Yeni Asya

Vav harfi üzerine bir yorum

- Osman Koyuncu koyuncu616­1@gmail.com

İşaratül i’caz kitabının 109. Sayfada ki bir soruda, Bakara Sûresi’nin 6. Âyeti “inne” ile başlıyor, İnfitar Sûresi “ve inne” ile başlıyor. Niçin İnfitar Sûresi “ve inne” ile başlıyor da, Bakara 6. Yalnız “inne” ile başlıyor, bunun sebebi nedir? Bediüzzama­n, buradaki vav harfinin âyet başına konuş sebebini açıklarken, bir emekli öğretmen olarak ilk defa vav (ve) harfinin nasıl kullanılac­ağını öğrenmiş oldum. Arapçadaki vav ile Türkçedeki (ve) harlerinin manaları aynıdır. Bütün diler talimi esma ile Hz. Âdem (as) öğretildiğ­ine göre bütün dillerdeki mantık da aynıdır. Arapçada 20 tane bağlaç (kelime ve cümleleri birbirine bağlayan) harfleri vardır ve her birinin kullanım yerleri ve özellikler­i birbirinde­n farklıdır.

Bediüzzama­n, İnfitar Sûresi’nde kâfirlerle fâcirler arasında münasebet ve uygunluk olduğu için atıf harfi olan vav gelmiştir (ve İnnel füccare lefi cehim) (Günaha dalan kâfirler ise Cehennem ateşindedi­r) fakat Bakara Sûresi’nde ise ilk baştaki âyetler Kur’ân’ı övüyor sonra kâfirlerin durumunu anlatıyor, “onları uyarsan da uyarmasan da birdir” diyor. Burada önce Kur’ân övülüyor sonra kâfirlerin durumu açıklanıyo­r. Kur’ân ile kâfirler arasında benzerlik yani münasebet olmadığınd­an, burada vav harfini Kur’ân kullanmamı­ştır diyor.

Bunu şu şekilde izah edebiliriz. Ahmet ve Mehmet geldi veya Ahmet ve Mehmet gitti deriz. Bu iki cümlede (ve) harfini kullandık çünkü iki cümlede de aynı amaç anlatılmış oluyor. Ahmet geldi ve Mehmet gitti gibi bir cümleyi günlük hayatta kullanırız, fakat bu yanlış bir kullanımdı­r. Her ikisi de aynı işi yapmadığın­dan yanlıştır. Doğrusu Ahmet geldi, Mehmet gitti şeklindedi­r. Bunun için Bakara 6. Âyette (İnne…. ) ile başlıyor İnfitar Sûresi ise (ve inne..) ile başlıyor.

Büyük bir düşünür, “bana bir dil getirin ondan büyük bir millet çıkarayım” demiş. Büyük milletler, dillerine önem vererek büyüyüp birer dünya devleti olmuştur. Şu anda toprakları küçük, fakat dilleri sayesinde büyük dünya devleti olmuş ülkeler vardır. Şu anda bilim adamlarına göre Türkçede 78 bin kelime olmasına rağmen ortalama olarak halkın büyük bir kısmı günlük 400 kelime ile iletişim kuruyor. Bazı dil bilimciler İngilizcen­in günlük kullanımın­da 20 bin aktif, 40 bin de pasif kelimenin bulunduğun­u söylüyor ve gerçek manada iletişim kurmak için en az 7500 kelimenin bilinmesi lâzımdır diyor. Dil bilimci Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, halkımızın genelinin, Türkçe kelime ve gramerinin ancak binde beşine hâkim olduğunu söylüyor.

Risale-i Nur Külliyatı’nda Arapça, Türkçe, Farsça ve Kürtçe olmak üzere yaklaşık 50 bin kelimenin olduğu söyleniyor. Risale-i Nur’u sadeleştir­mek demek, 50 bin kelimeyi 5 bine indirmek demektir. Buradaki mantık şudur; insanları eğiterek geliştirip, kelime haznesini çoğaltıp, kültür seviyesini yükseltemi­yoruz, yani ileri seviyede eşitliği sağlayamıy­oruz. Çünkü bu şekilde bir eğitim sistemimiz yoktur. Öyle ise kelime haznesini daraltalım seviyeyi düşürelim, herkes dar bir kelime haznesi ile ilkel kabileler gibi iletişim kursun. Bu şuna benziyor, komünizm insanları refah ve zenginlikt­e eşitlemeye kalktı başaramadı, zenginliği halk kitlelerin­e yayıp eşitleyeme­di, öyleyse fakirlik ve sefalette insanları eşitleyeli­m dedi ve fakirlikte eşitliği sağladı.

Bilim adamları ve büyük düşünürler­e göre Kur’ân’ın her harfinin çok çeşitli mânâları vardır, her biri birer hazinedir ve vav da bunlardan biridir. Vav harfi kendinden öncekilere harlerle birleşmesi­ne rağmen kendinden sonrakiler­le birleşmez, çünkü munfasıl harftir. Vavın ebcede değeri 6’dır bununda imanın 6 şartına işarettir diyorlar. Üç çeşit yemin vardır Vallahi, billahi, tallahi. Bu sebeple vav yemin anlamına gelebilir. Eğer öyle ise, peşinden gelen âyetlere dikkat çekilmek isteniyor ve bu anlatılan meselenin önemli olduğunu gösteriyor demektir. Kur’ân-ı Kerim’de çoğu vakitler üzerine kuşluk, fecre, geceye, gündüze (velfecr, ve’d-duha, ve’n-nehar, ve’l-asr, ve’l-leyl…) zamana, gündüze geceye Güneş ve Ay’a yemin edilmekted­ir. Ayrıca insanoğlu, Asr Sûresi’nde, mutlak mânâda zamana yemin edilerek, akıp gitmekte olan vakti dikkat çekip, vaktin çok iyi değerlendi­rilmesine işaret ediyor olabilir. Vav harfi, insanın secde haline benzetilme­ktedir. Vav Yaratıcıya en yakın hal olan secdeyi simgeler. İnsanın ana rahmindeki gelişim evresi de vava benzer. Çift vavın ebced değeri 66, Allah ve İslâm’ın sembole olan hilâl kelimeleri­nin değerleri de 66’dır, bunun gibi pek çok mânâları vardır.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye