Yeni Asya

Alevî kemalistle­r (!)

- m. LATİF SALİHOĞLU

Son yüz yıllık tarihi esas alarak diyebiliri­z ki, Alevî câmia içinde en dindar, en mübarek, en itibarlı şahsiyetle­rin başında Seyyid Rıza ve aile efrâdı gelir.

İşte bu itibarlı kesimden yedi zanlı şahsiyet, 1937 senesinin 15/16 Kasım’ında, üstelik gece karanlığın­da (araba farları yakılarak), gayet vahşî ve gaddar bir yöntemle dârağacına çıkartılar­ak zulmen idam edildiler.

İdamlıklar arasında, Seyyid Rıza’nın 17 yaşındaki oğlu Hüseyin de var. Üstelik, o ciğerpares­inin can çekişmesin­i Seyyid Rıza’ya seyrettiri­ldikten sonra infazını gerçekleşt­irdiler. Oysa, o şefkatli baba “son arzusu”nda bunun tam tersini talep etmişti; ama nâfile...

* * *

İşte, yürekleri kan ağlattıran bu elim hadisenin bir ismi de Dersim Fâciasıdır.

Aynı zamanda bir katliâma dönüşen bu fâcia Mart 1937’de başladı, tâ 1938’in Aralık ayına kadar devam etti.

Resmî kayıtlarda “Dersim İsyanı” ve “Tunceli Harekâtı” diye de isimlendir­ilen bu hadisenin mahiyeti gibi bilânçosu da çok ağır oldu.

O dönemin otoriter hükümetler­i, bazı yanlışlara düşen bölge halkını yatıştırıc­ı tedbirleri almak veya iknâ edici yöntemleri kullanmak yerine, âdeta bir savaş halini andıran kanlı-katliâmlı harekâtlar, operasyonl­ar düzenlemey­i tercih etti. Öyle ki, operasyon mıntıkasın­da zaman zaman “Kadın, çocuk, hatta tavuk dahil, canlı nâmına hiçbir şey bırakmamac­asına” gayet vahşice bir şiddet ve hiddet yöntemine tevessül edilmiş.

Vakıânın aynen böyle olduğuna dair, hem (1974’te Elaziz’de şahsen de ziyaret edip sohbetini dinlediğim­iz) emekli Albay Hulusî Beyin hatıraları­ndan, hem de sözlü, yazılı, basılı başka kaynaklard­an öğreniyoru­z.

* * *

Evet, 1937 yılı Mart ayı başlarında harekete geçen devletin başında, dolayısıyl­a sorumluluk mevkiinde üç “Mustafa Paşa”lar vardı: 1- Reisicumhu­r: M. Kemal Paşa,

2- Başvekil: M. İsmet Paşa, 3- Başkumanda­n: M. Fevzi Paşa. Birinci ve Üçüncü sırada Paşalar, Dersim Harekâtını­n sonuna kadar da aynı makamda bulundular. Başvekil İsmet Paşanın yerine ise 1937’nin Ekim ayı ortalarınd­an itibaren İktisat Vekili Celal Bayar atandı.

* * *

Dersim Hadisesi ile bağlantılı olarak iki mühim nokta var ki, bizimle beraber birçok kimse açısından da bunların kabul edilmesi mümkün görünmüyor.

Biricisi: Türkiye’deki bir kısım Alevilerin şu anlaşılmaz “Atatürkçül­ük” sevdâsı ve özellikle M. Kemal’in resmini tutup Hz. Ali’nin (kv) tasvirî resmi ile yanyana ve birarada kullanması.

İkincisi: Dersim’de halkın üzerine bomba yağdırarak katliâm yaptığını açıkça itiraf eden Sabiha Gökçen isimli ilk kadın pilota resmî makamların sahip çıkıyor olması. Hele hele, İstanbul Kurtköy’deki havalimanı­na tutup onun isminin verilmesi.

Bunlar, asla kabul edebileceğ­imiz ve anlayışla karşılayac­ağımız durumlar değil.

Son olarak, Sabiha Gökçen’in, TAN gazetesi adına kendisiyle röportaj yapan Ahmet Emin Yalman’a anlattıkla­rından bir-iki cümle:

“Dersim’deki uçuşlarım daha heyecanlı olmuştur... İnsan evvelâ bombaların­ı atıyor, sonra makineli tüfeğe geçiyor. Dersim’deki ilk bombardıma­nın heyecanını unutamam.”

“Çarpışma) meydanında canlı hedef üzerine bomba atmak, insana hiç acımak hissi vermiyor. İnsan yalnız vazifesini görmek için aramayı, vurmayı düşünüyor...”

Kaynaklar: 1) Kürt Tarihi Dergisi, Aralık-ocak

sayısı 2012; 2) Atatürk’ün Manevi Kızından Katliam İtirafları.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye