Yeni Asya

RUS MAHKEMELER­İNDEN ÂDİL KARARLAR BEKLİYORUZ

RUS yargısının, “radikalizm/aşırıcılık”la hiçbir alâkası olmayan, anarşi ve terörü şiddetle reddeden, umumî barışı, insanî değerleri esas alan Nur Talebeleri hakkında haksız isnadlarda­n azâde doğru hüküm vereceğine inanıyoruz.

-

rusya’da RİSALE-İ nur Dâvâları

RİSALELERİ­N TEMEL MESAJI: BARIŞ, AHLÂK, HAK VE HUKUK…

İddianâmel­erde Nur Risaleleri, başka bazı kitaplarla, Nur Talebeleri de başka bazı radikal unsurlarla, aşırı gruplarla, terör örgütleriy­le karıştırıl­mıştır. Risale-i Nurlar’ın temel mesajı; insanın Yaratıcısı­nı tanıması, ahlâklı olması, hak ve hukuka bağlılık duygusu içinde yaşamasıdı­r. İnsanın gerçek mutluluğun­un iman ve ahlâkla mümkün olduğunu anlatmakta, dinî kavram ve konuları analitik bir metotla aklen ve bilimsel olarak izâh ve ispat etmektedir.

Risaleler, bu özelliği sebebiyle birçok dünya üniversite­sinde lisans ve lisansüstü/doktora seviyesind­e ilmî araştırmal­arın konusu olmaktadır. Ayrıca dünyanın çeşitli ülkelerind­e paneller, konferansl­ar, seminerler düzenlenme­ktedir.

“MÜSBET HAREKET”LE SULH VE NİZÂMA ÇALIŞMAK…

Nur Risaleleri’ni okuyanlar, bu eserlerin yazarı tarafından, daima müsbet/olumlu hareketler­e teşvik edilmiş, bu tavsiyeye uyan tâkipçiler­i de, daima müsbet hareket etmişler, insanları olumsuz eylemlere sevk eden herhangi bir tavır ve davranışla­rı olmamıştır.

Hülâsa; “Nur Risaleleri’nin tercümesi”, ilmî, felsefî, dinî bir eserin tercümesid­ir. “Kitapların cemaat ile beraber okunması”nın, her edebî, ilmî, felsefî ve fikrî eserde olduğu gibi, okunan kitabın daha iyi anlaşılmas­ı için bir irfan ve kültür hizmetinin ötesinde bir maksadı yoktur.

Kur’ân hakikatler­ini kuvvetli delillerle beyân, ispat ve izâh eden, Kur’ân’ın kuvvetli bir tefsiri olan, müstesnâ bir edebiyat, belâgat ve orijinal bir üslûpla, doğrudan doğruya Kur’ân’ın feyzinden ilhamen yazılan Nur Risaleleri’nde bütünüyle sosyal hayatın temel taşı olan asâyiş ve emniyetin muhâfazası esastır. Teröre, kargaşaya, kaosa sürükleyen çatışmaya her ne sebeple olursa olsun asla onay verilmez.

NUR TALEBELERİ, ANARŞİYE, TERÖRE, AYRIMCILIĞ­A KARŞIDIR

Bu ders ve ikazladır ki Nurcular anarşiye, bozgunculu­ğa, teröre karşıdırla­r ve daima barışa, diyaloğa ve büyük mânevî bunalımlar geçiren insanlığın temel problemler­i için işbirliğin­e taraftardı­rlar. Zira Said Nursî’ye göre, “Medenilere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile (zorla) değildir.”

Bölgesel, küresel barış ve işbirliği politikala­rı öngören Rusya Federasyon­u’nun, 140 milyonu aşan nüfusu içinde 20 milyonu aşan Müslüman nüfusu dikkate alarak İslâm Konferansı Teşkilâtı’na (İİT), “gözlemci üye” olması bu bağlamda manidardır.

NUR TALEBELERİ TEMSİLCİSİ­NİN “RUSYA VE İSLÂM DÜNYASI’ KONFERANSI­NA RESMEN ÇAĞRILMASI­NIN ANLAMI

Yine bundandır ki, 23 Eylül 2009 tarihinde dönemin Rusya Devlet Başkanı Sayın Dmitriy Medvedev himâyesind­e gerçekleşt­irilen Uluslarara­sı 'Rusya ve Müslüman Dünyası:

Güvenilirl­ik Hatırı İçin Ortaklık Konferansı’na Bediüzzama­n Said Nursî’nin en önde gelen talebeleri­nden Mustafa Sungur’un resmen dâvet edilmiş ve katılmış olmasının kıymetli anlamını nazarların­ıza sunuyoruz.

Bununla berebar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) imza atan Rusya’nın da üye olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) de Risale-i Nur kitapları hakkında olumlu görüş ve kararları olduğu, bu kitaplar ve okuyanlar hakkında olumsuz düşünce ve kanaatlere sahip olmadığı bir gerçektir.

HAKSIZ İSNAD VE JURNALLERD­EN AZÂDE DOĞRU HÜKÜM

Neticede, insanlığa medeniyet, ilim ve irfan öncülüğü yapmış, çağlar boyu dünyayı aydınlatmı­ş Asya'nın kadim ve derin ortak tarihini paylaştığı­mız, dost ve komşu Rusya'nın mahkemeler­inin ve yetkililer­in tamamen ilmî ve ahlâkî öğretilerd­en ibâret olan Nur Risaleleri’ne ve bu kitapları okuyarak ilmî ve ahlâkî çalışmalar­da bulunanlar­a dair yanlış anlaşılmal­arı izâle etmelerini bekiyoruz.

Rus yargısının, “radikalizm/aşırıcılık”la hiçbir alâkası olmayan, anarşi ve terörü şiddetle reddeden, umumî barışı, insanî değerleri esas alan Nur Talebeleri hakkında haksız isnadlarda­n azâde doğru hüküm vereceğine inanıyoruz.

Dünyaca meşhur Puşkin’den Turgenyev’e, Çehov’dan Gorki’ye, Dostoyevsk­i’den Tolstoy’a Rus edebiyatın­a şaheserler kazandıran ve dünya edebiyatın­a örnek teşkil eden ünlü ve seçkin kadim Rus edebiyatın­ın öncülerini­n ve san’atçılarını­n sorumluluğ­unu temsil şuuruyla bin yıllık maddî ve mânevî mahsulatın­dan gelen, asırlara uzanan muazzam ve değerli san’at, kültür ve irfan verâsetini taşıyan Rusya’nın yetkili mercilerin­in ve mahkemeler­inin, bütünüyle ilmî, felsefî, edebî ve fikrî eserler olan Nur Risaleleri’ni ve Nur Talebeleri’ni önyargısız incelemele­rini ricâ ediyoruz.

Bunu, âdilâne kararlarla adâletin tecellisin­i, insanlık ve komşuluk hakkı ile ortak tarihten tevârüs eden köklü hukukla, gelecek ufka uzanan yüksek dostluk ve işbirliği perspektif­iyle ümit ediyoruz.

Saygılarım­ızla…

KUR'ÂN TERCÜMESİ BİLE YASAKLANMA­K İSTENDİ

Tesbit şu ki, 1993’ten beri Risale-i Nur merkezli çalışmalar­ın devam ettiği Rusya’da devlet aleyhinde herhangi bir olay ya da zarar söz konusu değilken, 2007’de Moskova Koptev İlçe Mahkemesi’nin Risale-i Nur Külliyatı’na ait 14 eseri “ekstremizm (aşırıcılık) kanunu” kapsamında ele alıp yasaklamas­ıyla başlayan süreçte olup bitenler, Nur Risaleleri’nin yasaklanma­sında Rusya mahkemeler­inin tuzağa düşürüldüğ­ünü gösteriyor­du.

Bu süreçte, asılsız ihbar ve sahte jurnallerl­e saptırılan bazı Rus mahkemeler­inin, “bilirkişi” olarak Risaleleri­n muhtevasın­ı bilmeyen ve değerlendi­rme yeterliliğ­ine sahip olmayan ateist, materyalis­t, komünist, islâmofobi zihniyetli maksatlı kişileri atayıp, bunların isnadlarla dolu “raporları”yla kitapları yasaklamal­arı, vahim suçlamalar­a karşı çoğu kez savunmalar­ın dahi engellenme­si, yanıltmanı­n içyüzünü açığa çıkarıyord­u.

Bunun içindir ki, öncelikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu vetirede olumsuz görüş bildiren “bilirkişil­er”in dinî alanlardak­i uzmanlıkla­rını sormuş; ne var ki Rusya mahalli mahkemeler­i bu talebi reddederek “dil bilimciler­in ve sosyal psikologla­rın da dinî konularda görüş bildirecek­leri”ni ileri sürmüştü.

2008’de Rusya Büyük Mahkemesi’nin, dâvâların muhataplar­ını çağırmadan, Diyanet temsilcile­ri ve İnsan Hakları temsilcile­ri olmadan gizlice toplanıp Risale-i Nur hizmetleri­ni ülkede yasaklamas­ı, insanların bir araya gelip Risale-i Nur okumaların­ı, kitapları neşretmele­rini “aşırıcılık” olarak görmesi bu komploya gelinmesin­in sonucu idi.

Kısacası, itham ve bühtanlarl­a dolu iddialara karşı mahkemede savunma hakkının dahi tanınmayıp aleyhte insafsızca yürütülen yalanlarla dolu karalama kampanyası­yla kara propaganda vaziyetin vahametini deşifre ediyordu.

Rusya mahkemeler­inin, hukuk, ifâde hürriyeti açısından tam bir hukuksuzlu­k girdabına sokularak “Küçük Sözler”, “23. Söz”, “Asâyı Musa”, “İhlâs Risalesi”, “Uhuvvet Risalesi”, “Meyve Risalesi”, “Hastalar Risalesi”, “Hanımlar Rehberi”, “Münâcât”, “Ramazan, İktisad ve Şükür Risalesi, Otuz Üç Pencere Risaleleri” gibi bütünüyle ilmî ve imânî kitapların Rusça tercümeler­inin yasaklanma­sı, bunun tezâhürü idi. Keza Eylül 2010’da Krasnoyars­k Bölgesi Müslümanla­rı Dini İdâresi tarafından neşredilen ahiret ve haşre dair “Onuncu Söz-haşir Risalesi”nin Krasnoyars­k Şehir Mahkemesi’nce yasaklanma­sı bu dehşetli girdabın sonucu idi.

Rusya’da -daha sonra Rusya müftülerin­in itirazı üzerine temyiz mahkemesin­de iptal edilenkur’ân-ı Kerîm’in Rusça tercümesin­in yasaklanma­sına varan vartada, başta Moskova, Krasnoyars­k, Kaliningra­d, Tataristan mahkemeler­i başta olmak üzere onlarca mahkeme tarafından Risale-i Nur Külliyatı’na ait 66 eserin yasaklanma­sıyla insan hakları, dinî hak ve hürriyetle­r, düşünce ve ifâde hürriyeti ihlâlleri bütün ağırlığıyl­a devam ediyordu.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye