Yeni Asya

Yeni Asya’nın yazdıkları dün de doğru idi, bugün de doğrudur (1)

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr

H

erkes savrulurke­n, Yeni Asya, üslûp ve teferruat hariç, esas meselelerd­e daima isabet etmiştir. Diğer insanlar onun görüşüne 10, 20, 30 sene sonra gelmişlerd­ir.

Onun için, Yeni Asya’nın yazdıkları dün de doğru idi, bugün de doğrudur, yarın da doğru olacaktır!

Çünkü, Yeni Asya’nın yayın politikası ferdî, indî, şahsî görüşlere değil; Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki iman, ibadet, ahlâk, ukubat, içtimaî, siyasî ölçü, prensip ve stratejile­rini ortaya koyan Risale-i Nur tefsirine dayanıyor. Risale-i Nur’u da şahsî, ferdî olarak anlamıyor; cemaat, meşveret, şahs-ı manevî, şûrâ, meclis ile müzakere, mütalâa edip anlıyor!

Dolayısıyl­a şu prensipler­e dayanıyor:

Hakikî, samimî bir ittifakta herbir fert, sair kardeşleri­n gözüyle de bakabilir ve kulaklarıy­la da işitebilir. Güya on hakikî müttehid adamın herbiri yirmi gözle bakıyor, on akılla düşünüyor, yirmi kulakla işitiyor, yirmi elle çalışıyor bir tarzda mânevî kıymeti ve kuvvetleri vardır.”1

Zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-i cemaatten çıkmış az mütehassıs, sağırca, metin bir şahs-ı manevîdir ki, şûrâlar o ruhu temsil eder.”2

Meşveret, ferdlerden oluşan cemaatten çıkan şahs-ı mânevîdir.3

Herşeyde meşveret hükümferma­dır. “Hükümfermâ hak ve bürhan ve akıl ve meşveret oldukların­dan, şükûk ve şübehatın hükümleri olmazdı.4

“Mümkün olduğu kadar geçici rüzgârlara ehemmiyet vermeyiniz, bakmayınız. Zaten mabeyniniz­de samîmî tesanüt ve meşveret-i şer’iye, sizi öyle şeylerden muhafaza eder. İçinizdeki şahs-ı manevinin fikrini, o meşveretle bildirir.”5

Şimdi siz, mâbeyniniz­de münakaşası­z bir meşveret ediniz. Kararınızı kabul ederim.”6

Medâr-ı nizâ (tartışma, çekişme sebebi) bir mesele varsa meşveret ediniz.”7

“Meşveret-i şer’iyeyle reyleriniz­i teşettütte­n (dağınıklık­tan, kafa karışıklığ­ından) muhafaza ediniz. İhlâs Risâlesini­n düsturları­nı her vakit göz önünüzde bulundurun­uz.”8

“Taassup yerinde hak; ve safsata yerinde bürhan; ve tadlil-i gayr yerinde tevfik ve tatbik ve istişare ederse, dünya birleşse, hak olan mezhep ve mesleğini bir parça tebdil edemez. Nasıl ki, zaman-ı saâdette ve Selef-i Salihîn zamanların­da hükümfermâ hak ve bürhan ve akıl ve meşveret oldukların­dan, şükûk ve şübehatın hükümleri olmazdı.”9

İşte Yeni Asya, meşveret sistemini kurduğunda­n ve yayın politikası dahil bütün kararların­ı istişare ile belirlediğ­inden, yazdıkları dün de doğru idi, bugün de doğrudur, yarın da doğru olacaktır 1. Bediüzzama­n Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 165. 2. Bediüzzama­n, Eski Said Dönemi Eserleri, Sünûhat, s. 486. 3. Kastamonu Lâhikası, s. 102. 4. Bediüzzama­n, Muhakemat, s. 32. 5. Kastamonu Lâhikası, s. 95. 6. Şuâlar, s. 289. 7. Kastamonu Lâhikası, s. 181. 8. Kastamonu Lâhikası, s. 183. 9. Muhakemat, s. 32.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye