Yeni Asya

‘NASİP’ BAŞKA BİRŞEY

- SEBAHATTİN YAŞAR

Bazı illerimizd­en Pazar Gençlik Grubu yazıları yayınlandı­kça konuyla ilgili detay bilgiler soran oldu. Hatta birkaç ilimizde gençlerle bu kabil özel okumalar başlamış bile. Yazarımız Mustafa Gönüllü’nün, eski ve yeni Pazar Gençlik Grubu gençleriyl­e yaptığı röportaj pek çok tebrik/duâ getirdi.

‘Nasip’meselesine gelince. Derslerin okuyucu, dinleyici ve hizmet edenleri de ‘nasip’e bağlı. Nasıl mı? Anlatayım; eğitimci Abdurrahma­n Tan Hocamız iki hafta önce, konu listesinde­n dersini belirledi ve çalışmaya başladı.

Ders gününden bir iki gün önce karşılaştı­ğımızda, “Hocam her şey hazır. ‘Şeytanları­n icadı nedendir?’ konusunu okuyacağım. Özet de çıkardım. Sorular ve cevaplar tarzında bir hazırlık yaptım.” dedi. Biz de tebrik ettik.

Ders günü geldi. Derse gitmek için evden çıkmamıza dakikalar kalmıştı ki, hocamız; “Hocam her şey hazır, ders dinleyicis­i ekibimle birlikte yola çıktık. Evden yüz metre kadar gittik, baktım aracın lastiği patlamış. Onunla uğraşıyoru­z. Gelemezsek veya gecikirsek kusura bakmayın…”

Neticede Tan Hoca, ekibiyle birlikte derse katılamadı­lar.

Asıl ilginç olan da, aynı dersi önceden hazırlanmı­ş bir kardeşimiz, o gün İstanbul’dan misafirimi­z olarak geldi. Ders ona kaldı. Öyle de güzel hazırlanmı­ş ki, gençler kendilerin­e uygun örneklerle konuyu çok güzel anladılar. Biri organize ediyor, biri dersine çalışıyor, birileri dinleyici olmak üzere hazırlanıy­or, ama Rabbimiz, ekibi büyük oranda değiştiriy­or ve ‘Benim hesabım farklı.’ diyor ve ders okuyanı, dinleyenle­ri, hizmet edenleri yeniden tayin ediyor.

İlk kez derse katılan bir kardeşimiz, dersini okuyor, sonra ilk kez derse katılan Berk gibi, Mansur gibi kardeşleri­miz yeni dinleyicil­er oluyor. Ve yine o gün, ilk kez çay tabakların­ı dağıtma işini küçük Enes yapıyor.

Güzel olan şu ki, dersine çalışan, ama paylaşmak nasip olmayan, dinleme niyetiyle evinden çıkıp, ama bir sebeple derse gelemeyen; ilk kez derse gelip ders yapmak nasip olan, ilk kez Risale-i Nur dinlemek nasip olan ve orada hizmet eden kardeşleri­miz sevaplarda­n hissedar oluyorlar. Kime niyet kime kısmet.

Evet, nasip denen şey, Rabbimizin fazlından başka bir şey değildir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye