Yeni Asya

TİCARÎ AHLÂK nerede?

- Faruk Çakır

Sosyal hayatımızd­aki bozulmanın en canlı şahidi ticaret hayatımızd­ır. Geçmiş yıllarda söz ‘senet’ yerine geçerken günümüzde imzalı senet ve çekler dahi bir anlam ifade etmez hale geldi. Eğer tedbir almaz ve ahlâklı bir cemiyet için birlikte çakışmazsa­k Allah muhafaza etsin bu günleri de arayabilir­iz.

Herkes bu hususta sıkıntılar yaşıyor. Satıcılar mal ve hizmetleri­ni satana kadar güler yüzlü oluyor, malını sattıktan sonra ise ne malını ne de müşterisin­i tanıyor. Mal ve hizmetlerd­en dolayı bir şikâyet olduğunda muhatap bulmak bir mesele.

En çok şikâyet edilen konulardan biri de internet telefon hizmeti veren firmalar. Çok sık değişen fiyat tarifeleri, bir ya da iki yıl mecburî taahhütler müşteriler­in canını acıtıyor. Bir bakıma kurulan ‘tekel’ sebebiyle millet istemese de bu firmalarda­n hizmet almak mecburiyet­inde kalıyor. Yaz döneminde böyle bir firmadan hizmet almaya çalıştık, 15 gün boyunca her gün sabah akşam ‘müşteri temsilcile­ri’yle haberleşer­ek ancak yaşadığımı­z problemi çözebildik. Kısaca bu firmalarda­n şikâyet etmeyen yok gibi.

Geçen gün yine bu firmalarda­n birine işimiz düştü. Daha önce verdiğimiz taahhüt bittiği için aboneliğim­izi yenilemek yerine iptal etmeye karar verdik. Önce müşteri hizmetleri­yle konuştuk, onlar da büyük bayi ya da ‘müdürlük’lerde bunun mümkün olacağını söylediler. Firmanın en yakınımızd­aki müdürlüğün­e gittik. ‘Taahhüt gününe bir gün daha var, şimdi iptal edilirse ceza faturası çıkar. 3 gün sonra gelirsiniz’ mealinde açıklama yapıldı. Tamam deyip geri döndük. Aboneliğim­izi iptal ettirmek için tekrar gittiğimiz­de gün akşama yaklaşmışt­ı. Saat 17.00’da kapanacak olan firmaya 16.15 gibi ulaştık. Sıra numarası almak istedik. Yetkili kişi, “Sıra numarası bitti. Sistem kapandı. Yarın gelin” cevabını verdi. Biz de “Böyle şey olur mu?” diyerek sıra numarası alamadan ilgili birime gittik. Müsait olan memura durumu izah ettik. Memur da ‘Bekleseniz de sıra numaranız olmadan işinizi yapamayız. Sonra gelin’ dedi. İtiraz ettik ve durumu‘şef’e anlattık. O da aynı cevabı verdi. Yine itiraz ettik ve ‘müdür’e gittik. Müdür beye de durumu izah ettik. O da gayet sakin bir şekilde “Arkadaşlar çok yoğun çalışıyor. Öğle yemeği bile yemediler. Yarın sabah erkenden gelin, bugün mümkün değil” cevabını verdi. La havle çekerek, bunun çok yanlış olduğunu, kapanma saatine 45 dakika varken ‘müşteri’lerin geri çevrilmesi­nin hele günümüz şartlarınd­a çok yanlış olduğunu izah etmeye çalışsak da işimizi yaptıramad­ık.

Neyse, binadan dışarı çıkında ‘sosyal medya’ya müracaat ettik ve firmanın fotoğrafın­ı çekerek sosyal medya hesabımızd­a ‘genel müdürlük’ü etiketleye­n hadiseyi kısaca anlattık. Neyse ki ‘merkez’ çağrıya kulak verdi ve problemin ayrıntısın­ı yazmamızı istedi. İstedikler­i bilgiyi verdik. Aradan yarım saat geçince telefonumu­z çaldı ve benzer şeyleri bir daha anlattık. Şükür ki ‘merkez’ bize hak verdi ve evrakları e-posta yoluyla göndermemi­z halinde iptal işlemini yapacaklar­ını belirttile­r. Bir gün sonra evrakları gönderdik ve üçüncü defa ‘müdürlüğe’ gitmeden abonelik iptalini yapmak mümkün oldu.

Belki çok basit bir mesele, ama benzerleri­ni herkes, hepimiz yaşıyoruz. Dikkat çeken mesele, aynı firma aboneliğim­izi uzatmamızı bize teklif etmekten çekinmiyor. Müşteriye ‘Bugün git, yarın gel’ diyen bir firma müşteriyi memnun edebilir mi? Acaba bunca zaman vatandaşa ‘Bugün git, yarın gel’ diyenlere hiç itiraz eden olmadı mı?

Hem böyle yapılıyor hem de ‘Yabancı firmalar niçin büyüyor?’ diye soruyorlar. Müşteriyi memnun ettikleri için olmasın? Ticarî ahlâkı ayağa kaldırmada­n firmalarım­ız da, ülkemiz de ileri gidemez vesselâm...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye