BÜYÜKELÇİ KARLOV’A DA RİSALE-İ NUR’U ANLATTIK
RUSYA'DAKİ RİSALE-İ NUR DÂVÂLARINDA GÖRÜLEN YUMUŞAMADA VE PEŞİNDEN ALINAN OLUMLU NETİCEDE çok KATKILARI OLAN, DAHA SONRA -ARALIK 2016’DA- MENFUR BİR SUİKAST SONUCU KATLEDİLEN TÜRKİYE DOSTU DEĞERLİ büyükelçİ ANDREY KARLOV’LA RUSYA BÜYÜKELÇİLİĞİ YETKİLİLERİ
Yine Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi üyesi Van milletvekili Burhan Kayatürk’ün randevusunu alıp katıldığı ve merhum Nureddin Tokdemir’in de hukukçuların, konuya vakıf olup yakından tâkip edenlerin de içinde bulunduğu bir heyetle Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği ziyaret edilerek, bu ülkedeki Nur Risaleleri ve Nur talebeleri hakkındaki dâvâlarla ilgili bilgiler verildi. Dönemin Rusya Büyükelçisi Andrey Gennadiyeviç Karlov’a ve ilgililere -sekiz sayfalıkrusça ve İngilizce yazılmış “bilgi notu” takdim edilip bilgilendirilerek destekleri istendi.
Heyeti sıcak bir ilgiyle karşılayan Karlov’un “Orta Anadolu insanına, Türklere benzediği” esprilerine, “Zaten bana ‘Yozgatlı’ diyorlar” cevabıyla başlayan görüşmede, öncelikle Nur Risalelerine dair bazı İngilizce yazılmış tanıtım büroşörleri ve dokümanlarla, Rusçaya tercüme edilmiş bazı kitaplar takdim edildi.
“Bilgi notu”nda yapılacak esaslı bir araştırma ile Nur Risalelerine ve bu kitapları okuyanlara, iddia edildiği gibi “Irksal, etnik, sosyal ve dini nefteri körüklemek - bunlara bağlı olarak olarak din temelinde dinsel ve dilsel seçkinlik, üstünlük ve kişinin aşağılanması propagandası” suçlanmasının tamamen bir itftira ve haksızlık olduğunun misalleriyle dercedildiği “bilgi notu”nda, “Suçlama konusu kitaplar, 100’den fazla ülkede birçok dünya diline -50’den fazla dile- çevrilmş; birçok ülkede basımı için matbaalar kurulmuş, hiçbir engellemeyle karşılaşılmadan serbestçe okunmaktadır” ifâdeleri yer aldı.
Ayrıca, “özellikle, mâneviyat ve ahlâkın tesisi bakımından öne çıkan, toplumun, gençliğin, yeni nesillerin mânevî - moral dejenerasyonuyla içki, kumar, uyuşturcu, fuhuş, kötü madde bağımlılığı vesâir mânavî ve psikolojik hastalıklara - illetlere karşı ıslâhını esas alan; toplumun topyekûn mânevî ve ahlâkî temellerini takviye ve tahkimle ahlâksızlığa karşı bilim ve irfanla tâmire çalışan bu eserler ve bu eserlerle öğretide bulunanlar hakkında Doğu’da ve Batı’da, değişik dinlere ve kültürle sahip dünyanın hiçbir ülkesinde herhangi bir soruşturma ve tutuklamanın olmadığı”na nazarı dikkatler çekildi.
Bediüzaman’ın toplumlarda kargaşa ve anarşiye sebebiyet veren serseriliği asla benimsemediği, dünyanın muhtelif üniversitelerindeki akademik araştırmalara atıfta bulunularak, “Nur Risalerinin asla ‘aşırılık’ taşımadığı ve Nur talabelerinin kesinlikle bir tarikat, cemiyet, ‘dini extremistik (aşırılık) teşkilâtı’ ve ‘siyasî bir teşekkül’ olmadıkarı çeşitli vesilelerle tescil edilmiştir” analizi aktarıldı.
Özellikle “bilgi notu” kapsamında Tokdemir’in açıklamalarıyla sözkonusu Rusya’daki Risale-i Nur ve Nur talebeleri hakkındaki dâvâların seyri, hangi şehirde ve eyâletteki mahkemelerde soruşturmaların ve yargılamaların yapıldığı özetlendi.
NUR TALEBELERİ, BAŞKA BAZI RADİKAL UNSURLARLA, AŞIRI GRUPLARLA ASLA KARIŞTIRILMAMALIDIR
“Said Nursî, ‘siyasî - dünyevî cemiyet / dinî örgüt’ isanıdını ısrarla redder. Kiaplarının ve çalışmalarının mânâ ve muhtevasını, ‘iman ve ahlak olarak târif eder. Bu açıdan Nur talebelerinin hiçbir dünyevî maksatları ve hedeleri yoktur ve olamaz” açıklamasının da eklendiğii “bilgi notu”nda ayrıca şu hususlar tavzih edildi:
“Bu kitapları okuyanların, ilmî ve fikrî çalışmalarının resmî, bir devlete dayalı olmadığı gibi gizli de değildir, legaldir. Zira kitap okumanın ve insanlara iyiliği, barışı, huzuru, kardeşliği, birliği ve bütünlüğü ifâde etmenin gizli bir yanı ve yönü de olamaz. Kitaplarda açık bir tarzda daima hayra, güzelliğe, sulha, adâletli olmaya, merhamete, şefkate, insafa, vicdan muhasebesine çağrılır; güçlü ifâdelerle zülümden, ahlâksızlıktan, kavgadan, şidddetten, kötülükten, serkeşlikten, merhametsizlikten, şefkatsizlikten, insafsızlıktan ve vicdansızlıktan sakınmaları ve alkol, kumar, uyuşturucu ve benzeri kötü alışkanlıklardan uzak durmaları çağrısında bulunulur.”
Nur Risalelerinde, “Müslüman olmayanlara karşı düşmanık hissinin uyandırılması” değil, tersine gayr-ı müslimlerle de ortak insanî değerler üzerinde buluşmanın, diğer din ve inanç sahipleriyle birlikte insanlığın temel meselelerine, bilhassa mânevî ve ruhî problemlerine ortak çözümler aranmasının sözkonusu olduğu tasrih edildi.
“İnsanlığı mahveden, toplumları va âileyi çökerten, insanlığa zararlı psikolojik ve sosyal tahribatlara karşı mücadale eden bu kitapların okuyucularının, başka bazı radikal unsurlarla, aşırı gruplarla, terör örgütleriyle karıştırılmasının büyük bir yanılgı ve talihsizlik olduğu”nun tavzih edildiği “bilgi notu”nda“bu kitapları okuyanların daima müsbet hareket ettikleri, asla şiddetle, menfî tavrın içinde olmadıkları” gerçeği vuzûha kavuşturuldu..
“Yanlış ve uydurma isnadlarla tamamen ilmî ve fikrî olan bu kitapların ülkesinde yasaklanmasının, okuyucularının cezâlandırılmasının kendisini de rahatsız edeceği”nin not edildiği “bilgi notu”nda, Rusya’nın 140 milyonu aşan nüfusu içinde 20 milyonu aşan Müslüman nüfusu dikkate alarak Müslümanları inciten bu problemi çözmesi gerektiği talebi yenilenidi.
Ve 2009’da Rusya Federasyonu Başkanı Dmitry Medvedev'in onayıyla, Rusya Müftüleri Teşkilâtı Başkanı Müftü Şeyh Ravil Gaynuddin’in imzasıyla, Bediüzzaman’ın talebelerinden Mustafa Sungur’un Uluslararası ‘Rusya ve Müslüman Dünyası: Güvenilirlik Hatırı İçin Ortaklık Konferansı’na dâvete katıldığı hatırlatılarak, Rusya Fedarasyonu’nun bazı bölgelerinde Risale-i Nur eserlerinden bir kısmı hakkında soruşturma açılması ve yasak getirilmesine karşı desteği talep edildi.
RUSYA BÜYÜKELÇİSİ’NİN KIYMETLİ MÜSBET ÇABASI…
Bütün bunlardan hareketle, “Rusya yetkili mercilerinin ve mahkemelerinin, tamamıyla birer imanî, fikrî, felsefî, ahlâkî ve edebî eserler olan Nur Risalelerini ve bu eserleri okuyanları tarafsız bir gözle incelemeleri, âdilane karar vermeleri, “komşuluk hakkı ile ortak tarihten tevârüs eden köklü ortak hukukla gerçek ufka uzanan yüksek dostluk ve işbirliği perspektifiyle” rica edildi.
Fevkalâde samimî geçen görüşmede, başta merhum Nureddin Tokdemir Ağabey olmak üzere, görüşmede bulunanlarca bütün bu gerçekler tek tek açıklanarak, meseleyle ilgili her türlü bilgi ve belgenin paylaşılıp her zaman fikir teâtisine hazır olunduğu teminâtı verildi.
Rusya Büyükelçiliği Müsteşarı ve Kültür Ateşesiyle diğer yetkililerin de hazır bulunduğu ve fevkalâde dostane geçen görüşmede büyük dikkat ve itinayla verilen bilgileri dinleyen Rusya Büyükelçisi, konuyu yakından tâkip edeceğini, takdim edilen mektubu, kitapları ve dokümanları tek tek inceleyip en kısa zamanda en üst düzeyde teşebbüste bulunacağını, Rusya makamlarını ve ilgilileri bilgilendireceği vaadinde bulundu.
Ve daha sonra Yüksek eğitimini Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstütüsü’nde yapan, Diplomasi Akademisinden mezun olan, Korece ve İngilizce bilen, çevresinde çokça kitap okuma yeteneğine sahip değerli bir aydın olarak tanınan ve 1976 yılından itibaren diplomatik alanda çalışan Rusya Federasyonu Büyükelçisi’nin ve Büyükelçilik yetkililerinin İngilizce ve Rusça sunduğumuz sözkonusu mektup, kitap ve belgeleri ciddiyetle inceleyip “müsbet kanaatleri”ni Rusya’daki mercilere bildirdikleri bilgisini edindik. Rusya'daki Risale-i Nur dâvâlarında görülen yumuşamada ve peşinden alınan olumlu neticede çok katkıları olan, daha sonra -Aralık 2016’da- menfur bir suikast sonucu katledilen Türkiye dostu değerli Büyükelçi Andrey Karlov’la Rusya Büyükelçiliği yetkililerinin samimî ve kıymetli çabalarını takdirle yad ediyoruz.
“KUR’ÂN’A DAYANAN RİSÂLE-İ NUR İLE MÜBÂREZE EDİLMEZ. KORKMAYINIZ, RİSÂLE-İ NUR YASAK OLMAZ!..”
Hulâsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Nur Risalelerine ithamları reddeden, Nur talebelerini her türlü iddiadan tebrie eden son kararla, dahilî ve hârici ifsad şebekelerince şaşırtılıp yanıltılarak Kur’ân tefsiri Risale-i Nur Külliyatını yasaklayan bazı Rusya mahkemelerinin hukuksuzluğuyla Rusya devletini tazminat ödemeye mahkûm etmesi, bu ülkedeki Risale-i Nur dâvâları açısından fevkalâde ehemmiyetli bir merhale oldu.
Bu mühim merhale, Yeni Asya’nın bu süreçte Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nden Rusya Parlamentosu Duma’nın Dış İlişkiler Başkanlığı’na ve Rusya’daki mercilere Risale-i Nur ve Nur talebelerine açılan dâvâlara dair ilettiği mektup, rapor, bilgi notu ve belgelerdeki gerçeklerle “dâvâların AİHM’DEN döneceği” ikazının haklılığını bir defa daha ortaya çıkarıyor.
Ve Bediüzzaman’ın “Kur’ân’a dayanan Risâle-i Nur ile mübâreze edilmez. O mağlûp olmaz!”; “Korkmayınız, Risâle-i Nur yasak olmaz!.. “müjdesinin hakikatini bir defa daha okutturuyor.
Bu kez Rusya sayfasında…