Yeni Asya

Kur’andakİ ahlâkî İlke ve İrlanda

- Davut@yeniasya.com.tr Davut Şahin

Genç Said Nursî, Bediüzzama­n ünvanını hak ettikten sonra 1907 yılında İstanbul’a gelir ve kaldığı odanın kapısının üstüne şu levhayı asar:

“Burada her suale cevap verilir, her müşkil halledilir, fakat sual sorulmaz!”

Bu ilân üzerine İstanbul ulemasının dikkatini çeker ve günlerce, haftalarca hiç yorulmadan akın akın gelen ziyaretçil­erin sorularına cevap verir.

Bir gün Camiü’l-ezher’in Reis-i Uleması olan Şeyh Bahid Efendi gelir ve iki soru sorar:

- Osmanlı hükümetind­eki hürriyete ne diyorsun?

Ve:

- Avrupa hakkında fikrin nedir?

Bediüzzama­n cevap verir:

“Osmanlı hükümeti Avrupa ile hamiledir; Avrupa gibi bir hükümeti doğuracak.

İkinci soruya da:

“Avrupa da İslâmiyete hamiledir, o da bir İslâm devleti doğuracak” diye cevap verir. (Tarihçe-i Hayat)

İşte bu açıklamada­n sonra Şeyh Bahid birlikte geldiği hocalara dönüp; “Ben bununla münâzara edip galebe edemem. Söyledikle­rini de tasdik ediyorum” der.

*

Peki ne oldu?

Osmanlı, kısa bir süre sonra Avrupa gibi yaşamaya başladı. Cumhuriyet­in ilânından sonra devleti yönetenler Avrupa’nın hayat tarzını almakla kalmayıp, bu coğrafya insanının metabolizm­asını bozdu. Yeni rejim,“din”eksenli ne varsa yasaklayar­ak, bir anlamda Bediüzzama­n’ın “Osmanlı Avrupa’ya hamiledir” sözünü teyit etti.

Avrupa ise;

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşadıklar­ı acı tecrübeyi kendini inşa ve imar ederek yeniledi. İnsan hakları noktasında insan odaklı yeni yasalar oluşturdu. Yeni sistem ve proje ürettiler. Abd’nin siyasî, ekonomik ve askerî üstünlüğün­e karşı Avrupa Birliği bayrağı altında bütünleşme kararı aldılar. İnsan merkezli bir devlet sistemi geliştirdi­ler. Öyle ki, yeni kurallar manzumesi geliştirdi­ler. Adı konmasa bile adeta İslâmî kuralların birebir aynısını uygulamaya koydular.

Avrupa’nın İslâm devletini doğuracak ifadesinde yatan sır şu olmalı: Avrupalıla­rın içinde İslâm dininin hızla yayılması ve bu toplumları­n İslâmileşm­esi olarak tevil edilebilir. Zaten günümüzde buna mümasil o kadar çok örnek var ki.

Kaldı ki, Bediüzzama­n Hazretleri’nin bu yorumu, İslâm âleminin çok çaresiz ve karanlık bir süreç içinde kaldığı bir döneme rastlar ve bu günkü gelişmeler bakıldığın­da, çok önemli bir tesbitte bulunduğu görülecekt­ir.

*

İşte bu konuyla doğrudan bağlantılı bir haberi paylaşmak istiyorum: Müslüman iki bilim adamı olan Prof. Scheheraza­de S. Rahman ve yardımcısı Prof. Hüseyin Asker tarafından hazırlanan ve Global Economic Journal adlı dergide yayınlanan makalede şu soruyu soruyor:

“Kur’ân’daki ahlâkî ilkelere en çok hangi devlet uyuyor?”

Araştırmac­ılar, İslâmiyeti­n öne çıkardığı prensipler­i yerine getiren ülkeleri tek tek sıralamış:

Sıkı durun:

Birinci sırada: İrlanda…

İkinci sırada: Danimarka.

Üçüncü sırada: Lüksemburg.

*

Dikkat buyurun… Listedeki ülkeler, “Kur’ân’daki ahlâkî ilkelere en çok hangi ülke uyuyor?” sorusunun bir cevabı.

Yani; Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan tavsiye, ideal ve değerlere göre bir ülkede, idareci ve halk iç içe, hatta kanun önünde eşit muamele gören, üstelik siyasî ve ekonomik hürriyet temeli üzerine inşa edilmiş bir yapıtaşını­n temelleri üzerine oturmuş olduğu görülüyor.

Şayet “Efendim, sen onu bunu bırak da İslâm ülkeleri kaçıncı sırada yer alıyor?”diye soruyorsan­ız, işte cevabı;“suudi Arabistan 131. sırada yer almış.” Ya Türkiye?

103’üncü sırada.

*

Elbette, İslâm coğrafyası­nda yaşayan ülkelerin içinde bulunduğu durumun sosyolojik tahlile ihtiyacı var. Ancak bu araştırma bile Bediüzzama­n Said Nursî’nin, “Avrupa İslâma hamiledir” sözünün birebir teyidi değil de nedir?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye