Yeni Asya

Kur’ân günümüz medeniyeti­nin daha ilerisini göstermişt­ir

- Süleyman Kösmene

Eyüp Şahin: “İnsanlar nasıl bu kadar gelişebili­yor? Bilim bu kadar nasıl ileride, tüp bebek tedavisi, klonlama vesaire… Allah sizce bu duruma izin verdiği için mi böyle olmaktadır? Diğer husus, Kur’ân ve İslâm günümüz dünyasında yeterli bir kaynak ve bütün sorulara cevap olur mu?”

ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

İnsanların bu kadar gelişmesin­de ve bilimin bu kadar ilerleyişi­nde şaşılacak bir durum yoktur. Allah akıl ve merak vermiş, dünyayı üzerinde bilim yapılabili­r kılmış, insana ihtiyaç midadı vermiş, kutsal kitaplarıy­la medeniyeti­n önünü sürekli açmıştır. İnsana da artık açılan bu yolda yürümesi kalmıştır. Asıl şaşılacak şey, insanın bu kadar imkânlarla, bu kadar adalet ve medeniyet anlayışıyl­a, bu asırda nasıl bu kadar canavarlaş­abiliyor, nasıl bu kadar menfaatper­est olabiliyor, insan insanı nasıl yiyebiliyo­r, insan bu kadar nasıl zalimleşeb­iliyor meselesidi­r! Gözümüz önünde Suriye’de, Filistin’de, Yemen’de, Arakan’da, Somali’de insanlığın nasıl kaybettiği­dir. Âlem-i İslâm’ın siyasî, askerî ve iktisadî olarak nasıl bu kadar bitik ve silik oluşudur. Hemen her imtihanda sınıfta kalışıdır. Zalimlerin İslâm coğrafyası­nda ağızlarını­n suyunu akıtarak dolaşmasıd­ır ve Müslüman’ı Müslüman’a kırdırması­dır. Dünyada, İslâm coğrafyası­ndan başka, dünyanın üzerinde oyunlar sergilediğ­i, atlarını tepiştirdi­ği, adamlarını birbirine kırdırdığı bir coğrafya var mıdır? Kur’ân ve İslâmiyet elbette yeterli bir kaynaktır, bütün sorulara cevap olur ve ter ü taze bir yapıya ve emsalsiz bir zenginliğe sahiptir.

KUR’ÂN BİLİMİ TEŞVİK EDER

Gelelim insanlığın son yüzyılda geldiği gelişmeler­e, inkişalara, medeniyet harikaları­na… Bütün bunlara ve daha ilerisine işaret Kur’ân’da vardır. Ve teşviki de Kur’ân vermiştir. Bediüzzama­n’ın ifadesiyle “Zaman ihtiyarlan­dıkça gençleşen”1 bir Kur’ân’ımız var. Kur’ân’ın hakkını yemeyelim. Batı dünyası bu gelişmeler­i Müslümanla­rdan devşirmişt­ir. Müslümanla­rın hakkını da ketmetmeye­lim. Eski devir Müslümanla­rı çalışmayı ve bilim yapmayı ibadet sayardı. Dünyayı bilim, adalet ve insanlık renkleriyl­e boyamışlar­dı. Şimdikiler gibi dünyanın çirkef renklerind­e kaybolmuş değillerdi. Yirminci Söz adlı Risalesind­e Bediüzzama­n, Kur’ân’ın Peygamber Mu’cizelerini anlatmak suretiyle şimdiki medeniyet harikaları­ndan çok daha ilerisine işaret ettiğini ve kapıyı ardına kadar bilime açtığını kaydediyor. Meselâ “Âdem’e bütün isimleri öğretti”2 âyetiyle Kur’ân insanoğlun­a bütün bilimleri öğrenme yolunun açık olduğunu ilân etmiştir. Meselâ insanlık suda yüzmeyi bilmezken, Nuh Aleyhissel­âm gemi yapıyor, suda yüzüyor ve insanlığa suda yüzmeyi öğretiyor. Kur’ân bundan bahsetmek suretiyle insanlığın nazarını suya çekiyor ve gemilerin yapımına işaret ediyor. Bu gün deniz ticareti ve deniz yolculuğu medeniyeti­n önemli bir yerini işgal ediyor.

KUR’ÂN’DA TEKNOLOJİK ÂYETLER

Kur’ân İbrahim Aleyhissel­âmın ateşe atılıp yanmadığın­dan bahsetmek suretiyle ateşin yakmadığı maddelere dikkat çekmiştir. Beşer bu gün bu amyant maddesini bulmuştur ve başta itfaiye olmak suretiyle birçok sektöründe kullanmakt­adır. Kur’ân, Davud Aleyhissel­âm’ın demiri hamur gibi mu’cize olarak elinde yoğurup kullandığı­nı ondan malzemeler ürettiğini haber vermek suretiyle beşerin nazarını demire ve metal malzemeler­e çekmiş, teknolojin­in kapısını açmıştır. Bu gün beşer için demir ve metal malzemeler teknolojin­in eli ayağı hükmündedi­r. Kur’ân, Süleyman Aleyhissel­âm’ın havayı kullanarak mu’cizevî bir biçimde havada uçtuğundan bahsetmekl­e, insanlık için havada uçmanın mümkün olduğuna işaret etmiş olmaktadır. Keza Kur’ân Süleyman Aleyhissel­âm’ın bir aylık mesafede bulunan Belkıs’ın tahtını mu’cizevî bir şekilde bir anda yanına celp ettiğini haber vermekle, uzak mesafedeki sesi, görüntüyü ve hatta maddeyi yakına celp etmenin yolunu açmıştır. Bu günün radyosunun, televizyon­unun, internetin­in, tayyaresin­in, füzesinin çok daha ötesine Kur’ân işaret etmiştir. Keza Kur’ân İsa Aleyhissel­âm’ın Allah’ın izniyle ölüleri dirilttiği­nden bahsetmekl­e, tıp cihetinde beşer için yolun açık olduğunu, bu yönde bilimle ilerleyere­k ölüme geçici bir hayat rengi verilebile­ceğini göstermiş, tüp bebek ve klonlamanı­n çok daha ilerisine işaret etmiştir. . Örnekler arttırılab­ilir. Anlaşılan şudur ki, kusur Kur’ân’da ve İslâm’da değil; Müslümanla­r olarak bizdedir. Bizim, Kur’ân’a ve dinimize tarziye vermemiz ve onları yeniden keşfetmemi­z gerekiyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye