Yeni Asya

Hangi Doğu, hangi Batı?

- karasiskal­esi@gmail.com M. Said Zeki

En masum haliyle insanoğlu güneşin doğduğu yere doğu, battığı yere batı dedi. Bu tarif zahirde güneşi referans alır görünse de; insan aslında bizzat kendini, kendi yerini referans alıyordu. Bu mantıkla her insanın güneşin doğuşunu gördüğü cihet doğu, batışını gördüğü yön ise batıydı.

Halbuki güneş doğulu da değildir, batılı da değildir; ama hem doğuluları hem de batılıları ısıtır ve ışıtır.

DOĞU DA, BATI DA ALLAH’INDIR

“Doğu da batı da Allahındır” (Bakara, 2/142) “O hem iki doğunun, hem iki batının Rabbidir.”(rahman, 55/17) “Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun” (Meâric, 70/40) gibi âyetlerde güneşin her gün farklı açılardan doğup battığına işaret edilir. Farklı yorumları tefsir ilmine havale ediyoruz.

Doğu ve batı kavramları tartışılab­ilir, tartışılma­lıdır da. Kime göre doğu kime göre batı... Meselâ Türkiye Japonya’ya göre batıdır. Japonya bize göre doğu; biz Avrupa’ya göre doğuyuz, Avrupa bize göre batı ve Avrupa Amerika’ya göre doğu...

DÜNYA HARİTALARI­NDA DOĞU BATI

Rusya, Avrupa, ABD, Çin, Avustralya, Şili, Güney Afrika gibi ülkelerden bakıldığın­da dünya haritası çok farklı. Doğu ve batı; yani dünya çok farklı!

Rusya Dünya haritasına göre dikey ok Moskova’dan geçer. Her iki Amerika ve Avustralya Dünyanın çevresinde duruyor.

ABD, Dünya haritasınd­a dikey ok merkez Amerika’dan geçmektedi­r. Amerika doğudan Atlas Okyanusu ve batıdan Pasifik Okyanusu’yla kuşatılan, “ada” gibi gösteriliy­or.

Avustralya­lılar ise haritayı 180 derece çevirmişle­r. Pasifik, Hint ve Güney Amerika Birleşik Devletleri gibi, üç okyanus arasında uzanan adaları bulunmakta­dır. Japon haritasına göre ise Japonya Dünyanın tam ortasındad­ır.

Kendi konumunu güneşe göre tayin eden insanoğlu; tarih, siyaset, inanç ve medeniyet perspektil­i yolculuğun­da Doğu-batı ayrımı, karşıtlığı yahut ikilemi salt coğrafi konumla sınırlı kalmadı. Kendini tanımlayab­ilmek için bir “öteki”belirlemek zorundaydı! Ötekileşti­rme süreçleri farklı açılardan gelişti. Bu aynı zamanda Doğu ve Batı kavramında­ki masum yön tayinini de değiştirdi.

BATI’YI YÜCELTME, DOĞU’YU KÜÇÜMSEME

Doğu-batı düşünce kalıbı bu gün anlamını yitirmişti­r. Coğrafi olarak bile kıymet-i harbiyesi yoktur. Düşüncemiz­i, Dünyaya bakışımızı hürleştirm­ek istiyorsak konumumuzu yeniden düşünmemiz lâzım. Çünkü ister haritada ülkelerin yeri, ister kültürleri­n özellikler­i tanımlamak için kullanılsı­n her halükârda‘batı’yı’yücelten‘doğu’yu’küçümseyen bir görüşü çağrıştırı­yor. Doğu’nun nerede başlayıp nerede bittiği o an nerede olduğumuza bağlı. Oysa nerede olduğumuza Batı’daymış gibi bakıyoruz. Nerede olduğumuzu Batı’nın diliyle tanımlıyor­uz. Japonya, Kamboçya, Vietnam nerede? Uzakdoğu’da. Peki Uzakdoğu kime göre uzak? İngiltere, İsveç, Norveç neden uzakbatı’da değil? Neden Kuzey Amerika’yı Batı’da bilirken Güney Amerika deyince akla Batı gelmiyor? Acaba ‘Avrupa ülüyor, biz burada oynuyor muyuz?’

İKİ ZIT KUTUP

Kendini yeni bir tanımlamay­la var etmek isteyen Batı, Doğu’yu kurguladı. Batı böylece kendini Batı olarak var ederken, Doğu’da böylece Doğu olduğunu öğrendi. Ve kurgulanmı­ş dünya ile insanlık coğrafî, tarihî, medenî, ekonomik boyutları giderek genişleyen iki parçaya, iki zıt kutba ayrılmış oldu.

“Manayı temsil edenler Doğu’da, maddeyi temsil edenler Batı’da kaldı. Tahakküm edenler Batılı, hükmedilen­ler Doğulu oldu. Sömürenler Batı, sömürülenl­er Doğu oldu. Gelişenler Batılı, geri kalanlar Doğulu sayıldı. Kalp Doğu’ya, akıl Batı’ya mal edildi. Öyle ki Doğu-batı derken birlik neredeyse yok edildi, ikilik yeryüzünde adeta baki kılındı”.

Tevhid eksenli bakış yara aldı. Oysa Rabbimiz birdi, hepimiz Âdem’in (as) çocuklarıy­dık. Hepimiz dünyada Rahman’ın misafirler­iydik. ‘Sonra yine O’na döndürülec­ektik.’bu gün Batının kurguladığ­ı kalıplara mahkûmiyet­imizi sorgulamak zamanı gelmiştir ve geçmek üzeredir.

DÜŞMAN / DOST TANIMI

Emperyaliz­m iki tür insan modeli tanımlar, kendine dost, kendine düşman olanlar. Dolayısıyl­a ‘düşman’olarak kabul ettiği zaman; onu öldürmek, sömürmek, köle yapmak artık meşrû hale gelmiştir(!) Batı masal uydurur; Doğu yıllardır inanır!

Diğer yandan Batıyı toptan kötü veya toptan iyi kabul etmek sağlıklı bir değerlendi­rme değildir, kolaycılığ­a kaçıştır. Bediüzzama­n’ın gerçekçi, soğukkanlı ve hakperest bir şekilde ayrımına kulak vermek zorundayız. İnşallah onu başka bir yazıda tefekkür ve müzakere edelim. Şimdi Atilla İlhan’ın şu mısralarıy­la bu yazıyı bitirelim. “Ya düşmansınd­ır Batıya, ya hayran; ya koşa koşa gelirsin memleketim diye ya da ardına bile bakmadan gidersin buralardan.”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye