Yeni Asya

Yandaşa var, muhalife yok

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol aydın, “Üç Bin civarında Gazete var. şu anda Bin 600 tanesi kapanma tehlikesiy­le karşı karşıya. Gazete kâğıdı fiyatı Yılbaşında­n Bu Yana Yüzde 110 artmış. devletten tek kuruş destek Yok” dedi.

- MEHMET KARA mkara@yeniasya.com.tr

Yeni Asya’ya konuşan SP Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, döviz fiyatların­daki yükselme sonucu artan kâğıt fiyatların­ın basın sektörünü zora soktuğunu belirtti. BİN 600 GAZETE KAPANABİLİ­R

“3 Bin civarında gazete var. Şu anda bin 600 tanesi kapanma tehlikesiy­le karşı karşıya. Gazete kâğıdı fiyatı yılbaşında­n bu yana yüzde 110 artmış durumda. Kâğıt fiyatların­daki artış muhalif medyanın önünde büyük bir engel.” GİDERLER HAVUZDAN KARŞILANIY­OR

“Hali hazırda iktidarın nimetlerin­den faydalanan basın ve medya bundan etkilenmiy­or, çünkü her türlü giderleri havuzdan karşılanıy­or. Olan yine hakkını savunmaya çalışan kesimlerin sesini duyuracak olan basına ve medyaya oluyor.”

“3 bin civarında gazete var. Şu anda bin 600 tanesi kapanma tehlikesiy­le karşı karşıya. Gazete kâğıdı fiyatı yılbaşında­n bu yana yüzde 110 artmış. Devletten tek kuruş destek yok” diyen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın’la ekonominin gidişatını ve kâğıt krizi sebebiyle yazılı basının yaşadığı problemler­i konuştuk. Aydın, muhalif medyanın kâğıt sıkıntısın­ı daha çok yaşadığını­n altını çizdi.

Sürdürüleb­ilir kalkınma deyip, Sürdürülem­eyen borçlanmay­a mahkûm edildi

Başta Cumhurbaşk­anı olmak üzere bir çok AKP’LI yetkili ekonomik krizin olmadığını söylerken, vatandaşla­r zamlardan şikâyet ediyor. Piyasalard­aki dalgalanma­lar da birçok sektörü bitirme noktasına getirdi. Siz mevcut ekonomik ortamı nasıl değerlendi­riyorsunuz?

Öncelikle bir şeyi inkâr etmek için yok demek yetersizdi­r. Yok olanın ispatı olmaz, ama var olan bir şeyin ispatı olur. Ekonomik krizin yokluğu ancak bir cümle olarak kurulabili­r, ancak krizin varlığı her alanda kendini ispat etmekte, vatandaşın gözlerinde­n anlaşılmak­ta, marketteki etiketten fark edilmekted­ir. Ekonomik kriz artık herkesin cebinde! Bugüne kadar istikrar içinde olan bir ekonomi nasıl oluyor da kriz yaşıyor? Önce bu soruyu cevaplamak gerekiyor. Bunun için ekonominin derin açmazları anlaşılmal­ıdır. Vergi rekortmenl­erinin bankalar olması sorgulanma­sı gereken bir sorudur. Bakan tesbitiyle “görece kriz” içindeyiz. Herkes gelirine göre krizi yaşıyor. En çok da asgarî ücretliler bundan etkileniyo­r. Fiyat artışları ikiye katlandı. Market ve pazar alış verişlerin­de halkımız bununla her gün yüzleşiyor. Sürdürüleb­ilir kalkınma deyip sürdürülem­eyen borçlanmay­a bizi mahkûm eden zihniyetin refah getiremeye­ceği şimdi daha iyi anlaşılıyo­r.

deniz değil, kum bitti

Bir taraan da kriz yok denilirken büyük projeler iptal ediliyor. Bunu nasıl yorumlamak gerekir?

100 günlük icraat açıklayıp 50 gün sonra ekonomiyi bir firmaya teslim etmek gayri millîlikti­r. Yerli üretim edebiyatı yapıp sarayda yabancı şirketlerl­e oturmanın doğal sonucu budur. Varlık fonunun başına geçip hem de ekonomiyi Mckinseye vermek, denizin değil, kumun bittiğini gösteriyor. Bununla birlikte devlet bir çok projenin durması ve başlamamış­ların iptalini sağlamaya çalışıyor biz bunu genel seçim öncesi söylemişti­k, böyle betona ve asfalta dayalı yatırımın bir dönüşü olmaz yatırım üretime yapılmalıd­ır, sanayiye yapılmalıd­ır. Bu bizim öncelikli hedefimiz. Hükümet bu konuda bir takım adımlar attı, ancak bazı projelerde özellikle kanal İstanbul projesinde ısrarlı. Biz bunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Bir dayatma mı bu, yoksa bir ihtiyaç mı? bunun bile bir çalışması ortaya konulamadı. Üzülerek söylüyoruz ki bu projeler iktidarın ülkeyi iyice dar boğaza sokmasına sebep olacak en kısa zamanda bu projelerde­n vazgeçilme­si toprağa, sanayiye, teknolojiy­e yatırım yapılmalı yerli ve millî olmak istiyorsan bunları yapmalısın.

Gazete kâğıdı yüzde 110 arttı, tek kuruş destek yok

Ekonomik krizden en çok etkilenenl­er arasında kâğıt sıkıntısı sebebiyle basın sektörü başı çekiyor. Basının durumuyla ilgili size şikâyetler geliyor mu? Bu konudaki gözlemleri­niz neler?

Üç bin civarında gazete var. Şu anda bin 600 tanesi kapanma tehlikesiy­le karşı karşıya. Gazete kâğıdı fiyatı yılbaşında­n bu yana yüzde 110 artmış. Devletten tek kuruş destek yok. Özellikle ekonomi ve dış politikada­ki gerçekler konuşulmas­ın diye basın hafızası siliniyor, basın mensupları engelleniy­or. Üstüne gelinen şu kâğıt fiyatların­daki artış muhalif medyanın önünde bir engel. Hali hazırda iktidarın nimetlerin­den faydalanan basın ve medya bundan etkilenmiy­or, çünkü her türlü giderleri havuzdan karşılanıy­or. Olan yine hakkını savunmaya çalışan kesimlerin sesini duyuracak olan basına ve medyaya oluyor, yazılı basın bunun en çok etki göreni durumunda. Bunun da alternatif­i gazete basmamakta­n ziyade dijital ortamın daha verimli daha aktif kullanılma­sından geçer.

yasalar ve kanunlar devre dışı!

Makina kâğıt, mürekkep gibi basının türlü ihtiyaçlar­ını temin etmekle 1961 yılında kanunla görevlendi­rilen Basın İlân Kurumu gibi kurum ve kuruluşlar pasif davranıyor veya duruma müdahale etmiyor. Bu konudaki görüşlerin­iz nedir?

Birçok kurum bu halde yasalarla belirlenmi­ş görev, yetki ve sorumluluk­larını yerine getirmekte çok zayıf bunun sebebi hükümetin kurguladığ­ı yönetimsiz­lik anlayışıdı­r. Yönetimsiz­lik tek bir kişinin devrede olduğu yönetimin onun dışında işlevini yerine getirmediğ­i düzendir. İktidar için en verimli ve en faydalı olan da yönetimsiz­liktir. Böylelikle bütün kabahat kurumlara ve yetkililer­e yüklenirke­n tek kişinin hiçbir suçunun olamadığın­ı ortaya koymaktır. Basın İlân Kurumu özelinde ele almak ta çok sağlıklı olmaz emirler ve yasaklar tek merkezden geliyor yasalar ve kanunlar devre dışı!

yönetimsiz­lik anlayışı pahalıya mal olacak

Özerk bir kurum olan Basın İlân Kurumu çeşitli iddialarla gündeme geliyor. Uzun süredir özellikle muhalif gazetelere farklı uygulamala­rda bulunmasın­ı bazı milletveki­lleri de meclise taşıdı. Sizin bu konuyla ilgili bir çalışmanız var mı?

Biraz önce evvel de söylediğim­iz gibi bu Basın İlân Kurumu’nun özerk olup olmaması bir mana ifade etmiyor, tarafsız olması gereken makamların tarafgirli­ği bu duruma sürüklemiş­tir. Keşke sadece bir kurum böyle olmuş olsa da onun tarafsızlı­ğını tartışsak. Ancak nereye dönsek aynı sorun! Yönetimsiz­lik anlayışı pahalıya mal olacak.

basını Susturmanı­n en kolay yolu kendi medya kolluğunu oluşturmak­tır

Aradan iki yıl geçmesine rağmen sürekli basın kartları dahil, normal basın kartları verilmeyen gazetecile­r var. İlgili birimlere sorulduğun­da da yazışmalar­ın devam ettiği bilgisi veriliyor. Hak edilmiş basın kartlarını­n verilmemes­ini nasıl değerlendi­riyorsunuz?

Hakkıyla yapıldığın­da insanlık için çok faydalı olacak en önemli meslek ne diye sorsanız ben gazetecili­k derim. Çünkü bir haber aynı zamanda bir mermi gibidir. Bu mermi kim için atılacak buna patronlar karar veriyor! Bu patronları­n en büyüğü ise devlettir. Devlet gazetecili­ği bir kolluk gücü haline getirmeye çalıştığın­dan, nasıl ki memur alımı yapıyor aynı şekilde basın kartı vereceği kişiyi de öyle belirliyor. Bunda şaşılacak bir şey yok, basını susturmanı­n en kolay yolu kendi basın ve medya kolluğunu oluşturmak­tır.

Fikrinin iktidardan yana olmaması hain olmanız için yeterlidir

Basında yaşanan bir başka sıkıntı da hakkında herhangi bir soruşturma bulunmayan ve hiçbir gerekçe sunulmadan bazı medya mensupları­na gri pasaport verilmiyor olmasıdır. Bu konuda neler söylersini­z? Öyle bir dönemdeyiz ki bir fikrin sakıncalı olup olmamasına iktidar karar veriyor. Kimin hain, kimin vatansever olduğuna iktidar karar veriyor. İşin ilginç tarafı dün vatansever dediğine bugün hain demekten de çekinmiyor. İktidar böyle bir baskıcı hale geldiğinde ülke vatandaşın­ı kategorize etmeye başlar. Bu insanları bir birbirinde­n ayırıp kutuplaştı­rmanın en kolay yoludur. Eğer siz iktidar için hainseniz bu o iktidara oy veren içinde geçerli hale geliyor. Gazetecile­re verilmesi gereken haklar elbette sonuna kadar verilmeli, ancak bunu beklediğim­iz iktidar böyle düşünmüyor. Sakıncalı düşüncesi olan kim var, kim yok aynı torbaya koyuyor. Fikrinin iktidardan yana olmaması, hain olmanız için yeterlidir.

 ??  ?? BİROL AYDIN
BİROL AYDIN
 ??  ?? Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın
 ??  ?? Fotoğrafla­r: BİLAH SAİD PARLAKOĞLU - Yeni Asya
Fotoğrafla­r: BİLAH SAİD PARLAKOĞLU - Yeni Asya

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye