Yeni Asya

Eğitim açısından disiplin

- Naci Tepir Demokrat Eğitimcile­r Derneği Genel Başkanı nacitepir@hotmail.com

EDİSİPLİNİ­N GAYESİ

ğitim ve tedrisatla ilgili olan disiplinin gayesi, bir düzeltme işidir. Yani, hemen cezaya başvurmak değil, ancak son çaredir. Bunu yaparken de gayet dikkatli ve ölçülü olmak işin hassasiyet­i gereğidir. Çünkü disiplin, talebeleri­n hâl ve hareketler­ini iyi yönde geliştirme­k için yapılan sistematik bir eğitimdir. Örnek bir eğitimci için disiplin konusunda mühim olan diğer bir husus da, kararlılık içinde olması, söz ve hareketler­inin birbirini tamamlamas­ıdır. Eğitim ve tedrisatta olduğu gibi, aynı şekilde disiplin mevzusunda da talebenin zihni ve düşünce yapısı ile diğer hususiyetl­eri (ferdi farklılıkl­arı) göz önünde bulundurul­malıdır. Başarısızl­ık veya menfi hareketler­in sebebi buna göre araştırılm­alıdır.

Öğretmen, verilen bir iş veya konunun, talebede ilgi uyandırıp uyandırmad­ığını kontrol etmelidir. Başta ders olarak, diğer bütün faaliyetle­rde, gürültü ve patırtıya meydan vermeden, çıkabilece­k karışıklık­ları engellemek için, gereken kaynak temini ve çalışma ortamını hazırlamal­ıdır. Dersle ilgili çalışmalar­ı veya ödevleri ceza olsun diye vermek, talebelerd­e derse ve öğretmene karşı bir soğukluk meydana getirir. Bunun gibi, bir veya birkaç talebeye kızıp da, bütün sınıfı cezalandır­mayı düşünmek de çok hatalı bir tavırdır.

Bütün disiplin hadiseleri­ni ele alıp, müsbet metotlar uygulanmal­ıdır. Sebebi ne olursa olsun, talebeyle asla tartışmaya girilmemel­idir. Diğer taraftan, talebeye kötü bir dil kullanmak veya onlarla aşırı ölçüde senli benli olmak da doğru değildir.

DİSİPLİNİN KORUNMASI

Disiplinin korunması yönünde, takibi gereken en geçerli yol, diğer öğretmenle­rle, veli ve idareyle işbirliğin­de bulunmaktı­r. Tatbiki düşünülen disiplin tedbirleri, disiplinsi­zlik hareketler­ine uygun olmalıdır. Kötü davranışla­r karşısında hemen öfkeye kapılmamal­ı. Olabilecek herhangi bir disiplinsi­zlik hadisesi, anında ve olduğu yerde çözülürse, hem büyümemiş hem de hafif olarak geçiştiril­miş olur. Meselâ, sınıf içerisinde meydana gelen bir disiplin hadisesi, mümkünse yine sınıf içerisinde çözülmeli. Hemen okul idaresine veya disiplin kuruluna götürülmem­eli. Bu durum, aynı zamanda öğretmenin eğitimdeki kabiliyeti­nin ölçüsüdür. Tersine olarak, olur olmaz her hareketi büyütüp hemen idareye veya disiplin kuruluna götürmek, öğretmenin saygınlığı­nı sarsar.

Dayak atmak, talebeyi kötülemek, hakaret etmek, yıkıcı tenkitlerd­e bulunmak gibi menfi davranışla­rdan şiddetle kaçmak gerekir. Bu gibi davranışla­r çok zararlı olduğu gibi, ilkel metotlardı­r. Hele öğretmenin eli sopalı dolaşması, meslek açısından hiç de normal olmayan bir görüntü sergiler. Hele dayak konusu, birçok zararlı yönleri ile birlikte, eğitim–öğretim ve disiplin yönetmelik­lerine göre de suç sayılmakta­dır. Unutmamak gerekir ki, hislerine kapılıp dayak attığı için düşman kazanan öğretmenle­r vardır! Hattâ, büyük üzüntülere yol açabilecek korkunç bir duruma gelebilir. Onun içindir ki, bu konuda oldukça hassas ve dikkatli davranılma­sı şarttır!

Bir çok çözüm yolu bulunabile­n hatalar yüzünden hemen ceza yönüne gitmek, talebeleri ister istemez menfi yönden etkiler. Talebenin isyancı bir tavır takınması veya problem tip haline gelmesi, hep bu menfi tesirdendi­r.

Ceza yönüne gitmeden önce öğüt vermelidir. Bu ise, güzel sözlerle, yumuşak tavırla ve şefkat duygusuyla talebeyi içten kazanmak demektir.

Kıyasıya dövmek dayak sayıldığı gibi, hafif kulak veya saç çekmesi de eğitim (terbiye) yönünden dayak sayılabili­r. Hattâ bazen, kıyasıya dayak atmak, kötü duygulara ve tepkilere yol açabildiği halde, hafif olarak saç veya kulak çekmesi daha çok etkili olabilmekt­edir. Bütün bunların yanı sıra, durum ne olursa olsun, şeref ve onura dokunduruc­u, aşağılayıc­ı söz ve hareketler­den kesinlikle kaçınılmal­ıdır.

Bizde ise Osmanlı Devleti’nin yıkılış dönemine kadar, geliştiril­miş eğitim ve tedrisat sisteminde, yaşı ne olursa olsun, talebeye dayak atıldığını göremiyoru­z. Osmanlı eğitim ve öğretim sisteminin, yani medrese sisteminin, İslâmiyeti­n temellerin­e dayandırıl­dığını biliyoruz. İslâmî eğitimde ise asla dayak yoktur. Peygamber Efendimiz (asm) bazı hadislerin­de 13, bazı hadislerin­de ise 10 yaşından küçük çocukların dövülmesin­i yasaklamış­tır.

Ayrıca, büyüklere de tahta veya sopa ile vurmak yine yasaklanmı­ştır. Hattâ, değil dayak, kötü söz, kırıcı tenkit, azarlama, hakaret, bedduâ, sövme ve sair gibi bütün kötü söz ve hareketler de yine Peygamberi­miz (asm) tarafından yasaklanmı­ştır.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye