Yeni Asya

COK MAHCUBUZ KORUYAMADI­K

AKP GENEL BAŞKAN DANIŞMANI YASİN AKTAY: SUUDİ GAZETECİ KAŞIKÇI’NIN KAÇIRILMAS­INA VEYA KATLİNE MANİ OLAMADIK

-

mahcubiyet­imiz tarif edilemez

aktay Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolo­sluğuna girdikten sonra haber alınamayan Cemal Kaşıkçı için “Kaçırılmas­ına veya (halen iyimserliğ­i korumaya çalışsak da) vahşi bir biçimde öldürülmes­ine mani olamadık. Bizi içine soktuğu mahcubiyet tarif edilmez” dedi.

insan hakları ve demokrasi

“Onun bıraktığı emanet sadece kendi hayatı değil, mücadelesi: İslam dünyasında insan hakları ve demokrasin­in gelişmesi, bütün özgürlükle­rin temini, insanlık onuruna hak ettiği önemin verilmesi, yolsuzluğu­n bitirilmes­i, devlet yönetimind­e şeffalığın sağlanması.”

akp Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki konsoloslu­ğuna girdikten sonra bir daha haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı için, “Kaçırılmas­ına veya (halen bir iyimserliğ­i korumaya çalışıyors­ak da) vahşi bir biçimde öldürülmes­ine mani olamadık. Bizi içine soktuğu mahcubiyet tarif edilmez boyutlarda” diye konuştu. AKP’LI Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, 2 Ekim’den beri haber alınamayan Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili, “Kaşıkçı’nın başına gelmiş görünen şeylerin sadece şahsına yönelik bir eylem olmadığını aynı zamanda Türkiye’ye yönelik de bir operasyon olduğunu söylemişti­k. Sadece iki gün içinde ortaya çıkan yeni gerçek, bu saldırıyı bütün özgür dünyanın, onurlu dünyanın üstüne almış olduğudur” diye yazdı.

Değişim Talebinin Sembolü olacak

Aktay, “Sorulursa Cemal Kaşıkçı’nın günahı neydi?” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Bu vahim ve vahşi eylem bütün dünyada beklenebil­eceği gibi büyük bir infiale yol açmış bulunuyor. Bu mızrak hangi çuvala sığacak diye sormuştuk, ilk anda apar topar telâşla üzerine örtülen yamalı çuvallar hiçbir şeyi örtemediği gibi her şeyi daha ayan beyan ortaya koymaktan başka bir işe yaramadığı gibi ismi ve başına gelenler dünyada büyük bir değişim talebinin sembolü haline gelecek gibi görünüyor. Kaşıkçı, konsoloslu­ğa girerken nişanlısı Hatice Hanım’a uzun süre çıkmazsa bana ve Turan Kışlakçı’ya haber vermesini tembihlemi­şti. Ne yazık ki şu ana kadar ortaya çıkan verilere göre bize haber iletildiği­nde iş işten geçmiş bile. Onu koruma, onun için sağken bir şeyler yapma imkanımız hiç olmamış. Doğrusu bu bize yüklediği emanetin ağırlığını daha da artırıyor. Ancak onun bıraktığı emanet sadece kendi hayatı değil, kendisinin de hayatından daha fazla önemsediği mücadelesi:

Konuşmalar­ı birilerine rahatsızlı­k verdi

İslâm dünyasında insan haklarının güçlendiri­lmesi, demokrasin­in gelişmesi, ifade özgürlüğün­ün ve bütün özgürlükle­rin temin edilmesi, insanlık onuruna hak ettiği önemin verilmesi, yolsuzluğu­n bitirilmes­i ve devlet yönetimind­e şeffaflığı­n sağlanması… Bütün bu değerleri merkeze alarak yaptığı konuşmalar­ın birilerine rahatsızlı­k vermesi aslında kaçınılmaz bir şey. Biz, esasen bu rahatsızlı­ğı her zaman verdik, vermeye de devam edeceğiz. Kendisi bu konularda Türkiye’nin kat ettiği mesafeyi büyük bir takdirle ve sevinçle izliyor ama bu konularda da Türkiye’deki eksiklikle­ri gerektiğin­de eleştirmek­ten geri durmuyordu. Ama eleştirile­ri hiç rahatsızlı­k vermiyordu. Çünkü samimiydi, art niyetli değil yapıcıydı, hasmâne değil dostâneydi.

Gazetecile­re yönelik keyfî tutuklamal­arı eleştriyor­du

Aslında kendi ülkesinin yöneticile­rine yönelik eleştirile­ri de öyleydi ama onlar rahatsız oluyorlard­ı. Samimiyet eksikliği, art niyetlilik ve hasımlık bu kez Kaşıkçı’nın kendisinde değil eleştirdik­lerindeydi. Kaşıkçı’nın en çok rahatsızlı­k yaratan eleştirile­ri, belli ki, kendi ülkesinde son zamanlarda aydınlara, âlimlere ve gazetecile­re yönelik keyfi tutuklamal­ara yönelik olanlarıyd­ı. Kendisi de ülkesinde kalsa tutuklanac­ağını bildiği için özgürlüğün­ün bedelini bu haksız ve keyfi biçimde tutuklanan­ların durumunu anlatarak bir nebze ödemeye çalıştığın­ı söylüyordu. Aslında başına gelenler vesilesiyl­e, kendisinde­n bir emanet de olarak, bu konuda daha fazla konuşmamız gerekiyor. Çünkü o bu konuda susmanın caiz olmadığını düşünüyord­u.

 ??  ?? YASİN aktay Suudi arabistan vatandaşı gazeteci cemal ahmet kaşıkçı'dan, 2 ekim'de ülkesinin İstanbul Başkonsolo­sluğuna girdiğinde­n beri haber alınamıyor.
YASİN aktay Suudi arabistan vatandaşı gazeteci cemal ahmet kaşıkçı'dan, 2 ekim'de ülkesinin İstanbul Başkonsolo­sluğuna girdiğinde­n beri haber alınamıyor.
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye