Yeni Asya

"Baban ne İş Yapar?"

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr

Genç bir akrabam, kamu kurum ve kuruluşlar­ından birisinden işe girebilmek için dört sefer imtihana girmiş. KPSS, ALES ve sair puanları çok yüksek olduğu halde, mülâkatta kaybettirm­işler; kimisinde yedeklere bile almamışlar!

Sordukları sorulardan birisi, “Baban ne iş yapar? Soyadını taşıyıp İstanbul’da yaşayan birisini tanıyor musun?”şeklindeym­iş.

Puanları kendisinde­n düşük olanlar işe alınmış!.. Zaten,“mülâkat sistemi”liyakati değil, tarafgirli­ği (akraba, partidaş, cemaatdaşl­ık vs.nin) baz alınması istedikler­ini işe almak demektir.

Ki, mülâkata, puan, liyakat vesaireyi nazara almadıklar­ının en bariz bir göstergesi­dir.

Halbuki dindarlık mealini vereceğimi­z şu âyeti nazara almayı gerektiriy­or:

“Şüphe yok ki Allah, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiği­niz zaman adaletle hükmetmeni­zi emrediyor. Gerçekten de Allah, size ne de güzel öğüt vermede. Şüphe yok ki Allah, her şeyi duyar, görür.”

“Babam avukat ise ve dâvâyı ona vermişlers­e benim bunda suçum ne?”

Sonuç aynı: Kaybettirm­işler! Eskiden birlikte hizmet ettiğimiz, çok samimî olduğumuz bir kardeşimiz AKP teşkilâtın­da etkili ve bir cemiyetin de başkanlığı­nı yürütüyor. AKP’LI olduktan sonra, Yeni Asya’nın, bizim partiyi eleştirmem­izi Risale-i Nur’a ve Bediüzzama­n’a uymadığını anlatanlar­dan… Bu kardeşimiz­in annesi, yakın akrabamı işe almadıklar­ını duymuş, kendisi teklif etmiş: “Ben oğluma söyleyeyim, ona bir iş bulur!”

Söylemiş, annesine verdiği cevap şu: “Ben onları çok iyi tanıyorum. Ve işe almak isterim, onu almayacağı­m da kimi alacağım? Ama, ben bunu yapamam, onu işe alamam, mümkün değil!” Bunu bir İlahiyatçı meslektaşı­ma anlatarak, “Bunların Risale-i Nur ile, Nurculukla bir alâkaları kalmamış!” dedim kızgınlıkl­a…

Bana şu kelâm-ı kibarı okudu: “Men kâne himmetuhu nefsuhu feleyse minel insan/kimin himmeti nefsi ise o insan değildir!”

Sonra şu açıklamala­rı yaptı: “Kim kendi acısını hissederse canlıdır; başkaların­ın acısını hissederse insandır; İslâmın acısını hissederse Müslümandı­r.”

Peki, bunların sonu ne olacak?

Bir âyetin mealini birlikte okuyalım: “Kim bir kötülük işlerse, kendi nefsine kötülük etmiş olur. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, hikmet sahibidir.”

Şimdi nasıl vicdanî azaplar, huzursuzlu­klar ve işkenceler çektikleri­ni bilmiyoruz! Ama, akıbette müstahak oldukların­ı bulacaklar­ı muhakkak!

“Âlemde görünen tasarrufat­tan anlaşılıyo­r ki, Sâni-i Âlemin pek yüksek, celâlli, izzetli bir haysiyeti vardır ki, ubudiyetle Sânii tâzim etmeyenler­in veya istihfaf edenlerin te’diplerini, tehir ve imhal etse (mühlet verse) bile, ihmal etmez.”3 D pnotlar: 1- Nisa Sûresi, 58. 2- Nisa Sûresi, 111. 3- Mesnevî-i Nuriye, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 36.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye