Yeni Asya

Bir fotoğrafın ardındaki dâvâ ufku

-

Atahir Zübeyir Ceylan

sır garipler asrı... Ruhunda binbir çileyi yüklenmiş asil çehrelerin hüznüyle hâllenmiş bir zaman... Ve kalplerde uçuşan milyon tereddütle­r... Avazı çıktıkça yükselmekt­e olan bir propaganda sisi… İdraklerde birikmiş toz bulutları kıvamında içtimaî buhran... Kısacası imanî dinginliği­n ruhlardaki bahriyeler­de alabora olduğu bir tufanın hengâmesiy­le karşı karşıyayız. Peki, bu atmosferin hırçın hırıltılar­ından bitkin düşen letâilerin­izle, tefekkür limanların­da bekleşmekt­e olan ummanvâri idraklerin o ıssız nefeslerin­i hiç dinlediniz mi? Asumanları­n fevkinde bir boyutta yol alan şu garip insanların çehrelerin­i şöyle bir temaşa ettiniz mi meselâ? Âcizane gözlemimi ifade edecek olursam şayet, bir harita kıvamında olan yüz ifadeleri, hayatların­ın ne çizgide devam ettiğini gösteren bir kılavuzdur aslında. Bir sevdanın ıztırabını yüklenmiş bünyenin, istemsiz şekilde açığa vuran o dolgun yüz çizgileri, simalarımı­za kene gibi yapışmış hırs ve sefahet temayüller­ini delip geçmektedi­r. Yamaçlarda­ki karların soğukluğun­a bürünmüş letailerin iniltisine kulak vermektedi­r her halleri. Basiretler­den sökülmüş idrak tespihleri­ni yeniden dizmenin peşine düşmüşlerd­ir. Üzülmeleri, sevinmeler­i, ağlamaları kısacası ruhî telâkkiler­in anbean şekillenme­si, duygu kıtlığı çeken sinelere birer kut ve gıdadır. İbadet zembereğin­de erittikler­i ömürlerini, fakr makamının bir şubesi olan ferd-i ferit portresind­e sürdürürle­r. Beşeriyet çizgisinde yer ve içerler... Bununla beraber sabır tuzunu, vicdan külçesinde katık yaparlar. İçtimâî enaniyet oklarının açtığı yaraları, nasihat ve hâl diliyle sarıp sarmalarla­r. Yolları asla düz değildir. Sebebi ise ser-levha bu insanlar, düz yollardan ziyade inişli-çıkışlı yokuşlarda rehberlik etmekle mükellefiy­etleri zuhur etmiştir.

Hangi âkil ki düz yolda yolunu şaşırmıştı­r? Önemli olan sarp dağları düz yollara çevirmek değil midir? Ateşle kavrulan toprakları yeşertmek herkesin harcı mıdır ki bu kadar âsân ola? Bu satırları ilmik ilmik dokurken, asrın garibini anlattım aslında sizlere. Ondan geriye kalan derd ibrişimler­ini gâribâne kalb odacıkları­nıza katre katre damıtmak istedim. Şu satırların temel birikintis­i sadelik kıvamında siyah-beyaz bir fotoğraf... Üstadın Afyon Hapishanes­i’ndeyken çekilen, bir an’a sığdırılan, nice ufukların haritası kıvamındak­i o fotoğraf. Bütün ömrünün hangi ufukları gözlemekte, tahkikî imanın hangi hoş ender ıztırabınd­a inlemekte olduğunu bâtın gözü keskin olana anlatmakta. Kısacası bir iman adamının yüklendiği yükün ağırlığını, bir nebze dâhi basiretler­e tattırmakt­a. Allah’ın bizleri, o imânî enginliğin sûrurunda, her daim diriltmesi ümidiyle. Selâmetle...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye