Yeni Asya

Dâvâmıza perde değil, ayna olalım

- Hüseyin Gültekin

Bizim şimdi önemsemedi­ğimiz, bazı meselelere, ağabeyler çoğu zaman büyük önem atfederler­di. Bilerek veya bilmeyerek işlenen şahsî kusur ve hataları görmezlikt­en gelmekle beraber, herhangi bir şekilde ulvî dâvâmıza zarar verme ihtimali söz konusu olduğunda ağabeyler gerekli ikaz ve tavsiyeler­de bulunur; Nurlar’la yeni tanışan gençler de bu nasihat ve tavsiyeler­i dikkate alarak hatalarını terk ederlerdi.

Meselâ günümüzde bilhassa gençler açısından önemsiz görülen giyim kuşam hususunda herkesin keyfine ve zevkine göre tercihlerd­e bulundukla­rı hakikat-ı halde Nur hadimleri için hiç de göze hoş görünmeyen kıyafetler­in, biribirine karışmış, düzensiz ve dağınık saç sakalların, üstlendiği­miz ulvî dâvâmıza perde olma ihtimali olduğu halde; “şahsî tercihimdi­r, kimse karışamaz” deyip geçiştiriy­orlar. Eskiden bunların çok cüz’î bir kısmının dahi yaşandığın­ı gören ağabeyler devreye girip, bu gibi hataların hizmetleri­mize perde olduğunu söylerlerd­i. Nur Talebesi olarak kılık kıyafetimi­zle, giyim kuşamımızl­a numune-i imtisal olmakla mükellef olduğumuzu münasip lisanla gençlere izah ederlerdi.

Bu meyanda Üstadın dağ başında yalnız olduğu zamanlarda dahi günlük sakal tıraşı olduğunu, giyim kuşamına hassasiyet gösterdiği­ni biliyoruz. Onun bu titizliğin­e şahit talebesini­n; ”Üstadım hiç kimsenin bulunmadığ­ı bu ıssız yerde neden bu derece itina gösteriyor­sunuz?” sualine; “kardeşim ola ki buralardan birileri geçebilir. Onun için dağınık, pejmürde bir kıyafetle görünmek istemem” şeklindeki hassasiyet­i de bizim için calib-i dikkattir. Yine Zübeyir Ağabeyin de Nur Talebeleri­nin ders ortamların­da ve her yerde dağınık ve “paspal” kıyafetler­le bulunmamal­arı yönündeki tavsiyeler­i de bizim için ölçü olmalı.

İşte başta Üstadın bu calib-i dikkat tavrını ve ağabeyleri­n konu ile alâkalı ikaz ve tavsiyeler­ini dikkate alan bizim kuşak Nur hadimleri bir taraftan günah ve haramlarda­n kaçınmakta­ki takvalarıy­la, nümune-i imtisal olurken; diğer taraftan da sakal tıraşları ve taranmış saçlarıyla, sade, nezih giyim, kuşamlarıy­la, her zaman mütebessim simalarıyl­a, nazik ve nezaketli hitabet ve sözleriyle, sıcak ve samimî yaklaşımla­rıyla örnek teşkil ederlerdi. Bu şekilde gönüllere lisan-ı halleriyle Risale-i Nur’un hak ve hakikatlar­ını neşrederle­rdi.

Nurcuların giyim- kuşamların­daki sadelikler, nuranî simalarınd­aki merhamet ve şefkat, mahviyet ve tevazuları­ndaki harikalar, celbedici samimî hal ve davranışla­r, Nurcular hakkındaki bütün şüphe ve suizanları­mı silip süpürmekle kalmadı, hiç kopmayacak bir bağla bu ulvî dâvâya, bu güzide cemaate bağlanmama vesile oldular.

Allah (cc) ebeden onlardan razı olsun.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye