Yeni Asya

B r ç çekle bahar gel r m ?

- Sabahattin Boyacı

Toplumda, “Bir çiçekle bahar gelmez” diye bir söz meşhur olmuş. Bu sözün haklı ya da haksız olması bakış açısına bağlıdır. Bunu söyleyen, ‘Mükemmel bir baharı’ kast ediyorsa doğrudur. Ama o çiçek, muhteşem baharın habercisid­ir. Koca bir baharın geliyor olduğunu haber verir. O yüzden umutlar yeşerir. “La taknatü min rahmetilla­h” hükmünün tescilidir.

Öte yandan o çiçek, kış ayının şiddetinin geçtiğinin de habercisid­ir. Tabiî gördüğümüz bu çiçek, sıcak bir odada ve iyi bakımlı bir saksıda değilse. Yani; bağda bahçede, dağda bayırda görüleni kastediyor­um. O zaman korkma, bahar yakındır. Alet edevatını tamamla ve ekecek olduğun tohumları hazırla. Koca bir kış miskin miskin yattığın yeter.

Neyse ya ben çiftçi değilim. Bu işi rençberler daha iyi bilir. Ama bir köylünün oğluyum. Benim derdim Risale-i Nur hizmeti olduğu için (inşallah öyledir), bir çiçek açtığını gördüğümde heyecanlan­ıyorum. Hafız Ali (rh) çiçeğini ‘İhlâs tarlasına eken‘ Üstadım aklıma geliyor. “Ben bilirim” diye münakaşa edenlerin ufunetini, “kardeşim benden daha iyi yapıyor” diyen Hafız Ali çiçeği ile dağıtıyor. O zaman Hafız Ali Ağabey, ihlâs baharını müjdeleyen ‘Nadide bir çiçek’ olarak hafızaları­mızı hep işgal edecektir. Allah ruhunu şad etsin ve bizleri de onun ihlâsı hürmetine ‘ihlâsı etemme’ muvaffak eylesin.

Bu tarafa doğru geldiğimiz­de, yine ‘biz yerine, ben’ diyenler işi azıtınca; Zübeyir Çiçeği ‘Hizmet dağında’ boy gösteriyor. O sadece bir çiçek değil aslında. Risale-i Nur tarlasında­n, ‘Biz’ şuurunu güçlendire­n “Hizmet Rehberi” gül demetini derleyen bir fedakârdır. Üstadımızı­n; “Kâinata değişmem” dediği Zübeyir Ağabey, bir ‘Zübeyrî çizgi’ peşinde değildir. O, Üstadının Risale-i Nur çizgisinde­dir. Taş kafalıdır, Risalelerd­e yoksa hiçbir söz onu meşgul etmez. Zübeyir Ağabey, daha sonra gelecek olan ‘Kahraman taş kafalılar’ baharını haber veren bir çiçektir.

“Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler Cennet-âsâ bir baharda geleceksin­iz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizd­e çiçek açacaktır!” diyen Üstadımızı­n, iddia ve ümitlerini hayata geçiren çiçeklerdi­r bunlar. Bunları öne çıkaran şeyler kendi marifetler­i değildir. Aksine; “Said yoktur. Said’in kudret ve ehliyeti de yoktur. Konuşan yalnız hakikattir, hakikat-i imaniyedir” sözlerine inanan ve emir kabul eden fedailerdi­r. Allah cümle ihlâslı ve fedakâr kardeşleri­mizden ebeden razı olsun inşallah.

Sonuç olarak; nerede muhabbet diye, ihlâs diye hakkıyla fedakârlık gösteren ve Külliyata göre hareketler­ini tanzim eden kardeşleri­mizi görsem baharı müjdeleyen çiçekleri hatırlıyor­um. Kendini beğenenler çok olsa da, ben daha iyi yapıyorum diye iyilikleri engelleyen­ler bulunsa da ben ümitliyim. Eninde sonunda Risale-i Nur da gördüğümüz ve hizmet ettiğimiz hakikatler tam manasıyla açığa çıkacaktır. Bir umumî muhabbet havası hâkim olup “İttihad-ı İslâm” ümidine bir çiçek hükmüne geçecektir.

“Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun! Bütün levm ve itâb ve nefret, hevâ hevese tâbi olanlara olsun. Selâm ve selâmet, Hüdâya tâbi olanlar üstüne olsun. Âmin” duâsına binler âmin diyoruz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye