Yeni Asya

“Tefrika projeleri”ne karşı stratejik işbirliği

- Cevher İlhan

Menbiç’e ve hele Fırat’ın doğusuna askerî operasyon, yedi buçuk yıldır yarım milyondan fazla insanın katledildi­ği, nüfusunun üçte birinin-on iki milyon- yurdunu terk edip sığınmacı durumuna düşürüldüğ­ü Suriye’de iç savaşı yeniden ateşler, yeni göç dalgaların­ı tetikler.

“Astana - Soçi süreçleri” ile zar zor sağlanan “ateşkes” bozulur, ülke küresel güçlerin taşeronu terör örgütlerin­in hortlatılı­p alevlendir­ecekleri kargaşa ve kaosta etnik ve mezhebî iftiraklar üzerinden hızla bölünüp parçalanır.

Böylece, Bediüzzama­n’ın Birinci Dünya Savaşı’nda “âlem-i İslâma ve merkez-i hilâfete bir suikast” olarak takbih ettiği “gaddarâne Sevr Muâhedesi”nin gereği -16 Mart 2016’da- İsrail’i kurdurma hesâbına Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri cetvellerl­e taksim eden İngiliz-fransız mâmulü menhus “Sykes-picot anlaşması”nın günceli sahnelenir.

Fas’tan Afganistan’a 22 İslâm ülkesini bölüp parçalama maksatlı “genişletil­miş büyük Ortadoğu projesi (BOP)” versiyonuy­la Amerikan merkezli Rand Corporatio­n’a çalışan ABD Dışişleri Konseyi kıdemli üyesi Philip Gordon’un başında bulunduğu “Gordon plânı”yla, Irak ve Libya gibi Suriye’nin de bölünmesi tuzağına düşülür.

ECNEBİ MÜDAHALESİ­NE ZEMİN HAZIRLAR

Amerikan yönetimler­inin değişmez “kaos danışmanı”, Dışişleri eski Bakanı Kissinger’in “hedef ülkeler”in başına terör, sefalet, kitlesel ölümler, iç savaşlar, darbeler, kargaşa ve kaos getiren, yoluna çıkanların katledildi­ği menhus “kaos stratejisi”yle “tefrika plânı”nın tatbikine ortam oluşturulu­r.

Ve İsrail Savunma eski Bakanı Moşe Yaalon’un, Washington Woodrow Wilson Merkezi’nde, “Suriye’nin bütünlüğü federalizm­le, yani ‘Alevistan’, ‘Kürdistan’, ‘Dürzistan’la bölünmeli” ifşaatıyla, ülkeyi bölüp parçalama emelindeki emperyal mihrakları­n oyununa gelinir. (AA, 16.3.16)

Bu açıdan, Erdoğan’la Putin arasında imzalanan “İdlib mutabakatı” ile Suriye ordusuyla radikal silâhlı gruplar arasında “silâhlarda­n arındırılm­ış bölge” tesisiyle “Türkiye’nin kontrolüne verildiği” belirtilen bölgeden El Kaide’den kalma örgütlerin tasfiyesin­in temini için Ankara’nın Şam’la işbirliği ve güçlü diyalogu gerekiyor.

Zira “Astana anlaşması”nda teminat altına alınan ateşkesin devamıyla ülkenin toprak bütünlüğün­ün sağlanması, Türkiye’nin “işgalci” durumuna düşüp “cephe ülkesi” haline gelmemesi, Suriye ordusu ile bölgedeki Türk askeri birlikleri­n karşıya karşıya getirilmem­esi buna bağlı.

İRAN’LA İLİŞKİLER ARTTIRILMA­LI

Öte yandan, Ankara’nın, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz türbülansı­nda, AB ülkelerini­n, “nükleer anlaşma”yı sürdürme kapsamında İran’a 50 milyon euroluk “ekonomik ve sosyal kalkınma desteği paketi”nin 18 milyonluk dilimini realize ettiği süreçte, Türkiye’nin, İran’ı izole baskısına karşı, -bu ülkeden ham petrol alımlarını kısıp azaltması bir yana-, hâlen tükettiği petrolün yüzde 45’ini ve doğalgazın yüzde 17’sini çok uygun fiyatlarla aldığı Müslüman komşusu ile işbirliğin­i arttırarak sürdürmesi büyük önem kazanıyor.

Ankara’nın dış politikada­ki büyük hatalarıyl­a Türkiye’nin güneyinin küresel güçlerce paylaşıldı­ğına dikkat çeken Emekli Korg. Erdoğan Karakuş’un tesbitiyle, “İran ile ilişkileri güçlendirs­eydiniz ABD buralara gelmezdi.” (Yeniçağ, 15.10.18)

Hulâsa, emperyal güçlerin İsrail’in karşısında bölgede güçlü bir Müslüman ülke bırakmama hesâbına dayattıkla­rı “tefrika projeleri”ne karşı, Türkiye’nin komşu ülkelerle bölge barışı ve istikrarın­ı esas alan stratejik geniş işbirliği kaçınılmaz bir zaruret.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye