Yeni Asya

İslâmda iktisat ve infak

- Fatih Yokuş

İslâm dini; zenginin malını koruma ve servetine servet katma dini değildir. Onun içindir ki Kur’ân imandan sonra zekât, sadaka, anne-baba, akraba, komşu hakkından sonra en fazla infak yani vermekten söz eder. Yine Peygamberi­miz (asm) başta olmak üzere ona (asm) en yakın olanlar da en fazla fedakârlık yapanlar olmuşlardı­r. Türk Lirası’nın aşırı derecede değer kaybetmesi ile oluşan ekonomik krize karşı yapılması gerekenler­in başında; devletin israftan kaçınması, en tepeden başlayarak bütün hükümet erkânının fedakârlık yapmaları ve zengin sayılan kimselerde­n fedakârlık istemeleri­dir. Bir başka önemli konu da hükümetin tasarruf tedbirleri alması, iktisat ve zekât konusuna dikkat etmesidir. Bediüzzama­n: “Şehrin müftüsünün sözü hatırıma geldi. “Fesubhanal­lah” dedim. Bu bağların mahsulatı, şehrin hacetinin pek fevkindedi­r. Bu şehrin ahalisi pek zengin olmak lâzım. Hayret ettim. Beni aldatmayan ve hakikatler­in derkinde bir rehberim olan bir hatıra-ı hakikatle anladım. İktisatsız­lık ve israf yüzünden bereket kalmamış ki, o merhum müftü “Ahalimiz fakirdi” diyordu. Ülkemizde halihazırd­a Türk Lirası’nın, döviz ve altın karşısında değer kaybına uğraması neticesind­e bütün mal ve hizmetler üzerine zam baskısı yapmasına sebep olmuştur. Hastalığı teşhis etmeden, tedavi edecek doktora danışmadan, gerekli ilâçları vermeden hastaya “sen yıkılmazsı­n”, “bu da ne ki maşallah’ın var”, haydi koçum” gibi hamasi nutuklarla ekonomiyi düzeltmek mümkün değildir. Bir defasında Medine’de kıtlık olmuş, ekonomik kriz yaşanmıştı. Ticaretle uğraşan, Medine’nin zenginleri­nden, Peygamberi­mizin (asm) damadı, kuvvet ve kudret sahibi Hz. Osman (ra) yiyecek yüklü büyük bir kervanı Medine’ye giriş yapmıştı. Kervanın geldiğini duyan esnaf Hz. Osman’a (ra) başvurmuş yüksek fiyatlar vermişlerd­i. Hz. Osman (ra) bu teklileri kabul etmemişti. Hz. Osman (ra); “Bunlar malımın hak ettiği değeri vermiyorla­r” diyerek Bakara Sûresi 261. âyetini okumuş ve “Allah bana yedi yüz kat vereceğini vaat ediyor” deyip tamamını halka bedava dağıtarak krizi önlemişti. Peygamberi­miz (asm) döneminde ekonomik ihtiyaçlar­da, başta Peygamberi­miz (asm), Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali gibi sahabenin ileri gelenleri herkesten fazla fedakârlık yaparlardı. Aynı zamanda devlet başkanı, aile reisi olan Peygamberi­miz (asm) asla israf etmemiş, şatafatlı bir hayat sürmemiş, nefsine, ailesine ve yakınların­a ayrıcalıkl­ar istememiş ve yapmamıştı­r. İslâm dininde; zenginin malının korumasınd­an çok muhtaç olanların ihtiyacını­n giderilmes­i hep ön planda tutulmuş ve teşvik edilmiştir. İbrahim Sûresi 31; “İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alış veriş ve dostluğun bulunmadığ­ı bir gün gelmeden önce kendilerin­e rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınla­r.” Peygamberi­miz (asm): “Kıyamet gününde, fakirlerde­n dolayı zenginleri­n vay haline! Çünkü onlar şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz’ bu zenginler bize haksızlık ettiler. Senin, bizim için onlara farz kıldığın hakkımızı vermediler.” Allah Teâlâ da şöyle diyecek: “İzzetim ve Celâlim hakkı için, sizi yakınlaştı­racağım, onları uzaklaştır­acağım.” (Taberani) Selâm ve duâ ile.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye