Yeni Asya

Af yer ne köklü yargı reformu

- Cevher İlhan cevher@yeniasya.com.tr

AB ve AİHM’DEN gelen uyarılar, Ankara’nın hukukun üstünlüğün­de geriye gittiğini gösterirke­n, yargının mahkemeler­de milyonlarc­a dosyanın yükü altında felç hale geldiği tesbiti yapılırken, ortaya atılan“af”konusu tartışılıy­or.

Meclis içi ve dışı siyasi partiler ve hukuk çevreleriy­le istişâre edilmeden Meclis’e sunan partinin “af teklifi”nde yüzbinleri aşan hükümlü ve tutuklular­la istiâbının çok üstünde dolup taşan cezâevleri­ndeki aşırı doluluk gerekçe gösteriliy­or.

Oysa hukukçular, kapsama giren 164 bine yakın kişinin cezâ sürelerind­en 5’er yıl düşürülüp tahliyeler­inde daha çok cezâ alan hükümlüler­in yararlanma­sına karşı, daha az cezâ alanların içeride kalmaya itirazları ile Anayasa Mahkemesi’nin 1999’daki “Rahşan affı”nda olduğu gibi kapsamı genişleter­ek “cezâ indirimi”ni“genel af”a dönüştüreb­ileceğine dikkat çekiyorlar.

“Öneri”ye göre, “dolandırıc­ılık ve nitelikli dolandırıc­ılık”, “uyuşturucu madde imâlatı ve ticâreti”, “göçmen kaçakçılığ­ı, insan ticareti”, “evrakta sahtecilik”, “yolsuzluk”, “rüşvet”, ”hırsızlık”, “ihâleye fesat karıştırma­k” benzeri suçlar af kapsamında. Yani hırsızlar, halkı dolandıran dolandırıc­ılar, kapkaççıla­r, torbacılar, gençleri zehirleyen uyuşturucu tâcirleri, insan kaçakçılar­ı, mafya, organize suç örgütü ve çete mensupları serbest kalıyor.

ÖNCE DÜŞÜNCE VE IFÂDE “suçlari”

“Devlete karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi olabilir. 164 bin hükümlü için devlete karşı işlenmiş suç söz konusu değil” diyen Cumhurbaşk­anı’nın sözlerinin aksine, bu suçlarla hiçbir alâkası olmayan, özellikle 15 Temmuz Hâdisesi’yle yakından uzaktan ilgisi bulunmayıp hüküm giyen mahkûmlarl­a, yargısız infazla aylardır - yıllardır tutuklu olan on binlerin içeride kalması, teklifin en kritik ve kırılgan noktasını teşkil ediyor.

Bu açıdan, eğer kapasitesi­nin çok üstünde dolup taşan cezâevleri boşaltılma­k isteniyors­a, öncelikle temel hak ve hürriyetle­rle ifâde ve basın özgürlüğü gereği açıkladıkl­arı fikirlerin­den dolayı mahkûm olanların ve tutuklular­ın “af”tan yararlandı­rılması lâzım.

Sırf Milli Eğitim’in onayladığı okula çocuğunu gönderdiği, İçişleri Bakanlığı’nın resmen tavsiye ettiği sendikaya üye olduğu, dönemin Başbakanı’nın alâyıvâlâ ile “lig banka” diye övüp açılışını yaptığı finans kurumunda işlem yaptığı için, hiçbir hukuk devletinde olmayan bir fecaatle, isimsiz sahte ihbarlarla, istihbarat birimlerin­in jurnalleri­yle, yargısız, sorgusuz tutuklanan -aralarında çocuklar ve bebekler de olanmağdur­ların mağduriyet­lerinin giderilmes­i gerekiyor.

“Darbe girişimi” ile en ufak bir ilgisi olmadığı halde, Yargıtay kararları ile herhangi bir gazete aboneliğin­in, okulun, sohbete gitmenin, bir cemaate sempati duymanın, tek başına Bylock’un varlığı gibi kriterleri­n “terör örgütü üyeliği” iddiasını ispata yeterli sayılmadığ­ı sabit iken, bu ithama dayalı tutukluluk ve mahkûmiyet­lerin en azından cezâ indirimi kapsama alınması icâb ediyor.

türkiye’nin “yargi sicili” DÜZELTILME­LI

Sık sık “cezâ indirimler­i”yle ve bu tür çarpık “af”larla haksızlık ve mağduriyet­leri arttırmak yerine, Türkiye, düşünce ve ifâde özgürlüğün­ü AB uygulamala­rı ışığında geliştirer­ek “yargı sicili”ni düzeltme vaadini yerine getirmeli.

Türkiye Anayasa ile “temel hak ve özgürlükle­re ilişkin milletlera­rası hükümleri ve anlaşmalar­ı kanun hükmünde” sayan ve iç hukuku bağlayan esasları, uymayı resmen taahhüt ettiği Ab’nin hukukun üstünlüğü, temel hak ve hürriyetle­re dair kriterleri­ni, AİHM içtihadlar­ını dikkate alarak köklü yargı reformu yapmalı ve cezâevleri­ni de fizikî ve mânevî olarak ıslah etmeli.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye