enflasyona karşı da Adalet
Türkiye İstatistik Kurumu Eylül ayı (2018) enlasyon rakamlarını açıkladı. Enlasyon, Eylül ayında yıllık yüzde 24,52 aylık yüzde 6,30 olarak gerçekleşti. Tahmin ve beklentilerin çok üstünde bir enlasyon rakamıyla karşılaşılması her halde Türkiye’yi idare edenleri de düşündürecektir.
Üretici fiyatlarında durum çok daha fena. Tüketici fiyatları aylık olarak yüzde 10,88 artarken, yıllık Yİ-ÜFE rakamları da yüzde 46,15 oldu. Bir önceki ay (Ağustos 2018) enflasyon aylık bazda yüzde 2,3 artmış, yıllık enflasyon da yüzde 15,85’ten yüzde 17,90’a yükselmişti. Bu tabloya göre enflasyon rakamları aylık bazda 2001 krizinden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu. (www.ntv.com.tr, 3 Ekim 2018)
Türkiye’yi idare edenler her fırsatta ekonomi sahasında problem olmadığını söylüyor, ama işte açıklanan resmî rakamlar ortada. Her fırsatta kınadığımız, “Bizi kıskanıyorlar” dediğimiz Avrupa ülkelerinin yıllık enlasyonu bizde bir ayda ortaya çıkıyor. Bu tabloyu sineye çekmek mümkün mü?
Tabiî ki enlasyon rakamları bir neticedir. Ve iyi bir program yapılıp üretime ağırlık verilirse orta vadede durumun iyileşmesi mümkündür. Fakat idarecilerin sözlerini duyunca böyle bir maksatlarının ve planlarının olmadığını anlamış oluyoruz. Enlasyon rakamlarının yüksek çıkmasını dahi ‘üst akıl’ ve ‘stokçuluk’la izah etmeyi tercih eden bir bakış açısı gerçek anlamda bir çözüm olabilir mi?
Meselenin bu noktalara gelebileceği aylar öncesinden belliydi. Muhtemelen Türkiye’yi idare edenler de bu durumu biliyordu, ama gerçekleri kabul edip millete açıklamayı tercih etmediler. Yanlış yola, yanlış ‘ray’a giren trenin doğru istasyona gitmesi teknik olarak mümkün olur mu? Üretmeden, arıştırmadan, geliştirmeden, çok ve verimli çalışmadan enlasyonun düşmesi nasıl mümkün olsun? İdareciler sadece övünmekle bir yere varılamayacağını bilmiyor mu?
Rakamların açıklanmasının hemen sonrasında yapılan resmî değerlendirmelerin Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmediğini söylemek mümkün. Ne yapılacak ki önümüzdeki bir iki ayda enflasyon düşsün? “Biz program yaptık, buna göre enflasyon düşecek” demekle bu işler olur mu? Devletteki israfı mı önlediniz ki enflasyon sona ersin? Hangi akıllı adımı attınız ki enflasyon rakamlarının Avrupa ülkeleri seviyesine inmesini bekliyoruz?
Enflasyon bir netice olduğuna göre bunun sebeplerinin iyi tahlil edilmesi lâzım. Her ne kadar Türkiye’yi idare edenler görmek ve duymak istemese de enflasyonun düşmesi dahi hak, hukuk ve adalet sisteminin iyi işlemesine bağlıdır. “Ne alâkası var?” diyenler olabilir, ama bu problemi bertaraf etmek için hızlı işleyen bir adalet sistemi şarttır. Hak, hukuk ve adaletin olmadığı yere ‘yabancı yatırımcı’ gelir mi? Bununla ilgili onlarca ve belki de binlerce misal olduğu halde bu gerçek niçin görülmez? Bilindiği üzere yakın zaman önce Almanya, daha önce vermeyi kararlaştırdığı bir ‘yardım’ı kesme kararı aldı. Niçin? Hak, hukuk ve adalet problemleri sebebiyle.
“Onlar bizim sistemimize ne karışır” diyerek kendimizi kandırmayı tercih etmeyelim. Çünkü sağlıklı ve hızlı işleyen bir adalet sistemi olmadığını görmek için ‘yabancı’ olmaya gerek yok. Türkiye’deki farklı siyasî görüşlere mensup hukukçular, siyasetçiler ve uzmanlar da bu noktada gerekli hatırlatma ve izahları yapmıyorlar mı?
Enlasyon canavarını alt etmek için de adalet, adalet, adalet...