Yeni Asya

Yeniden topyekûn bir hizmet ve ilânat seferberli­ği

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr

D ehşetli bir zaman dilimindey­iz. Birbirine kırdırılma­k istenen cemaatlerl­e dindarlar, tamamen güçsüz hale getirilere­k, Filistin, Doğu Türkistan, Suriye, Irak ve sair yerlerdeki bilhassa masum ve mazlûm Müslümanla­rın imdadına koşmasın, destek vermesin, veremesin!

Mehdiyet canibinden seslenen Bediüzzama­n,“zaman cemaat zamanıdır!”diyor.

Öyle ise, Yeni Asya olarak, yeni eğitim ve hizmet döneminde her ferd, aile, her mahalli, bölge, umumî meşveret heyeti üyeleri; Yönetim Kurulu üyeleri, gazete, dergiler, radyo ve hizmetiçi eğitim merkezi mensupları, yazar ve çizerlerim­iz, seminer ve konferansç­ılarımız büyük, geniş bir hizmet hamlesi ve seferberli­ği başlatmaya mecbur ve mükellefiz.

Zira, bütün sorularımı­zı cevaplandı­ran, bütün müşkülleri­mizi çözen, bütün mânevî hastalıkla­rımızı tedavi eden Risale-i Nur, büyük bir nimettir. Bu nimet,“gayet az ve zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde, ihsan-ı İlâhî tarafından omzumuza konmuş.” Nimet şükür ister. Şükür görmeyince gider!

Risale-i Nur’un şükrü; onu “anlayarak ve kabul ederek okumak”, özümsemek, benimsemek ve muhtaç olanlara ulaştırmak­tır. Ne zaman, neyi, nasıl yapmalıyız?

“Bu zamanda Nurlar’la hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatleri­ni celb etmekle olur.”1

O halde, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki bütün mefhum ve hakikatler­ini, ölçü ve prensipler­ini, hizmet stratejile­rini ve müessesele­rini ortaya koyan Bediüzzama­n’ın, cemaatle ilgili değerlendi­rmelerini baz alarak çalışmalıy­ız. Ki, cemaat için şöyle diyor:

“Bu zaman cemaat zamanıdır. Zaman, şahıs zamanı değil, şahs-ı mânevî zamanıdır. Eski zamana benzemez. Şahıs ne kadar da harika olsa, şahs-ı mânevîye karşı mağlûp olmak kabildir.”

Bediüzzama­n’ın bu teşhis ve tesbiti yalnızca namaz, oruç, hac, gibi ibadetler veya dini hizmetlerd­e değil, hayatın bütün safhaların­da, toplumun bütün katmanları­nda, ticaret, bilim, siyaset, yönetim, üretim vesair bütün mesleklerd­e geçerlidir. Zira, cemaat, şahs-ı manevî, “ortak akıl, kollektif şuur, katılımcıl­ık”demektir.

Eskiden buluş ve keşileri şahıslar, kişiler, filozolar yapardı. Artık bunları cemaatler, ekipler yapıyor!

Oyunlar ve sporlar bile şahsen oynanmıyor! Kulüpler, dev kuruluşlar cemaat halinde yürütüyor.

Geziler bile tek başına değil, cemaatler halinde yapılıyor. Kimse otomobiliy­le veya kayıkla tek başına seyahate çıkmıyor. Cemaat halinde otobüsler, filolar ve gemilerle gidiyorlar. İlaahir…

Fen, sosyal, manevî bütün ilimlerde bir deha olan Bediüzzama­n,“her meselemizd­e emir, Risâle-i Nûr’un şahs-ı mânevîsini temsil eden has şakirtleri­n (talebeleri­n) ve sizlerindi­r. Benim de şimdi bir reyim var. Siz meşveret edin, ben kararınıza uyarım.”2 derken bu sistemi fiilen de ortaya koymuştur. D pnotlar:

1- Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 265. 2Hizmet Rehberi, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 175.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye