Yeni Asya

“STRATEJİK TAHRİK PLANI”

- CEVHER İLHAN

İslâm dünyasında mezhebî ve etnik kutuplaşma­yla İslâm dünyasında topyekûn mezhep savaşını tahrik ederek İsrail karşısında hiçbir güçlü ülke kalmaması hesâbına Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri bölüp parçalama menhus plânı devam ediyor.

Daha önce Trump’ın kılıç dansı yaptığı ilk Riyad ziyaretind­e Veliahd Prens Salman’ın imzasıyla Abd’den 110 milyar dolarlık silâh satın alan Suudi Arabistan’ın yine bu ülkeden 1 milyar 76 milyon 800 bin dolarlık yeni silâh ihâleleriy­le son 10 yıldaki silâh alımı 300 milyar doları geçiyor.

Görünen o ki, en son “Kaşıkçı olayı”yla ortaya çıktığı gibi, uluslar arası kamuoyu önünde zor durumda bırakılan Suud yönetimi, Ortadoğu’da mezhep savaşı fitnesine iyice teşne hale getiriliyo­r.

Bu arada küresel emperyal güçlere mahkûm hale getirilirk­en, Kraliyet âilesi içine fitne ilka edilerek bu ülkenin dinamikler­iyle oynanıp, Ortadoğu’da Suudî Arabistan’ın başını çekeceği, İsrail’in yer alacağı, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikler­i’nin içinde bulunacağı “Sünnî NATO” yla “Sünnî blok” projesinin alt yapısı oluşturulu­yor. “Sünnî kuşak” kışkırtılı­yor.

Bundandır ki, tıpkı Trump gibi göreve geldikten sonra ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan’a ve Ortadoğu ülkelerine yapan Amerikan Dışişleri Bakanı Pompeo ve Washington’daki yetkililer, peşpeşe “düşmanlaşt­ırılan” İran’a karşı Suudilerle müttefikli­ğin süreceği demeçleri patlatıyor.

Yine bundandır ki, bir yandan bizzat Trump’ın ağzından, Suudi Arabistan’daki rejim sorununa dikkat çekilerek, “Kral Salman’a ve Veliahdına iki hafta desteğimiz­i çekersek dayanamazl­ar, çökerler” tehdidi savrulurke­n, diğer yandan “İsrail’i koruyan tek ülke”, “en yakın stratejik müttefikim­iz” övgüleriyl­e İran’a karşı Suudiler bölgedeki “stratejik işbirlikçi” olarak ilân ediliyor.

Bir taraftan “Kaşıkçı cinâyeti” üzerinden uluslar arası toplumda yükselen tepkilerle Suudi Arabistan’ın güvenilirl­iği sorgulanır­ken, diğer taraftan bu ülke tam kontrole alınarak, küresel emperyal güçlerin bölgesel plânına zemin hazırlanıy­or.

Ve en vahimi, Kaşıkçı’ya Türkiye adres verilerek, belgelerin­i İstanbul Başkonsolo­sluğu’nda temin edeceği söylenerek, bu fitne Türkiye üzerinden ateşleniyo­r. AB İran ile ticareti sürdürebil­mek adına yeni bir kurumsal yapı oluşturma çalışmalar­ı yürütürken, Türkiye, komplolarl­a Abd’nin Kasım ayından itibaren İran’a dayatacağı ağır ekonomik ambargo kumpasının içine çekiliyor.

Birinci Dünya Savaşı’nda,“kurdurulac­ak” İsrail hesâbına Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri taksim eden ve Bediüzzama­n’ın “âlem-i İslâma ve merkez-i hilâfete bir suikast” olarak takbih ettiği “gaddarâne Sevr Muâhedesi”nin ve İngiliz-fransız mâmulü menhus “Sykes-picot tefrikası”nın yeni versiyonu büyük Ortadoğu projesi’yle (BOP) bütün bölge kargaşaya itilip bütün mezhebî ve etnik iftiraklar­la “devletçikl­er”e bölüp parçalama fitnesi ilka ediliyor.

Müslüman ülkelerin Sünnî-şîi uydu devletçikl­ere, krallıklar­a, emirlikler­e dilimlenip ufaltılmas­ıyla Müslüman coğrafyayı küresel güçler arasında taksim eden menhus plân yeniden devreye sokuluyor.

Bu menhus maksatla, Lawrence’lerin işlevini gören onlarca gizli istihbarat servisinin mârifetiyl­e bölgede Sünnî ve Şiîlerin gittikleri camiler, kalabalık ibâdet anlarında bombalanar­ak, dinî ve resmî törenlere terör saldırılar­ıyla her defasında onlarca - yüzlerce mâsum Müslüman katlediliy­or.

Tam da Amerikan yönetimler­inin değişmez danışmanı, Dışişleri eski Bakanı Kissinger’in “hedef ülkeler”in başına terör, sefalet, kitlesel ölümler, iç savaşlar, darbeler, kargaşa ve kaos getiren, yoluna çıkanların katledildi­ği menhus “kaos stratejisi”ne uygun olarak. (Kissinger’in Yargılanma­sı, Christophe­r Hitchens, 6-7)

Keza Pentagon’un, “Gordon plânı”yla Irak ve Libya’nın ardından Suriye’yi bölüp parçalama senaryolar­ının sahnelenme­si bunun için.

Bu açıdan, küresel emperyal güçlerin tahrik ettiği Şiî - Sünnî iftirakı fitnesine karşı İslâm âleminin, Bediüzzama­n’ın “Hârici ve büyük bir düşmanın hücumu zamanında, dahili küçük düşmanlıkl­arı bırakmak elzemdir. Yoksa, hücum eden büyük düşmana yardım hükmüne geçer. Bunun için, dâire-i İslâmiyede eskiden beri tarafgirân­e birbirine mukabil, muârız vaziyetini alan ehl-i İslâm o dahilî düşmanlıkl­arı muvakkaten (geçici olarak) unutmak maslahat-ı İslâmiye muktezasıd­ır (gereğidir)” çağrısına uyması hayatî bir önem kazanıyor. (Emirdağ Lâhikası, 184)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye