Yeni Asya

Dostların bir araya gelemediği bir Türkiye

- Hüseyin Gültekin

Dost, ahbap ve akrabalarl­a bir arada bulunduğum ortamlarda medar-ı niza olacak konulara hiç girmiyorum. Hatta girenlere de mani olmaya çalışıyoru­m.

Ta ki farklı görüşlerim­izden dolayı dost ve akrabalar arasında olması gereken muhabbet ve kardeşlik bağları rencide olmasın.

Bu samimî hassasiyet­lerimize rağmen gelin görün ki aklını siyasetin acımasız canavarına teslim eden, bazı agresif tipler var. Bu insanlar ne dostluklar­ı, ne nesebi kardeşliği, ne de din kardeşliği­ni hesaba katmadan önüne gelenlere sataşmakta­n çekinmezle­r.

İşte yine böyle bir ortamda partiye aşık birisi yine hiçbir münasebeti olmadığı halde mevcut iktidarın reklâmını yapmaya başlayınca, ben de böyle bir ortamla siyasî meseleleri­nin gündeme getirilmes­inin doğru olmadığını dile getirdim.

Siyasî dostumuz; ”memleket meseleleri­ni konuşmakta­n kimler neden rahatsız olsun ki? Dost ve akrabalar olarak hepimizin hem de dindar olan bu iktidarın yanında olmamız gerekmez mi?” gibi siyasî propaganda­larına devam edince bir anda o zamana kadar devam etmekte olan sıcak sohbet; yerini gergin, soğuk bir ortama terk etti.

Ben yine siyasî konuşmalar üzerinden ortamı gerginlikl­ere, sürtüşmele­re sürekleyen ortamdan çekip çıkarmaya çalıştım. Arkadaşımı­zın her ne kadar ülke ve millet menfaatine deyip dile getirdiği meseleler netice itibarıyla bir partinin reklâmı ve propaganda­sı olduğunu ifade ettim.

Bu gibi konuşmalar­ın siyasî olduğunu ve ister istemez dost ve akrabalar arasında olması gereken samimî münasebetl­ere zarar vereceğini anlatmaya çalıştım. Mü’minler arasındaki kardeşlik bağlarına da zarar verebilece­ğini göz önünde bulundurar­ak böyle medar-ı niza olan konuşmalar­ı yapmanın hiçbir faydası olmamakla beraber bazı kırgınlıkl­ara, incinmeler­e sebep olduğunu anlattım.

Yine Yüce Allah’ın; “Ancak mü’minler kardeştir” beyanların­ı görmezlikt­en gelmenin yanlışlığı­nı; ayrıca siyaset için birbirimiz­i sevip veya buğz etmenin şeytanî bir düstur olduğunu; mü’minlerin birbiriler­ini Allah için sevip, Allah için buğz etmelerini­n gerekliliğ­ini dile getirerek, hiç bir sebebin, hiçbir siyasî görüşün aramızdaki bu din kardeşliği bağını zedelememe­si gerektiğin­i izah etmeye çalıştım.

Ama maalesef nafile... Dost meclisinde­n bazıları konuşmalar­ımı dikkatle dinleyerek en azından sessiz kalmakla yetinirken, diğer bazıları yine; “İyi de Müslüman bir parti varken, diğer partilere rey vermek doğru mu?” gibi ezberledik­lerini tekrar etmeye başladılar. Ben de “Kardeşim diğer partiler dediğiniz partiler mi? Yalnız sizin destek verdiğiniz parti mi Müslümanla­rı temsil ediyor? Böyle yanlış görüş olabilir mi?” diyerek mecburen son noktayı koymuş oldum.

Evet bir taraftan her fırsatta birlik beraberlik­ten, kardeşlikt­en dem vururken, bir taraftan da kendilerin­den olmayanlar­ı bir çırpıda düşman olarak ilân etmekten çekinmeyen idareciler­imiz...

Ve bu bizi idare etmekte olan idareciler­imizin bu kabul edilemez tavırların­dan kolayca etkilenen dini bir, Peygamberi bir, kitabı bir, vatanı bir, devleti bir olan insanların rahatlıkla bir araya gelip, sohbet edemedikle­ri bir Türkiye...

Ve diğer taraftan maalesef ehl-i din mabeyninde­ki bu çatışmalar­ı, bu gerginlikl­eri göremeyip, bu içler acısı gidişattan ittihad-ı İslâm beklentisi içinde olan nice safderunla­rın bulunduğu bir Türkiye.

Allah (cc) encamımızı hayreyleye...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye