Abd-türkiye ticareti
ABD ile ticaret hacmine baktığımızda ABD için nerdeyse önemsiz bir ülkeyiz. Abd’nin Türkiye’ye ihracatı 9,8 milyar dolar ve 28. sıradayız. Abd’nin en çok mal sattığı ülkeler Kanada ve Çin. Kanada’ya 2017 yılında 282 milyar dolarlık mal satmış. Bize sattığı malın otuz katını Kanada’ya satmış.
Türkiye’nin ABD’YE ihracatı da aynı miktarlarda. Biz yine sonlarda 34. sıradayız. ABD’YE en çok malı Çin satıyor, 526 milyar dolar. Türkiye’nin ABD pazarındaki payı sadece % 0,4’tür. (Kaynak: Trade Map) İthalatımız ise bundan biraz fazla binde 7 civarında. ABD ile ticareti tamamen kessek de ABD etkilenmez.
Krizdeki ülkeler genelde paralarının değerini düşürerek ihracatlarını arttırmak isterler. Çin para değerini az düşürse malı dolara göre ucuzlayacağı için ABD’YE satacağı mal Türkiye’ye göre 10 kat artar. ABD hemen tedbir alarak Çin mallarına kota koyar. Son yıllarda Yuan’ın Hem standartlarımız yükselecek hem de Ab’deki pazar yüzdemiz artacaktır.
Orta Asya’dan, Güney Doğu Asya, Balkanlar ve Afrika içlerine kadar yayılan geniş bir İslâm coğrafyası Türkiye için büyük bir avantajdır. İslâm ülkeleri özellikle Ortadoğu iç işlerine karışılmaması konusunda çok hassas ve alıngan bir yapıya sahip. Demokrasiye geçişte iyi örnek olmak yeterli. İslâm dünyasında halk Türkiye’ye destek verse de yöneticiler artık birkaç gruba ayrılmış durumda. Münasebetleri tamir etmenin yolları aranmalı.
Amerika’nın, Türkiye ile esas derdi İran ambargosu. Türkiye kendisine ciddî zarar verecek ve özellikle komşusunu açlığa götürecek bir ambargoya tam destek veremez. Türkiye, ambargolarda komşu ülkelere tanınan imtiyazdan taviz vermemeli ve bunu dünyaya iyi anlatmalı.
Rusya ile ticaret sebze meyve ticaretinin ötesine götürülebilmeli. Doğal gaz hatlarında Abd’nin ısrarları Avrupa Birliği’nin desteğiyle aşılmalı ve Türkiye’nin menfaatleri korunmalı.
İslâm dünyasının ve özellikle Türkiye’nin ciddî bir tasarrufa ve sanayileşmeye ihtiyacı var. Demokratik açılımlar yapılarak dış ve iç yatırımlara cesaret verilmeli. Beyin göçü durdurulmalı. Batı sermayesinin Türkiye’ye gelmesinde demokrasi faktörünün önemini unutmamak gerekir. Kalkınmadaki demokrasi faktörü maalesef küçümseniyor, ancak ileri demokrasi, açıklık, şeffalık ve hukukun üstünlüğünün hâkim olmadığı kalkınmış bir ülke yoktur.