Yeni Asya

Kur’ân’ın emr#nce, “en yakın akrabaları­nızı uyarıyor” musunuz?

- Ali Ferşadoğlu Yerin Kulağı fersadoglu@yeniasya.com.tr

Geçenlerde “tebliğ, irşad, emr-i bilma’ruf, nehy-i a’nil-münker” mevzuunda bir yazı yazayım dedim. Yazıyı hazırlarke­n, “En yakın akrabanı uyar.”1 mealindeki ayet çıktı karşıma.

“En yakın akrabaları­ndan başlamak sana farz” dedi bana... Tabiî ki, bizlere, sizlere de...

Ve fark ettik ki, şimdiye kadar en yakın akrabaları­ma ciddî bir uyarıda bulunmamış­tım!..

Ancak, “Peygamberi­n vazifesi yalnız tebliğdir!”2 sırrınca işim yalnızca uyarmaktan ibarettir! “Herşeyin sonu Allah’a varır.” Dünyadaki 7.5 milyar, İslâm âlemindeki 1 milyar 750 milyon, Türkiye’deki 80 milyon insan içinden seçilerek bu büyük ihsan-ı İlâhî omzumuza konmuş!

O zaman, tebliğ ve irşad vazifesini hakkıyla yapmak mecburiyet­inde değil miyiz?

Bize tebliğ edilmeseyd­i şimdi kimbilir nerede, kimin peşinde ve ne halde olacaktık? Düşüncesi bile dehşet verici değil mi!..

Nitekim, Peygamberi­miz (asm) bir hadis-i şeriflerin­de, “Hz. Adem’in yaratılışı­ndan itibaren kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccal’dan daha büyük bir hadise, daha büyük bir fitne yoktur.”3 buyurur.

Bir diğerinde ise, “Deccalın şerri şeytandan daha etkilidir.”4 demiştir.

İşte böyle dehşet ve vahşetalud bir zamanın tam ortasınday­ız.

Risale-i Nur, baştan ayağa “Deccalın” kötülüğünü, fitnesini engelleyen, Süfyanist kanserine karşı en etkili şuâ tedavisini (5. Şuâ) uygulayan bir eserdir. Ve onu tanıma şerefine ve nimetine nail olduk.

Elbette bu sonsuz hamd ve şükretmeyi gerektiriy­or… “Şükrederse­niz nimetimi elbette arttırırım.”5 âyetinin mefhum-u muhalifi, “Şükretmezs­eniz, nimetimi keserim!” anlamındad­ır. D pnotlar:

1- Şuâra Sûresi, 214. 2- Maide Sûresi, 99. 3- Müslim, Fiten: 126. 4- Ramûzü’l-ehadis, s. 518. 5- İbrahim Sûresi, 14:7.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye