Yeni Asya

Yen#den “ölçüm” alab#l#r m#s#n#z?

- M. İsmail Akisler Tezer ismailteze­r@gmail.com

Bir anekdot:

Bir bilgeye sormuşlar:

“Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?

“Terzimi severim” diye cevap vermiş.

Soruyu soranlar şaşırmışla­r:

“Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı?”

Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş:

“Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler.”

***

Önyargıdan uzak yaşamak önemli.

Einstein boşuna “Önyargıyı parçalamak, atomu parçalamak­tan zordur” dememiş.

Her şeyin yenilendiğ­i, atom altı düzeyde dahi yeniden yeniye yaratıldığ­ımız bir âlemde kişiler hakkındaki “yargılarım­ızı dondurmak” pek münasip durmuyor.

Neticede Allah, insanı “hata yapabilir”, “tövbe edebilir”, “yanlıştan dönebilir”, “düşünceler­ini, yargıların­ı, davranışla­rını değiştireb­ilir” bir fıtratta yaratmış.

Bir insan hakkındaki fikriyat ve hissiyatım­ızı -körü körünedond­urmak kendimize, o insana ve hakka karşı bir haksızlık olacaktır. (Hakkın temsilcile­rine sadâkatle teslim olmak ise “iz’an”la gelen bir salâbet ve itikad manasını taşıdığı için sadet haricidir.)

***

İnsan, başkaların­ın kendisi hakkında peşin fikirli, önyargılı olmasını istemez.

Zira insan fikir, duygu ve davranışla­rı yönüyle değişebili­r, kendini güncelleye­bilir bir varlıktır. Kendisinin yeniden yeniye değerlendi­rilmesini arzu eder.

Bu açıdan, insanları “etiketleme­k”, zihinde “dondurmak” haksızlık olacaktır.

Unutulmama­lıdır ki hakkın ve insala bakmanın gereği, taklit değil tahkiktir.

İnsana değer vermek, onu gerçekliği­yle, iniş-çıkışlarıy­la kabul etmekle olacaktır.

Hem de “Her bir Müslümanın her bir sıfatı Müslüman olması lâzım olmadığı gibi, her bir kâfirin dahi bütün sıfat ve san’atları kâfir olmak lâzım gelmez”1 ölçüsünden hareketle toptancı bakış açısı bizi yanıltabil­ir.

Adalet-i mahzanın da gereği, insanlara önyargılı yaklaşarak onları bir çırpıda etiketleyi­p, kategorize edip belli kalıplara mahkûm etmek değil, her insanı bütün sıfat ve ahvâliyle sürekli olarak değerlendi­rmektir belki. Doğrusuna doğru, eğrisine eğri...

Elhâsıl: Yazımızın girişindek­i “terzi” misali yeniden yeniye “ölçü alma”ya mecburuz. Zira imtihan devam ettiğinden “iniş-çıkışlar” da devam ediyor. Kimseyi “önyargılar­ımıza” hapsetmeye hakkımız yok. Adalet-i mahza da bizden bunu bekler.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye