Irkçılarla işbirliği (!)
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle Türkiye’deki ırkçılarla ilgili çarpıcı söz ve nutuklarına şahit oluyoruz. Türkçülere veya Kürtçülere doğru öyle bir kılıç sallaması var ki, muhatapların tabularını adeta ortadan ikiye bölüyor. Kısa süreli de olsa, insanın içini şöyle bir hoş ediyor.
Evet, özellikle “kısa süreliğine” diyoruz. Çünkü, beyanlarında sorunlu noktalar var; keza, nutuklarında hazmı hiç de kolay olmayan pürüz ve parazitler var ki, sözlerinin ömrünü kısaltıp nasihatlerinin tesirini kırıyor.
Bunun öncelikli sebebini, bir-iki örnekleme ile aşağıda anlatmaya çalışalım.
* * *
Erdoğan, ayrılıkçı Kürtçülerin aleyhinde konuşurken, ağzından zehir-zemberek sözler dökülüyor: Gününüzü göreceksiniz; biteceksiniz, öleceksiniz, gömülüp gideceksiniz...
Erdoğan, ırkçı Türkçülerin aleyhinde konuştuğunda ise, ağzından adeta bal damlıyor: Bakın, ben Türk’üm; ama, Türkçü değilim. Dinimiz her türlü ırkçılığı reddetmiştir.
Ne güzel, ne âlâ değil mi?
Her türlü ırkçılığı reddeden yukarıdaki sözlere herhangi bir mümin karşı gelebilir mi?
Elhak, Türkçülerle ilgili sözleri gibi Kürtçülerle ilgili sözleri de doğrudur.
Ne var ki, iki ırkçı taraf hakkındaki sözlerinde, ciddi anlamda renk ve ton farkı görülüyor: Bir kesim için “ölüm fermânı”nı gözü kapalı şekilde imzalarken, diğer taraf için gayet mülâyim ve mâkulâne bir edâ ile “Ben sizin gibi değilim ve sizin gibi düşünmüyorum” kıvamında konuşuyor.
Peki, Türkçüler hakkında nasıl konuşmalıydı veya daha başka neler söylemeliydi?
Lâfı hiç dolandırmadan vurgulayalım; hiç olmazsa şunu söyleyebilmeliydi: Ben Türkçü olmadığım gibi, Türkçülerle beraber de değilim; onlarla herhangi bir işbirliği yapmıyorum ve onlarla herhangi bir angajman içinde değilim, olmam da. Nokta.
* * *