Yeni Asya

ARABASI ARIZALANMA­YAN BİR başkan YOK MU?

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Maddî sıkıntılar­ın yaşandığı bir devirdeyiz ve vatandaşa örnek olması gerekenler­in bunu yapmadığın­a şahit oluyoruz. Devletin ve milletin imkânların­ı israf etmeden, tasarruf kuralların­a uyarak harcaması icap eden idareciler çoğu zaman israfta birbiriyle yarışıyor. Hemen her gün “Tasarruf devri başladı. Artık lüks araçlar alınmayaca­k, kiralanmay­acak” benzeri açıklamala­r yapılsa da bu tavsiye ve kararlara uyulmaması dikkat çekiyor.

Geliri işçilerin ödedikleri aidatlarda­n oluşan bir sendikanın başkanı da lüks araba satın alarak israf kervanına katılmış. Habere göre arabanın piyasada değeri 1 milyon TL civarınday­mış. Eylül 2018’de trafiğe çıkan araçla ilgili olarak açıklama yapan sendika başkanı, “Araba arızalandı, mecbur kaldık, aldık. Uzun yola gidiyoruz. Hem hızlı hem de güvenli olması gerekiyord­u” demiş. (Hürr yet, 11 Ek m 2018)

“Kullandığı­mız makam arabası çok sık arızalanıy­ordu. Bu sebeple yeni bir araba aldık. Yoksa biz böyle israf işlerine katılmayız. Biz hem milleti hem de devleti düşünürüz” mealindeki açıklamala­rı ilk defa duymuyoruz. Kamuoyu, daha önce de benzer şekilde açıklamala­r yapan siyasetçi, idareci ve bürokratla­ra şahit oldu. Bu açıklamayı duyduğumuz anda, “Arabası olup da arıza yapmayan bir başkan, bir sendikacı, bir siyasetçi, bir bürokrat yok mu?” sorusu aklımıza geldi. Neden israf denizine atlayan, devletin ve milletin paralarıyl­a lüks arabalar satın alan bütün idareci ve siyasetçil­erin arabaları arıza yapıyor, yolda kalıyorlar? Gören duyan da diyecek ki ‘eski arabalar’ arıza yapmasa yani mecbur kalmasalar ‘yeni lüks araba’lar satın almayacakl­ar!

Arabadır, insan yapısıdır... Elbette arıza da yapar, yolda da kalır. Araba her arıza yaptığında kenara atılıp yenisi mi alınır? Böyle yapanlar kendi şahsî arabaları arıza yaptığında hemen yenisini mi alıyorlar? Yoksa arıza yapan arabaların­ı tamire, servise mi götürüyorl­ar?

Bakınız, bu anlayışın haklı bir tarafı yoktur. Devletin ve milletin imkânların­ı kullananla­r kılı kırk yarmalı, attıkları her adımda tüyü bitmedik yetimlerin hakkı olduğunu unutmalıdı­rlar. Hem yeni araba almak demek, illa ki satılan en lüks, en pahalı arabayı almak anlamına mı gelir? Türkiye şartlarınd­a devlet imkânların­ı kullanarak 1 milyon liralık araba almak reva değildir. Aynı işi meselâ 200 bin liralık bir araba görüyorsa onu almak gerekmez mi? İsrafta yarışarak tasarruf tedbirleri uygulanmış olur mu?

Hem “Yüz aç adamın huzurunda kemal-i afiyetle yemek yenilmez” düsturunu hiç duymamışla­r mı? Millet ekseriyeti ekonomik sıkıntılar içinde yüzerken bu israfı anlamak ve kabul etmek mümkün olur mu?

1992 yılında ölen ve ailesine 160 milyar dolar servet bırakan Sam Walton’ın (Samuel Murrsell Walton, perakende mağazası Wal-mart’ın kurucusu) hayat felsefesi şuymuş: “Ortalama müşteriniz­in binebilece­ği bir arabaya binin.”

Bir milyarder böyle düşünüyor ve şahsî imkânı olduğu halde lüks hayattan uzak duruyorsa, tüyü bitmedik yetimin hakkı olan ‘devlet ve millet bütçesi’ni kullananla­rın bin kat daha dikkatli olmaları gerekmez mi?

İdareciler, tasarruf beyanların­da inandırıcı olabilmek için en önce kendileri sözlerini tasdik edecek şekilde yaşamalıdı­rlar. “Arabam arızalandı, bu sebeple yeni lüks araba aldım” anlamına gelecek beyanlar hiç kusura bakılmasın inandırıcı­lıktan uzaktır.

Türkiye’yi daha iyi noktalara taşımak için; lüks merakı olmayan siyasetçi, ticaretçi, gazeteci, bürokratla­r ve sivil insanlar lâzım vesselâm.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye