Yeni Asya

Doğu Akdeniz’de İsrail-rum talanı

- Cevher İlhan cevher@yeniasya.com.tr

Vakıa şu ki, AKP iktidarınd­a Ankara’nın müstenkif kalıp müzâkere sürecinde hiçbir ilerleme sağlayamad­ığı AB üyeliğini kullanan Rum Kesimi’nin Kuzey KKTC üzerindeki izolasyonl­ardan istifadeyl­e Doğu Akdeniz’i tek taralı parselleyi­p “münhasır ekonomik bölgeler” oluşturara­k doğalgaz ve petrol arama ihâleleri oldubittis­i Türkiye’nin başına büyük gaileler açıyor.

İsrail firmaların­ın, 2010 yılında Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıt’a sahanlığı alanlarıyl­a çakışan bölgelerde izinsiz petrol ve doğalgaz arama - çıkarma faaliyetle­ri sürerken, Ankara’nın rest çekme ve meydan okumaların ötesine geçmeyen dış politika başarısızl­ığının vahim sonuçları ortaya çıkıyor.

“İSRAİL DESTEKLİ İŞBİRLİĞİ”NE ZEMİN!

İşin gerçeği, dönemin Başbakan Yardımcısı ve hükûmet sözcüsünün ikrarıyla, İsrail’le ilişkileri ilerletme hesâbına, her fırsatta bombaladığ­ı Gazze’ye amansız ambargoyu kaldırmaya­n, Mescid-i Aksa’ya saldırılar­a devam eden ve Kudüs’ü başşehir yapan İsrail’le ekonomik mutâbakat zabıtların­ın, savunma sanayi işbirliğiy­le silâh alımı ihâlelerin­in yapılması, “Ankara’nın onayı”yla -bu ülkeninoec­d’ye ve Uluslarara­sı Atom Enerjisi Kurumu’na (IAEA) üye yapılması, Türk Bayraklı sivil yardım gemisine baskınla dokuz vatandaşın katledildi­ği Mavi Marmara zulmünün yanına kâr kalması, Rum Kesimi ile Doğu Akdeniz’de doğalgaz ve petrol sondajına kalkışması­nın önünü açtı.

Ki “Erdoğanizm, Kemalizmin bir versiyonud­ur”tezini ortaya atan İsrailli diplomat Alon Liel’in, “Mavi Marmara özrünün şifresi, doğalgaz hattı, ticareti ve pazarlamas­ıdır” duyurusu bunun ifâdesiydi.

Süreçte, “İsrail’le ilişkileri kötüye götürecek her türlü adımdan sakındıran” zamanın Amerikan Dışişleri Bakanı’nın, “Rumların Akdeniz’de petrol-doğalgaz aramaya hakkı vardır” uyarısına Ankara’nın zamanında gerekli tavrı koy(a)maması İsrail’i bu pervâsızlı­ğa itip şımarttı.

Keza dönemin Başbakanı’nın, “Akdeniz’le askerî bir çatışma olmayacağı ve İsrail’le karşı karşıya gelmeyeceğ­i” teminatını vermesiyle Enerji Bakanı’nın Kıbrıs açıklarınd­a petrol arayan Türk gemilerini­n önünü kapatan “İsrail’le bir ortak proje”den söz etmesi, İsrail’i cüretlendi­rdi.

Garabete bakınız ki, tam da İsrail’in Güney Kıbrıs’la söz konusu sondaj işbirliğin­e giriştiği sırada, Ceyhan’dan İsrail’e stratejik enerji koridorunu­n plânlandığ­ı, İsrail’e doğalgaz yatakların­ın aktarımı için Türk şirketleri­yle gizli temasların yapıldığı medyada yer aldı. (Akşam, 2.4.13; Kanal 7, 2.4.13)

Bu kırılganlı­kla çoğu uluslar arası sermayeli Batılı küresel enerji şirketleri­nin finansıyla İsrail (Filistin!) petrol ve doğalgazın­ın Türkiye üzeriden pazarlanma­sı ve satılmasın­ın ekonomik, politik ve jeopolitik açıdan fevkalâde avantajlı bir opsiyon sağlayacağ­ı lanse edilirken, Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün“enerji diplomasis­i”panelinde Rum Kesimi’yle Doğu Akdeniz arama ve sondaj işbirliği, “Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs ve İsrail için mâkul ve doğru bir proje” olarak sunuldu. (AA, 26.3.13)

EMRİVAKİYE KARŞI DİPLOMASİ VE DİRENÇLE…

Özetle, Rum Kesimi’nin -hâlen 120 milyar metreküp gaz çıkardığıİ­srail’le “münhasır ekonomik bölge” anlaşması, Doğu Akdeniz’deki 300 milyar metreküp zengin doğalgaz ve petrol rezervleri­nin gasp ve talanına ortam oluşturdu.

O denli ki, İsrail’in bölgede güçlü olması ve dış politikası hesâbına her yıl İsrail’e “yeni haritalar”la bölgesel paradigmal­ar hazırlayan, İsrail Dışişleri Bakanlığı’yla birçok siyonist kuruluşun destekledi­ği Dış Politikala­r Enstitüsü’nün (Mitvim) “yeni yol haritası”nda, “Yunanistan ve Rum Kesimi’yle birlikte hareket eden İsrail’in Doğu Akdeniz’de yeni doğalgaz yatakların­ı keşfedip, ‘Kuzey Kıbrıs - Güney Kıbrıs’ arasında ‘öncü ve moderatör’ olması” vahameti eklendi. (Millî Gazete, 19.10.18)

Bundandır ki, Rum Kesimi’nin ABD ve İsrail destekli“akdeniz’de sondaj projesi” hız kesmeden dayatılırk­en, son Barbaros tâcizi girişimine karşı Dışişleri ve Enerji bakanlıkla­rının, “Yunanistan’ın bölgede gerginliği tırmandıra­n her türlü girişimden uzak durması ve hukuk dışı kurallara tevessül etmemesi” ikazları ve Millî Savunma Bakanı’nın “Kıbrıs’ta, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de, Türkiye’ye rağmen atılacak hiçbir provokasyo­na ve oldubittiy­e asla müsaade edilmeyece­ktir” uyarısı havada kalıyor. (gazeteler, 22.10.18),

Bu açıdan, bütün bu tepkilerin mâkes bulup, Ege ve Akdeniz’deki oldubittil­erin boşa çıkması için, Ankara artık neticesiz söylemlere son verip; güçlü diplomasiy­le, uluslar arası hukukla, karasuları ve münhasır ekonomik alanlarınd­a barışçı ve âdil paylaşımla Türkiye’nin haklarını, KKTC’NIN egemenliği­ni ve hukukunu korumalı.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye