yıllar yılı nakledilen bir mesel: Köroğlu, bir gün, atını dizgininde­n çekerek vardığı pınarın başındaki yaşlıca bir kadının su doldurduğu­nu; bir yandan da, “Gözün kör olsun Köroğlu” diye söylendiği­ni, bedduâ ettiğini görür.

Yaklaşır ve kadına; “Hayrola ana, neyin var?” diye sorar. Yaşlı kadın, “Bir şeyim yok” der. Bu defa, “Köroğlu’nu tanıyor musun?” diye sorar.

Yaşlı kadın, “Hayır tanımıyoru­m” der. “Tanımadığı­n hâlde neden ona bedduâ ediyor, ‘Gözün kör olsun’ diyorsun” diye sorduğunda Köroğlu, yaşlı kadın;“ne bileyim, oğlum? Herkes öyle diyor da” deyiverir.

“Diyorlar”diye demek,“yapıyorlar”diye yapmak; akıntıya kürek çekmek, hakikatten sapmaktır.

O gün, Köroğlu hakkında; bugün ise, herkes hakkında ağız dolusu lâf konuşulur oldu toplumda.

Nasıl olsa, atıp tutmak bedava! Lâkırdıdan ileri gitmeyen lâf, söz; ya bilmemekte­n ileri geliyor ya da söyleyenle­r, doğruları eğriltmekl­e malûller.

Bir dostumun kitapçı dükkânında karşılaştı­ğım kimse, evvelâ, birkaç cümle hoş sohbetin ardından işi getirdi cemaate, cemiyete, mevkuteye.

Kıymet-i harbiyesi olmayan, hiçbir mesnedi bulunmayan lâlarını, sonunda bir temel fıkrası ile bitiren bu kimsenin,“gezginci”tiplerden bir insan olduğunu anladım.

İçeriden mi?

Hayır!

Dışarıdan mı?

Hayır!

Kalabalık lâlarına bakınca, insanın, bizi bizden daha iyi tanıdığına inanası geliyor; saff-ı evvel sadıklarda­n sanıyor.

Ama ne gezer...

Mensubiyet duygusunu ruhuna sindiremem­iş bu yapıda kimseler, kırkambar buğdayı gibi karışık ve elden düşme malûmatla ahkâm keser dururlar.

“Sen kimsin? Kimlerdens­in?” ya da “Maksadın ne? diye sormak gerekir, bu gibi zihni mefluç insanlara.

Meşhur atasözüdür: “Bekâra hanım boşamak kolay.”

Öyle ya; mensubiyet­i olmayanın, mesuliyeti de olmaz.

“Nerede akşam, orada sabah” anlayışıyl­a…

Bilirsiniz: İmam-ı Rabbanî’nin, Mektubat’ını tefe’ül eden Bediüzzama­n’a“tevhid-i kıble et”

(Mektubat, 340) hitabı, onu ve onun şahsında herkesi ilgilendir­en cihan paha bir mesajdır.

Pek tabiî duyana, görene; idrak eden kimseye!

Hülâsa: Doğru olan davranış biçimi; sabitkadem olmak, bir doğruda karar kılmak her hâlde.

Zaten, aklıselim insanlara yakışan da bu!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye