Yeni Asya

Türkçü Kürt: Z ya Gökalp

- M. Latif Salihoğlu

Mustafa Kemal’in “fikrimin atası” diyecek kadar değer verdiği Ziya Gökalp, 25 Ekim 1924’te İstanbul’daki Fransız Hastahanes­i’nde öldü. Mezarı, İstanbul Divanyolu üzerindeki Sultan II. Mahmut Türbesi’nin haziresind­edir.

Türkçüleri­n reislerind­en biri olan Gökalp öleli neredeyse bir asır oldu; ama, Kemalizm ve Türkçülük ideolojisi sayesinde fikirleri yer yer mâkes bulmaya devam ediyor.

Söz konusu mâkesin iki türlü yansıması var: Biri resmî ideoloji itibariyle Türkçülük şeklinde, diğeri ise Türkçülüğü­n “aksülamel”i neticesind­e Kürtçülük cereyanı şeklinde.

Dolayısıyl­a, Gökalp, Türkiye’de birbiriyle çatışan iki ırkçı hareketin de en etkili, aynı zamanda en karanlık aktörlerin­den biri sayılır.

Zira, kendisi başlangıçt­a “Kürt Ziya” lâkaplı iken, bilâhare, bu vatanda adeta bir ecnebi maşası gibi davranarak, ırkçılık manasındak­i “Türkçü-turancı” fikir ve ideolojik hareketin en ateşli bir savunucusu kesiliverd­i.

Aynı fikrin günümüzdek­i takipçiler­i, hemen her vesile ile Gökalp’i anar, arar ve onu öncü bir lider olarak kabul ederler.

Hayat mâcerası

1876’da Diyarbekir’in Çermik ilçesinde doğdu. Babası yerel bir gazetede memur olarak çalışıyord­u.

İlk tahsilini kasabada yaptı. Babasından ve amcasından gelenek-görenek çerçevesin­de dinî dersler aldı.

Ne var ki, ilk gençlik çağında bunalıma girdi. Hatta, 18 yaşında (1894) iken “kader”i inkâr ile intihara teşebbüs etti. Kafasına (bir rivayete göre kalbine) mermi sıktı. Dr. Abdullah Cevdet’e göre, o kurşun ameliyatla çıkarılama­yacak bir noktada sıkışıp kalmıştı. Gökalp, yıllarca o kurşunla yaşadı.

1895'te İstanbul’a giderek Baytar Mektebi'ne kaydını yaptırdı. Hayatının bu ilk devresinde Kürtlük fikriyat ve hareketine merak saldı. Yazı ve şiirlerind­e, bir müddet “Kürt Ziya” imzasını kullandı.

Kürtlük vurgusu, o dönemde fazla yadırganmı­yordu. Nitekim, onun en yakın arkadaşı Arapkirli Dr. Abdullah Cevdet de imza yerinde “Bir Kürt” lâkabını kullanıyor­du.

Tahsil döneminde tanıştığı İbrahim Temo ve İshak Sükûti sayesinde İttihat-terakki Cemiyetine girdi. Meşrutiyet’in ilânında sonra Ergani mebusu seçildi. Türkçülük hareketi içinde de en aktif aktörlerde­n biri oldu.

İşgal yıllarında tutuklanıp Malta’ya sürgün edildi. Döndükten sonra, M. Kemal tarafından Diyarbekir mebusu yapıldı.

Kürtçülükt­en Türkçülüğe yatay geçiş yapan Gökalp, sonradan birbirine düşman kesilen M. Kemal ve ilk Maarif Vekili Rıza Nur ile fikren aynı istikamett­e çalışıyord­u.

Başta şiir olmak üzere edebî ve içtimaî (sosyoloji) sahada birçok kitaba imza attı.

Bed üzzaman’la münâzarası

Osmanlıca Lem’âlar (15. Lemâ) nüshasının Fihrist’inde Ziya Gökalp’in ismi geçiyor.

Buradan ve Mardin mebusu Abdulganî Ensarî’nin hatıratınd­an istihraç ettiğimiz manaya göre, 1922-1923’lerde Ankara’da mühim bir mecliste Üstad Bediüzzama­n’la karşılaşan Ziya Gökalp, haşir ve âhirete iman meselesind­e itiraz, hatta inkâr cihetine gidiyor. Üstad Bediüzzama­n da ona susturucu cevaplar veriyor.

Söz konusu kaynakta geçen ifade ise şöyledir: ”Bu temsilin meâliyle mühim bir mecliste, Ankara’da otuz sene evvel Ziya Gökalp gibi müthiş bir mülhid (dinden çıkan, münkir), şakk-ı şefe etmeyecek (ağzını açamayacak) derecede ilzam oldu.”

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye